Kavgayı sürekli ben çıkarıyor olsam da...

Merhaba Yeşim Hanım,

Eski erkek arkadaşımla 4 yıllık bir ilişkimiz vardı. Bu sürede çok fazla kavga da etsek, küssek de hiç birbirimizi bırakmamıştık. Her ne kadar ilişkide kavgayı sürekli ben çıkarıyor olsam da onu çok seviyordum. O da beni. Bana bir keresinde sen bana yaşamayı, hayatı, sevgiyi öğrettin demişti. Biz her şeyimizi beraber yaşamıştık. Birbirimizin hayat arkadaşıydık. Herkes bizi çok yakıştırırdı. İlişkimizin 3. yılında şehir dışına eğitime gitmişti. Ve bu süreçte ona çok destek vermiştim. İlişkimiz boyunca beni sürekli arar, mesaj atardı. Okula gidince bana karşı ilgisi çok fazla arttı, seni özledim, çok güzel geleceğimiz olacak, her şey çok güzel olacak gibi cümleler kuruyordu. 9 ay sonra eğitimi bitti. Eğitiminin bitmesine yakın bana sözlenelim demişti. Ben de o an ailevi problemlerimden dolayı şu an olmaz demiştim. 9 ay bitti, yani yaklaşık 8 ay önce eğitimden döndü. Eğitimden döndüğünde birbirimizi çok özlemiştik. Tabii eğitimden dönünce o beni ailesiyle, ben de onu ailemle tanıştırmıştım. İkimizde birbirimizin ilk ilişkisiydik. Her şey güzel giderken ben ona evlilik konusunu açtığımda bana hazır değilim şu an ama halledeceğim, seni seviyorum diyordu okuldan ilk döndüğü zamanlar. Beni 1 ay önce terk etti. Sebebi de son zamanlar evlilik olayıyla ilgili çok tartışmalarımız olmuştu. O maalesef hala evliliğe hazır olmadığını söylüyordu. Ve şubat ayında çok büyük bir kavga ettik. O kavgadan da 1 hafta önce ben ona evlilik için hazır olmadığı için bitti demiştim. Ve bana seni hiç unutmayacağım, sen benim ilk ve son aşkımsın demişti. Ben de ona öyle demiştim. Aramızda çok duygusal bir konuşma olmuştu ve 4 yıldır ilk defa benim için ağlamıştı. Sonra ertesi gün kapıya geldi barıştık. Ama 1 hafta sonra tekrar evlilik yüzünden kavga ettik ve o bana o gece bitti, benden bu kadar dedi. Çok ağladım ve onu defalarca vazgeçirmeye çalıştım. Ama istemiyorum artık, ilişki kaldıramıyorum, kimseyi istemiyorum dedi. Ve gitti. O günden sonra maalesef ki onu hep aradım, mesaj attım ama yine de dönmedi. İstemedi barışmak, beraber olmak. Duydum ki annesine bile söylemiş ayrıldığımızı ve annesi çok üzülmüş. Onun numarasını sildim, o da beni sildi. Bana 2 sene önce okula gitmeden evvel yüzük almıştı. Ve ben o okuldan döndükten sonra evlilik meselesi yüzünden kavga etmiştik ve yüzüğü geri vermiştim. Sonrasında tekrar barıştığımızda ona bu yüzüğü bana gerçekten istediğin zaman tak demiştim. Ayrılığımızdan 2 hafta sonra ona yazdım yüzüğün sertifikasını sana vereyim sat diye. Gerek yok satmayacağım yazmıştı. Ve maalesef geçen hafta yine ona yazdım. Her şeyi sordum ama doğru düzgün bir cevap bile vermedi bana. Beni istemediğini söyledi sadece. Ona dedim ki kalbinde hala varsam son kez görüşelim dedim. Şu anda yoksun dedi. Ve kalbim paramparça oldu. Görüşmek de istemedi zaten yüz yüze. En son geçen hafta yazdım ve daha da yazmayacağım ona. Çünkü beni sevmediğini anladım. Lütfen bana bir fikir verin? Ne yapmalıyım?


Yeşim Tijen’in cevabı:

“İzin verdiğim kadar bilebilirsin beni. Gerisi zannettiklerindir...”

Merhaba sevgili okurlar dün sabah radyoda Polat Labar diye bir programcıyı dinledim. Konu çok komikti. Köpek gibi sevmek… İlle köpeklere bir laf uzanacak. Hayvanlar benim için asil canlılar hep öyle kalacak neyse sevgili okurlarım. Dinledikçe kahkahalarla güldüm. Radyocu gerçekten çok güzel program yapıyordu dinleyicilerine. Bugün size nasıl seviyorsunuz diye soracağım, siz de bana nasıl sevdiğiniz yazın dedi. Örnek; olarak da köpek gibi sevmeyi gösterdi. Tabii ben buraya çok çok özet halini geçeceğim. Polat Labar’ı sabahları dinlemenizi tavsiye ederim. Bayağı eğlenceli bir programı var. Polat Labar bana mesaj yazın deyince mesajlar da gelmeye başladı. Biri tilki gibi seviyorum, ne yaparsam yapayım dönüp dolaştığım yer sevdiğim dedi. Bir diğeri gurursuzca seviyorum; ben onu o başkasını seviyor dedi. Bir başkası dolar kuru gibi seviyorum, sevgim inişli çıkışlı dedi. Bir başkası teknik servisi gibi seviyorum. Ben ilgisizlikten kötüleşince, arıza yapmaya başlayınca ancak benimle ilgileniyor dedi. Bir diğeri kapıcı gibi seviyorum; düzenli bir ilişkimiz var, ihtiyaçlarımı alıyor, geliyor ama aramızda sevgi bağımız yok dedi. Başka biri stepne lastik gibi seviyorum. Sevgilim öbür üçü bir tek sen etmezsin diyor dedi. Güler misin ağlar mısın çok komik bir milletiz aslında ve en son olarak çilingir gibi seviyorum, sevgilimde açamayacağım kapı yok dedi. En şanslısı buydu galiba. Görünen kişiler sevdiğinde kalmak isterse illa ki bu sevgiyi yürütmenin, idare etmenin bir yolunu ona göre aldığı şekillerle buluyor sevgili okurlar. Köpek, tilki, stepne, kapıcı, teknik servis ve buraya yazmadığım bir sürü hallerde sevgiler yaşanıyor.


Sanırım en acısı iki kişinin güzel sevip bir zaman sonra birinin diğerine “Seni artık istemiyorum” diyerek bitirmesi oluyordur. İnsanın yüreğinin ortasına bıçak saplamak gibi acıtıyor olmalı diye tahayyül ediyorum. Hiçbir yara acı çekmeden, yaşadığını kabullenmeden iyileşmez. Demek ki önce bu ayrılığı kabulleneceksiniz. Bu kabullenmek tabi hemen olmuyor. İnsan sorularına cevaplar arıyor. Bu cevaplar bazen hemen bulunmaz. Zaman size sorularınızın cevaplarını mutlaka verecektir. Öyleyse canım şimdi yapacağınız her şey nafile olacak, bunu görün. Siz sevginizin dürtmeleriyle çok üzerine düşmüşsünüz. Kalbiniz size rahat vermemiştir. Bir bakıma iyi de yapmışsınız, sevmek böyle bir şey elinden geleni yapmak, gurur yapmamak. Böylece keşkeniz kalmayacaktır. Şimdi artık durma, susma zamanı; hiçbir şey yapmamanızı öneririm. Tutun kendinizi. Onu kendi haline bırakmalısınız. Biliyorum onu bu kadar çok seviyorken susmak, beklemek, kendini tutabilmek çok zor. Ona koşmak, elini tutmak, seni çok seviyorum sakın ayrılmayalım demek istiyorsunuzdur ama tamam yavrum. Karşınızdakine hayatındaki yokluğunuzu, eksikliğinizi hissettirmelisiniz. Bu ayrılık ona da acı vermeye başlarsa size zaten geri dönecektir. Sürekli aranan bir insan sizin yokluğunuzu anlayamaz. Bu aslında sizin sevginize son iltimasınız olacak yavrum. Ya herro ya merro diyeceksiniz bu geri çekilişle, inceldiği yerden kopsun diyeceksiniz. Evet inceldiği yerden kopsun.


Her acı biter. Tarkan’ın şarkısında dediği gibi yaşanan her şey eninde sonunda geçer. Bu acı da geçecek. Kendinize bunu hatırlatın, geçecek deyin. Siz bu yaşadıklarınıza karşı gösterdiğiniz olumlu ya da olumsuz tutumlardan kendinizi oluşturacaksanız bu yeni umutlar oluşturarak olmalı. Bakın o kendine yeni bir sayfa açmış geriye bakmadan ilerliyor, sizin ısrarlarınıza rağmen ayrılacağım diyerek diretmiş. Bu ister istemez neden sorusunu akla getiriyor. Beraberce düşünsek bile ipuçları yeterli değil. Siz mi davranışlarınızla bu noktaya vardırdınız ya da bir başkasına ilgi duydu veya evlenmek için duyduğu hislerin yeterli olmadığını mı anladı bunu zamanla çözeceksinizdir. İnsanları soru işaretleriyle kıvrandırmak yerine giden zor da gelse ayrılığın gerçek nedenlerini dile getirmek zorundadır. Ayrılık vefasızlıksa gerçekleri söyleyerek ayrılmak kişinin yaşanan ilişkiye, kendine karşısındakine saygısıdır. Bilene insan olana. Diğeri ise korkaklıktan başka bir şey değildir. Sizi rahatlatır mı bilmem. Tanrı gerçekleri görür bekler derler. Sizin ilişkinizin cevabını da Rabbim bu kişiye bir gün bir şekilde verecektir. Bundan emin olun çünkü her yaşattığınızın karşılığını hayattan mutlaka alırsınız yavrum, bu hayatın kanunlarındandır. Cezanın konusu farklı olabilir ama yaptığını karşılığını alır hayattan. Rahat olun. Bir gün sizin de yüreğinizdeki sevgi mantığınıza kendinizi bırakırsanız soğumaya başlayacak. Yüreği soğuyanın da savaşı, acısı bitermiş. İçsel savaşınız bittiğinde huzura kavuşucaksınız. Bu tamamen sizin elinizde, hayata bakışınızda, kendinize verdiğiniz değerde, kendinizle ilgili ümitlerde, hayattan beklentilerinizde. Hayatınıza yeniden tutunarak kendinize ne kadar değerli olduğunuzu hatırlatın, gerisi gelecektir. Yazımın başında sevgi çeşitlerinden bahsettim size. Herkesi hak ettiği kadar sevin diyeceğim. Sizin sevgilerinizde böyle olsun. Daha fazlasının kendinize haksızlık, saygısızlık olduğunu görün isterim yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.