Sezaryeni de güzelleştirmek...

Hep doğum ile ilgili yazıyoruz. Doğumun koşullarını nasıl değiştirelim ki doğum daha güzel olsun diye. Otomatik olarak vajinal doğum anlaşılıyor tabii. Zaten "doğumun tek yolu vardır, o yolda bir engel ya da risk varsa cerrahi yol seçilerek bu sorun aşılır" diyoruz hep. Sezaryen ameliyatını seviyoruz, birçok kadının bu ameliyat ile bebeklerini sağlıkla doğurduklarını biliyoruz. Karşı çıktığımız nokta; vajinal doğumun tehlikeli, sezaryenin risksiz olduğu illüzyonu ile iki doğum şeklinin birbirine alternatif iki eşdeğer yol gibi görülmesi, sezaryenle 5 dakika içinde kalbi atan bir bebek dünyaya geldiği için sezaryenin kolay, hızlı, garantili olan yol olduğunun sanılması ile dezavantajlarının görülmemesi.


Belli bir oranda sezaryen yapılmasına kadınların ve bebeklerin ihtiyacı var. Bu oranın ne olduğu tartışılabilir. Bir ülkede sezaryen oranı %5 ise bu ülkede sezaryen ihtiyacı olan kadınların bir kısmının bu hizmete ulaşmadıkları için bebeklerini ya da hayatlarını kaybettiklerini söylemek mümkündür. Ancak ülkemizde neredeyse her 3 bebekten 2’si sezaryen ile dünyaya gelir oldu, hem de bu artış 20-30 senede gerçekleşti. Yakında menopoza girdiğinde bedeninde sezaryen kesisi olmayan kadın kalmayacak. Bunun da sağlıklı olmadığı aşikar.


Primer (yani ilk olarak yapılan) sezaryen oranı düşsün diye uğraşıyoruz. Yine de aktüel durum, doğumların yarısından fazlasının sezaryen ile olduğu. Dolayısıyla doğumlar daha güzel olsun diye uğraşıyor isek, çabamızın en az yarısı da sezaryen nasıl daha güzel, daha sağlıklı olur diye olmalı.


"Sezaryende ne var ki, doktor bebeği çıkartıyor, o kadar" demiştir, buraya kadar okuyanların bir kısmı. Cerrahi teknik nasıl olacak, o tabii ki doktorun işi. Hele ki acilen yapılan, hayat kurtarmak ile uğraşılan durumlarda ne gerekiyorsa o yapılır, doktordan başkasına söz düşmez.


Ancak sezaryenle doğumların çok büyük bir kısmı planlanarak, hazırlıklar yapılarak gerçekleşiyor. Elbette her ameliyatta sorunlar çıkabilir ve böyle bir durumda yine doktorun tıbbi olarak önerisi neyse o yapılacaktır. Bunun haricinde ise doğum bebeğinizin doğumudur ve farklı yapılabilecek çok şey vardır.


Mesela doğum öncesi ve sonrası sizi bekleyen ortamı belirleyen sizsiniz. Ailenin, yakınların desteği tabii ki önemli ama cümbür cemaat ameliyathane kapısına gitmek, belki sizi öyle görmesini istemeyeceğiniz kişilerin önünde hastane önlüğü içinde sedyede yatmak size destek olunduğu anlamına gelmez. Bebek doğduktan sonra da, o daha ne olup bittiğini anlamadan bebeğin annesinin koynunda değil onlarca kişinin arasında olması mı gerekiyor? Hastaneye kimin ne zaman geleceği tıbbi bir konu değil. Doktorunuzun değil, sizin belirlemeniz gereken bir şey. Bu konu hakkında birşey yapmazsanız siz bebeğinizi emzirmeye çalışırken, mahalle bakkalınızın oğluna kadar alakasız insanlar sizi ziyaret etmek isterken bulabilirsiniz kendinizi. Birilerine ayıp olmaması ile bebeğinizin hayata başladığı ilk saatlerin huzuru arasındaki tercih sizindir.


Rutin uygulamada bebek doğunca çocuk doktoru tarafından muayene edilir ve üşümesin diye giydirilir, annenin ameliyatı bitene kadar da yakınlarına verilir. Belki ameliyathaneden çıkarken anneye bir kısa gösterilir, o kadar. Şansı varsa bir koklar anne bebeği, ki ben buna BBT (Burun Buruna Temas) diyorum. Oysa HER YENİ DOĞAN BEBEĞİN İLK İHTİYACI annesiyle “TenTene Temas” (TTT) yapmaktır. Yani annenin teni bebeğin tenine mümkün olduğu kadar geniş yüzeyde temas etmelidir. TTT ne kadar çabuk başlar, ne kadar uzun sürerse o kadar iyi olur. Bunun anne ve bebekte anksiyete düzeylerini düşürdüğü, emzirme kalitesini arttırdığı, lohusa depresyonu oranını düşürdüğü bilinmektedir.


En önemlisi ise bebek kendi vücudundaki florayı bu TenTeneTemas sayesinde yabancıların ya da hastane mikroplarıyla değil annesinin florasına ait mikroplarla oluşturma şansı bulur. Çünkü vajinal doğumda kendiliğinden olan bu proses, sezaryende steril koşullar nedeniyle olamaz. Tek telafi TenTeneTemastır, ki bizler bunu teknik ve sosyal sebeplerle yapmıyoruz maalesef.


Sezaryen planlı olarak doğum başlamadan yapılacaksa bunun için ideal zaman 39 haftanın bitimidir. Daha erkene alınması yönünde genelde ailelerden bir baskı olur. "Yeterince büyüdü" şeklinde yaklaşılır olaya. Doğum bebek yeterince büyüyünce başlar. Doğum başlamadıysa yeterince büyüdü demek doğru değildir. Keşke sezaryen planlansa bile doğumun kendiliğinden başlamasını bekleyebileceğimiz sistemimiz olsa, ama bundan çok uzağız şimdilik.


Doğumda anestezinin şekli de tıbbi bir zorunluluk olmadıkça gebenin tercih edebileceği bir şey. Genel anestezi, spinal anesteziye göre daha az anne katılımı gerektirse ve daha konforlu gibi gözükse de, uyuyup uyanıp karnınızdaki bebeği kucağınızda bulmak, doğum yaptığınızı anlamayacaksınız demektir.


Bizler makina değiliz. Doğum sadece bebeğin anne karnından dışarı çıkması değildir. Hormonlar ve diğer mekanizmalarla kadın da değişir ve "anne" doğar. Ne kadar mekanik olarak doğuma yaklaşırsak, sağlıklılıktan anladığımız o kadar annenin ve bebeğin sadece canlı olması anlamındaki sağlık olur. Oysa fiziksel ve psikolojik anlamda sağlık bundan çok daha karmaşıktır.


En sağlıklı sonuçlar kendiliğinden başlayıp kendiliğinden gerçekleşen doğumlarda olur. Buna imkan olmayan doğumlarda ise, doğumun hangi aşamasının fizyolojik olarak olması gerektiği gibi olmuyorsa onu mümkün olduğunca telafi etmeye çalışmak lazım. Ne kadarı yapılabilir, ne kadarı bugünkü koşullarda imkansızdır, o ayrı tartışma. Ancak bu açıdan yaklaşmazsak hiçbir zaman düzelmez.



Not: Çocuk doğarken yüzüne parlak ışık gelmemesi için ufak değişiklikler yapmak, kordonu sezaryen doğumda da erkenden kesip kesmemek, TenTeneTemasın ameliyathanede başlaması konusunda teknik imkanların varlığı, babanın ameliyathanede olmasının yarar ve sakıncaları, sezaryende doğum fotoğrafçılığı... Bunlar da bu başlık altında tartışılabilirdi ancak konu çok uzayacağı için ileriki zamanlara ertelemek durumunda kaldım.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.