Gökkuşağı gülleri

2 sene önce tam bu gün Londra’nın Türk mahallelerinden birindeydim. Dalston’daki ünlü bir Türk çiçekçisinde “8 Mart kutlu olsun. Çiçek almak ister misiniz?” diye soruyorum gelen geçene. Sokağın ruhu karman çorman. Heteroseksüeller, kızıllar, gayler, esmerler, lezbiyenler, siyahiler, Türkler ve Kıbrıs’ın eski güzellik kraliçesi de orada… Tezgahın önünden hızla geçenler ve yavaşlayanlar…


İngiliz kültürü bir acayip. Çiçek alıyorlar durup dururken. Evlerindeki çiçekleri her hafta yeniliyorlar. Bu mantıkla ve 8 Mart’ın çiçek sattırma gücüyle resmen ilişiyorum gelen geçene.


İlk kez gördüğüm gökkuşağı güllerinden satmak için bir lezbiyene doğru hamlede bulundum.


-Kadınlar Gününüz kutlu olsun. Çiçek almak ister misiniz?


Aliye Rona’nın bakışları, üstüne Nebahat Çehre soğukluğu ve bu bakışları Meryl Streep bilgeliğiyle harmanlayıp sakin İngiliz aksanıyla sordu:


-Sence neden çiçek almalıyım?


Eheee şeyy… (Şimdi ne desem yalan olur abla diyemiyorum. Dardayım.)


-Çünkü bu gün Kadınlar Günü…


-Bu yüzden çiçek mi almalıyım?


"Yav kadın, al git işte. Kadınlar Günü’nde Londra’da çiçek satıyorum zaten. İşin kapital kısmını düşünecek halim mi var sence?" demedim, diyemedim…


-Zorunda değilsiniz. Ama ben bu çiçeği satmak zorundayım. Hepsi bu.


Diyet bisküvi gibi yavan ve yalandan gülümsedi. Gökkuşağı güllerinden bir tane ve bir demet de daffodil aldı.


Çıkarken yanıma gelip:


-Bu çiçekleri Kadınlar Günü olduğu için almadım. Sevgilim daffodil çiçeklerini seviyor ve gökkuşağı gülleri bayağı güzelmiş. Beni yanlış anlama lütfen. Şahsen 8 Mart Kadınlar Günü’nün kutlanılası bir gün olduğunu düşünmüyorum. Başlangıcında dramatik bir hikaye var. Bana kalırsa tüm kadınlar için evrensel bir yas günü olmalı…


Abla ululardan uluymuşsun diyeceğim tuttu ama o sırada bol pantolonunun ağını çekerek yürüyen siyahi abiyi gördüm. Bu paralı ve sistemi sorgulamayan müşteri çok hoşuma gitti. Kafadan minimum 50 Pound'luk alışveriş yapacaktı.


-Evet haklısın… diyerek beynen ve fiziken kadının yanından süzülerek ayrıldım.


Siyahi müşteri beni yanıltmadı. Koca bir demet gökkuşağı gülü ve neredeyse kendi boyuna yakın beyaz bir ayıcık aldı. Adam satın aldıkça kendimi diskoda eğleniyor gibi hissettim. Alışverişi 50 Pound'dan fazla tuttu. Satışımın haklı gururunu yaşamak için sigara molası verdim.


Kıbrıs’ın eski güzellik kraliçesi, kesif idrar kokusuyla ahenk içinde, gri yapık saçlarıyla yanımdan geçti. Bütün gün sokağı bir aşağı bir yukarı turluyordu.


Akşam, yevmiyemle pub'ta et yedim. Hayat güzeldi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsundu… Gökkuşağı gülleriyse enjektörle köküne boya zerk edilerek yapılıyordu.


Et yumuşak, güller rengarenk, Kıbrıs güzeliyse bana kalırsa hala garip bir güzellik içindeydi...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.