Esirlik bedava!

İnsan evladının doğduğu andan ölene kadar süren doyma serüvenine dair Londra'dan minimal seçmeler...

Beyaz Yakalı Dövüşü (White Collar Boxing)

Fight Club izleyen herkesin bildiği kurallar geçerli. Mühim olan nokta hiç bir dövüş eğitimi almamış olmanız. Kazanılan dövüş başına 500 pound tertemiz cebe giriyor. Sistem içinde yaşamanın ızdırabı bu şekilde mi ödenir bilemiyorum ama

Ben bu işten ekmek yemem buna karar verdim. Tabii ki "Ben başvursam beni almazlar. Fenayımdır!" diyen Türk arkadaşım da oradaydı...

Striptiz

Durum cok rahim... Asağı tükürsem sakal yukarı tükürsem meme gibi tatlı şakalar eşliğinde stripz işinin bir fabrika gibi işlediğine hemfikir olduk. Şöyle ki: bir striptiz barda dans etmek istiyorsanız önce dans edecek sahneyi bulmalısınız.

Yani kimse kimseyi kötü yola düşürüp dans ettirmiyor. Aksine direk için kira ödüyorsunuz. Günün belirli saatlerinde 4 dakika dans edip gökyüzünde yalnız gezen yıldızlardan paraları topluyorsunuz.

Denek olmak

Fantasik ve bir o kadar umutsuz bir para kazanma yolu. İlaçlar yüksek dozda verilmiyor. Denekler, zaman zaman müşahade altında kalabiliyor ve ölme ihtimaline karşılık birçok kağıt imzalıyor. Anlaşmaya bağlı olarak günlük 1000 pound kazanabiliyorsunuz. Enjekte edilen ilaç sayesinde Hulk olma ihtimali çok iyi bir fikir olsa da çok zorlamamak lazım.

Süt satmak

Ana sütü satmaktan bahsediyorum. Bu gibi bir işin birçok detayı oluyor. Sütünüzü pazarda elma satar gibi satamıyorsunuz. Organik beslenmeli, sağlıklı olmalı ve tam anlamıyla örnek aile olmalısınız. Süt bankaları bu şekilde sütünüzü kabul ediyor.

Litre başına 20 pound kazanılıyor. Kârlı bir iş gibi gözüküyor fakat kısa vadeli bir kazanç. Yıpratıcı yanlarını da ele alırsak mantıklı bir iş değil. Sütümü helal etmiyorum kısmı var bir de...

Hepsini toplayıp makarnanın faydalarına geçiyoruz. Olmazsa karbonhidrat olurmuşuz meğersem...

Mustafa Topaloğlu’nun da dediği gibi "Midem! Sana 50 yıldır günde en az 3 kez yemek verdim. İki gündür yemek yemiyorum beni rezil, kepaze ettin!"

Oradan Orhan Veli girdi işin içine: "Bedava yaşıyoruz, bedava. Hava bedava, bulut bedava; dere tepe bedava..."

Son duydukların esirlik bedava kısmıydı.