Topuklu ayakkabı

Senelerce topuklu ayakkabı giydim. Ne kadar uzun görünmek için, ne kadar zayıf görünmek için, ne kadar topuk seslerimi duymayı sevdiğimden tam bilmiyorum. Ayaklarımın altından nasır hiç eksik olmadı. Büyüyüp yamulan ayak kemiklerimi kırıp törpülediler, kaç gece inlediğimi hatırlamıyorum. Ama ameliyattan sonra da topuklu giymekten vazgeçmedim.


Sonra bir gün bir adada yaşamaya başladım. Doğanın içinde, inişli çıkışlı toprak yollarda topuklu giyinmek abesti, ama alışkanlıklar öyle çabucak geçmiyor, bir süre daha şehre gidip gelirken topuklu giymeye devam ettim.


Sonra bir gün aynada bir sağa bir sola dönüp kendime bakarken durdum. Pantolonumun paçası topuğumu kapatıyordu, evet bacaklarımın alt kısmı biraz daha uzun duruyordu ama üst bacağımla alt bacağım arasında bir uyumsuzluk vardı. Bir an gözüme komik göründüm. Uzun elbise giysem de durum değişmezdi. Bu kez de gövdemin üstüyle altı arasında bir uyumsuzluk oluşurdu. Topuk boyu uzadıkça görüntünün acayipleştiği kesindi.


Bunu kabul ettikten sonra giydiğim ayakkabılar değişmeye başladı.


Doğayla ne kadar oynarsan o kadar hüsrana uğruyorsun.


Topuklu giymek değil ama her zaman topuklu giymek sadece ayaklarına zarar vermiyor, ruhun da hasar görüyor. Çünkü olmadığın bir şeye dönüşmeye çalışıyorsun. Topuklunun peşinden, mesela içi durmadan şişen makyaj çantası geliyor. Kaşlarına şu şekli vereceksin, gözlerinin üstüne şunu altına buna süreceksin, yanaklarına dudaklarına şunlarla renk vereceksin.


İnsanın olmadığı bir şeye, olmadığı birine dönüşmeye çalışması içeriden yorucu, dışarıdan gülünç. Bunu caddelerde yürürken, televizyon filan izlerken daha iyi anlıyorsun. İnsan olduğundan daha uzun, daha zayıf, daha ... görünmek istiyorsa bununla kalmıyor. Konuşması bile değişiyor. Ona ait olmayan lafları ağzında taşıyamıyor, hiç benimsemediği fikirler onunmuş gibi yapıyor.


Oysa insan olduğu haliyle, defolarıyla güzel. Kaç bıçak altına yatarsan yat, asla dönüştüğün şey senin kadar güzel olamaz. Çünkü gözlerin en güzel sen kendini sevdiğin zaman bakar, ancak o zaman içten gülümsersin. Kendinden memnun olmayanın kimseyi memnun ettiği görülmüş müdür bilmiyorum. Kendini başkalarına olduğun halinle sevdiremiyorsan, aslında olmadığın halinle nasıl sevdireceksin ki?


Herkesin yaşadığı hayattan süzülüp geldiği bir yer var. Genetik mirasımızla, alışkanlıklarımızla hepimiz birbirimizden farklıyız ve böyle olması aslında şahane.


Kendine dürüst olunca gerçekleri, doğayı kabul etmen kolaylaşıyor. Topuklulardan toptan vazgeçmedim. O yükseltilerde sevdiğim bir şeyler var, topuk seslerimi duymayı da seviyorum. Ama onlara teslim olmuyorum.


Zaten kimselere de nesnelere teslim olmak saçma.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir sizin gibi dusunenlerden biriyim.hayata guzel bir varlik getirip hayatiniza el koyuluyor.hersey ona gore duzenleniyor.
    CEVAPLA
  • Misafir herşeyin fazlası zararlı topukluyu da spor yada düz ayakkabıyıda yerne göre giyinmek gerekli sürekli birini giyinirseniz sağlığınızı tehdit eder
    CEVAPLA
  • Misafir Ne guzel yaznissiniz;dogal olmayanin ruhuda dogal olmuyor.
    CEVAPLA
  • Misafir Ne guzel yaznissiniz;dogal olmayanin ruhuda dogal olmuyor.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.