Annelik Hüznü!

Hamilelik, bir kadının anneliğe dönüşümüdür. Bu dönüşüm sırasında tüm hormon dengelerimiz değişmeye başlıyor ve kanımca lohusalıkta da tavan yapıyor.


Neredeyse üç yıldır anneyim ama hormonlarım hiç eski halini almayacak sanırım, ümidim kalmadı artık. O hormonlar hiçbir zaman eski haline gelmiyor, bu vesile ile uyarayım.


Lohusa zamanlarımı zaman zaman anımsıyor, şimdi olsa şöyle yapmazdım, böyle yapmazdım diye içimden geçiriyorum. Ne de olsa artık tecrübeliyim ama o zamanlar ne de çömezmişim. Annem ilk on gün bizimle geceli gündüzlü kalmıştı. Sonra sadece sabahları geliyordu, tüm gün yanımda durup, akşamüstü de kendi evine geçiyordu.


Kendi evine gitme saati yaklaştıkça içimi sıkıntılar basıyordu, bazen hiç gitmesin istiyordum. Eşimin gelme saatini dört gözle bekler olmuştum, yalnız kalmak bana iyi gelmiyordu. Eşim geldikten sonra her akşam bir doz onun omzunda sebepsizce ağlayıp, rahatlamadan uykuya dalamıyordum. Saçma sapan endişelerim, sıkıntılarım vardı. Sonra kendiliğinden geçiverdi.





Şimdi biliyorum ki bu sürecin adı annelik hüznü. Doğumun bir parçası. Yeni annelerin %80’ inde görülen bir durum. Doğumdan sonra ilk haftalarda olur, nadiren bir hafta sürer ya da biraz daha uzun.





Neler yapabilirsiniz?





Öncelikle kendinizi sevin ve kendinize güvenin. Çok iyi bir anne olacaksınız.


Bebeğiniz uyurken, siz de uyuyun. Dinlenmeniz sizin ve bebeğiniz için çok önemli.



Beslenmenize çok dikkat edin. Süt üretimi için size gerekli gıdaları tüketin. Beslenme günlük temponuzu etkileyecektir. Kötü bir beslenme sizi daha yorgun ve daha mutsuz yapabilir. Bu arada bol tatlı yemelisiniz ki sütünüz tatlı olsun ve yarasın söylemlerine asla inanmayın.



Kendiniz için küçük bakım kaçamakları yapabilirsiniz. Kısa süreli bu kaçamaklar ruhunuza çok iyi gelecektir.



Evin küçük alışverişlerini siz yapın, işte size dışarı çıkmak için bir bahane…


Her gelen tavsiyeye kulak asmayın. Sizden yaşça daha büyük olan ve annelik konusunda sizden daha tecrübeli olduğunu söyleyen insanlar olacaktır. Unutmayın her çocuğun mizacı farklıdır. Dolayısı ile annenin ki de. Sadece kendi içgüdülerinize güvenin.



Ah bir de lütfen karabasan hikâyelerine inanmayın. Nedir o öyle? Yok lohusa öyle yalnız bırakılmazmış, saçma sapan şeyler görürmüş. Beni de korkutmaya çalıştılar, ama başaramadılar.


Sanki bir daha lohusa olmak istedim birden, sanırım bu sefer evrim geçirmiş bir lohusa olabilirim. Lohusalık bildirisini yazmış bir lohusa…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.