Aşırı peysajın etkileri üzerine...

Son senelerde dikkat ettiniz mi bilmem, hayatımızın her evresini bir düzen ve intizam kapladı. Zevklerimiz hep düzenlenme üstüne geliştiriliyor. Durmadan doğal çizgileri unutup, yapay düzenlemeleri sever hale gelmemiz destekleniyor. Bahçe düzenlerinden ev dekorasyonlarına, giyimimizden çevre süslemelerine kadar her yerde Aynı düzen, çizgisel oluşumlar sarmış etrafımızı...



Yolda gidiyorsunuz, etrafınızdaki yeşiller ya çeşitli şekillere girmiş ya da bir resim haline getirilmiş. Yollardaki istinat duvarları bile üstüne asılan saksı sistemleriyle boyama kitabına benzemiş... Doğal bir ağaç yok. Ağaçlar askerler gibi sıra halinde hep. Hiçbir farklılıkları yok, hep aynı boy aynı en ve aynı renkteler... Yamaçlarda çimler ve onların üstüne bitkilerle yaratılmış desen veya resimler...(Bir de bunların devamlılığını sağlamak için harcanan insan gücü ve sular gibi çok değerli kayıplarımız var ki onlardan hiç bahsetmiyorum)

Bırakın Dağınık Kalsın

İlk başta hepimize farklı ve hoş göründüler. Her gördüğümüzde şaşırdığımız ama gizlice "bizde de neler oluyor bak" dediğimiz farklılıklardı. Ama bu düzenlemeler o kadar çoğaldı ki, doğal iki ağacın yan yana gelmesindeki denge ve güzelliği neredeyse unutacağız.



Etrafta ki hiçbir açık alan doğal formunda değil artık. Kendiliğinden oluşan minik tepeler, aşağıya doğru inen çukurlu görüntüler kayboldu gitti... Her boşluğu elimizde tırmıklarla düzeltip düz alanlar elde etmek mi güzel? Doğa bir sürü kıvrımlardan oluşmuyor mu?

Her yer doğal formunu korusa ama temiz ve bakımlı olsa, bütün çiçek tarhları sıraya dizilmeyip doğal formlarda devam etseler...



Çevremizin temiz ve bakımlı olmasına kimsenin itirazı olamaz; ama her şeyin çizgilerle sınırlandırılması çevreye yapay ve plastik bir imza atıyor bence ve bunların tekrarının bizde uyandırdığı bıkkınlık duygusu etrafımızı sarmış oluyor…



Ana arterlerde, şehrin ana merkezlerinde oluşturulacak çizgisel düzenlemeler o alanların öneminin belirtisi olabilir. Ama her yerde tekrarlanması bence sakıncalı! Hem bize (yani şehrin yaşayan elemanlarına) maddi yük hem de ruhumuzu yoran bütün şehir etkenlerine bir ilave daha... Her gün işe giderken doğal bir iki çizgi görmek, doğallığını yitirmemiş bir iki yeşilin içinden geçmek, bence ruhumuzu biraz olsun ferahlatan, hafifleten bir etken olurdu.



Bu çevre düzenlemelerini yapanalar inatla, ellerinde tırmıklarla her yeri düzeltip, çizgileştirmeyi vazife edindiler. Belediyeler birbiriyle yarış halindeler; sanki "en çok yapay düzenlemeyi yapan kazanır" yarışı var. (Çiçeklerle yapılmış CAMI-KIZKULESİ-BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ düzenlemeleri bile var)



Bütün bunları yaşarken hep düşünüyorum: "Neden durmasını bilmiyoruz, neden güzel olan bir şeyi yok edinceye kadar tekrarlayıp bütün özelliklerini bitirmeden duramıyoruz, en güzel şeyin bile çok tekrarlanınca güzelliğini önemini yitirdiğini anlayamıyoruz, her şeyi bir çabuk tüketmek zorunda mıyız, neden devam eden bir şeyler yaratamıyoruz…?” Sorularım uzayıp gidiyor…


Y. Mimar Bahar Doğu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.