Rüzgâr sörfünde de göğsümüzü yine kadınlar kabarttı. Lena Erdil, Japonya’nın ardından Güney Kore’den de kadınlar slalom kategorisinde ikincilikle döndü. Erdil’le Portekiz’deki yarışlar öncesi buluştuk.



O en hızlılardan biri. Rüzgârla yarışıyor. Öyle ki, 2016’da IFCA Dünya Şampiyonluğu, PWA Vice World Champion ve Türkiye Şampiyonluğu’nu kazandı. 2017’de de Türkiye Şampiyonu oldu. Son 5 yıldır dünya kupası podyumlarında sürekli yer buluyor, hep ilk 3’te. Lena Erdil rüzgâr sörfü dünyasında tanınan bir isim. Hatta “Türkiye’de tanındığımdan daha fazla dünyada tanınıyorum” diyor. Son 3.5 haftadır, Uzakdoğu’da girdiği 2 yarıştan iki ikincilikle geldi. Şimdi Bodrum’a dönüp antrenmanlarına devam edecek ve kupanın üçüncü ayağı için Portekiz’de birincilik için mücadele edecek. Her zaman bu branşta yarışan sporcuları desteklediğini söyleyen Erdil, rüzgâr sörfündeki kadın-erkek eşitsizliğini de gündeme getiriyor. Kadın sporcular olarak rüzgar sörfünde büyük başarı yakaladıklarını anlatan Erdil, “Türkiye’de bizim sayemizde çıta çok yüksek” diyor. Başarılı sporcuyla Portekiz’deki PWA’nın üçüncü ayağı öncesinde buluştuk.


İki ikincilik elde ettiniz, nasıl bir deneyimdi?

Yarışlar güzel geçti, kendimi iyi hissettim. Hızım rakiplerime göre çok iyiydi. Birkaç hata yaptım ona rağmen ikinci oldum. Yarışlar heyecanlı geçiyor. Eğlenerek yarışmaya çalışıyorum.


Neydi o hatalar?

Bir yarışta fodepar yani erken çıkış yaptım, diskalifiye oldum. Bir diğerindeyse hava şartları zorlayıcıydı. Sert bir rüzgâr ve dalga vardı. Açık ara birinci giderken düştüm. Normalde hiç düşmem, kendime yakıştıramadığım bir durum oldu. Bir sonraki yarış Portekiz, hedef birinci olmak.


Yoğun antrenman gününde neler yapıyorsunuz?

Haftalık program çıkınca ilk işim rüzgâr tahminine bakmak. Sabah salona gidip kardiyo ve güç çalışmaları yapıyorum. Öğleden sonra da sörf okuluna giderek sudaki antrenmanlarımı yapıyorum. Yorgunluktan yürüyemeyecek hale gelene kadar çalışıyorum. Akşam yemeği ve sonra streching...


Hazırlık süreciniz nasıl, özel bir metodunuz var mı?

Farklı yerlerde antrenman yapmaya çalışıyorum, yurtdışında çok bulunuyorum. Güney Afrika’da, Kanarya Adaları’nda ve İtalya’da antrenman yapıyorum. Bahardan itibaren Türkiye’deyim. Bodrum, Ortakent’te sörf okulunda hız testleri yapıyorum.


Rüzgâr sörfünün en zor ve en keyifli yanları nedir?

En keyiflisi sert rüzgârlarda ve büyük dalgalarda sörf yapmak. En zoru da plajda oturup “Rüzgâr çıkacak mı?” dediğimiz zamanlar.


"Sonradan başlayıp çok başarılı olan sporcular var"


Sörfe başlama hikâyeniz nasıl oldu?

Sörfün içinde doğdum. Annem ve babam sörf yapıyordu. Babam ben bebekken boarda bindirmiştir herhalde. 7 yaşımda başladım, 10 yaşındayken yaz tatillerinde her gün sörf yapıyordum.


Erken başlamanın başarıya etkisi oldu mu?

Bazı hareketler ne kadar erken oturursa o kadar iyi. Malzemeler de sanki vücudunuzun bir parçası gibi oluyor. Sonradan başlayıp çok başarılı olan sporcular da var.


Başarının püf noktası ne?

Tecrübe, sürekli çalışmak çok önemli. Birkaç sene sonra bırakmamak lazım. Gece rüzgâr sörfü düşüncesiyle yatıyor, rüzgâr sörfü düşüncesiyle kalkıyorum.


En iyilerden biri olmak size nasıl hissettiriyor?

Çok gururluyum. Son 5 yıldır Dünya Kupası podyumlarında sürekli yer alıyorum, ilk 3’teyim. Bütün dünyada Türkiye’de olduğundan daha fazla tanınıyorum. “Kendi sporumda en üst noktadayım” diyebilmek farklı bir duygu.


Spordan arta kalan zamanlarda kafanızı nasıl boşaltıyorsunuz?

Gitar çalmak favori hobim. Daha çok rock ve house müzik dinliyorum. Kitap okumak, film izlemek, arkadaşlarımla vakit geçirmekten hoşlanıyorum.


Kariyeriniz boyunca unutamadığınız bir anı var mı?

Hırvatistan’da, dünya şampiyonasının üçüncü gününde ayağımı kestim. Yarışa gitmem gerekiyordu, gittim kazandım, akşam dikiş attırdım. Sonraki günler aynı performansı gösteremedim ama ilk günlerde elde ettiğim başarılar yarışı kazanmama yetti. Geçen sezon sonundaki yarışta ayağım sakatlandı. Yine aynı ayaktı. Bu defa stres kırığı yaşadım. Ve 2 gün daha gözlerim yaşlı, o kırıkla yarıştım. “Seni öldürmeyen şey güçlendirir” gibi bir şey.


Lena Erdil nasıl bir sporcu?

İyi bir sporcu. (Gülüyor.) Rakiplerimi kıskanmıyorum. Onları hep tebrik ediyorum. Rüzgâr sörfü sporunda az kadın var. Daha çok olması için genç kızlara örnek olmaya çalışıyorum. İleride daha iyi şartlarda yarışsınlar diye uğraşıyorum. Bencil değilim bu konuda.


Bu spora başlamak isteyenler için tavsiyeleriniz var mı?

Korkmasınlar, çok güvenli bir spor. Düştüklerinde denize düşüyorlar. Sörf okulundan başlayıp eğitim alsınlar. Güvenlik açısından da önemli. Bırakmamak da mühim.


"Erkekler ödülün % 73’ünü alıyor, kadınlar % 27’sini"


Kadınlar rüzgâr sörfünde nasıl daha etkin olabilir?

Türkiye’de çok iyi bir yerdeyiz şu anda. Benimle beraber Dünya Kupası’nda yarışan iki kadın daha var: Fulya Ünlü ve Nimet Tülümen. Yarışan erkek kalmadı. Kadın sporcular olarak çok başarılıyız. Türkiye’de bizim sayemizde çıta çok yüksek. Kadınlar bizimle Türkiye şampiyonalarında yarışabilecek seviyeye gelince aslında dünya kupasında yarışabilecek hatta derece elde edebilecek seviyeye gelmiş oluyor. Kızlara mesajım: Kesinlikle bırakmayın. Yarışmaya başlayın ve bizden her şeyi öğrenmeye hazır olun.


Son dönemde kadınların başarısı çok yüksek sporda.

Herhalde işimiz daha zor olduğu için başarılı oluyoruz. Daha zor yollardan geçiyoruz. Erkeklere her şey veriliyor ya kolay kolay...


Bu konuda bir zorluk yaşadınız mı?

Sürekli erkek sporculara karşı savaş veriyoruz. Markalardan daha az para alıyoruz. Ödül parası da daha az. Erkekler ödül parasının yüzde 73’ünü alıyor, biz 27’sini... Bunu da dile getirmeye, değiştirmeye çalışıyorum. Demokratik bir çatı altında federasyonumuz var. Demokrasi de her zaman iyi olmayabiliyor. Çünkü çoğunluğu erkek. Bizim için iyi olmayan tercihler yapabiliyorlar.


Bu şartlar altında Türkiye’de rüzgâr sörfü nasıl gelişebilir?

Kadın konusu benim için çok önemli. Rüzgâr sörfünde çok eşitsizlik var. Bu dünyada da böyle. Sponsorların desteği önemli. Bir kadın olarak dünya turunun bir ayağını Türkiye’de yapmak gibi projelerim var. Sörfün gelişmesi için yeni federasyon daha çok çalışıyor. Gençler için milli takım kuruldu. Türkiye’de gelişmemesi için hiçbir neden yok, ülkemizin her yanı denizle çevrili. Ege ve Akdeniz kıyıları her gün rüzgâr alıyor.


Gelecek hedefleriniz neler?

Wave sailing adında başka bir disiplinde daha yarışmaya başladım. İlk yılımda ilk 10’a girmeye başladım. 8 senedir onun için de çalışıyorum. Hedefim ilk 5’e girmek.


Yazan: Mete Aker

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.