Pop müziğin sevilen sesi İrem Derici ile ‘Evlenmene Bak’ adlı şarkısının klip çekiminde buluştuk. Çekim, kır düğünü konseptiyle doğa harikası Şile’nin Karakiraz Köyü’nde gerçekleş- tirildi. Ünlü şarkıcı, kariyeriyle ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı...


‘Evlenmene Bakşarkısı ve çektiğiniz klip için neler söyleyeceksin?

En başından beri bu şarkıya böyle bir klip çekmek istiyordum. Klip için çalışmaya ekiple birlikte sabah saat 06.00’da başladık. Madonna da değiliz ki öyle her şey elimizin altında olsun, el şıklatınca herkes hazır ola geçsin. Şarkının düzenlenmesi Mustafa’ya (Ceceli), bestesi Sinan’a (Akçıl) ait. 1 yıl kadar oldu, bu şarkının klip fikri var ama Sinan’ın da klipte oynaması gibi bir planımız yoktu. Sinan’a şakayla karışık “Klipte oynayacak birini arayacağımıza, gel sen oyna işte” dedim. Onun bu klipte oynaması benim için çok kıymetli. Mustafa, Sinan ve ben sağlam bir üçlü olduk. İzel-Çelik-Ercan olma yolunda ilerliyoruz.


‘4 yıldır aradığımız şarkıyı bulduk’

Sinan Akçıl için “Öküz” diyorsun. O neden peki?

Öküz çünkü. Hatta hayvan, hayvan oğlu hayvan. Çünkü besteleri gerçekten harika. Mustafa Ceceli’yle yaptığımız şarkı Kayahan’ın bestelerine çok benziyor. O da zaten Sinan’a ait. Bu şarkı, Mustafa’yla benim 4 yıldır aradığımız şarkıydı. Aşırı iddialı geliyoruz. Mustafa iddiayı, övünmeyi sevmez. O iyi polis, ben kötü polisim.


‘Dantelşarkısı için “Artık düşsün de yerine yenilerine yer açayım” demişsin. Ne kadar süre listenin başında kaldı?

‘Dantel’ sonunda ikinci, üçüncü sıralara düştü de rahatladım. Düşüyor Allah’a şükür. Şarkı geç patladı, onun da etkisi var herhalde, indiremiyoruz bir türlü. “Kalbimin tek sahibi” falan diyen kadın “Danteller, geceler” diye ortaya çıkınca herkes şaşırdı. Bir de “Karadul” demiştim siyahlar içindeyim, siyah seviyorum diye ama ben onu böcek anlamında kullandım. Türkçemize pek hâkim olmayan arkadaşlar, muhabirler başka yerlere çektiler tabii. Siyah seviyorum. Çünkü siyah hem burnu havada hem de biraz sinsi bir şey. Eh, zayıf gösteren de bir şey. Renklerle pek aram yok zaten. Siyah, beyaz, bir de gri belki. Dolabımı açtığımda elimi attığımda aldığım şeyler birbirine uymalı. Vaktim de yok bunlarla uğraşmaya zaten.


‘Bengü’yle oturup gıybet yapıyoruz’

Konser ve turne programın nasıl gidiyor?

Konserler ve turneler tam hız devam ediyor. Ekipçe çok eğleniyoruz. Gülmekten yanaklarımızdaki kaslar ağrıyor artık. Onun dışında bu aralar kendime vakit ayırmaya çalışıyorum. Uzun süredir elime ilk defa kitap alabildim mesela geçen gün. İzlediğim bazı yabancı diziler var, sarıp sarıp onları seyrediyorum. Albüm daha çok yeni ama ben şimdiden bir sonrakinin derdine düştüm. Ramazan gibi kendime 4 gün verip katatonik gibi yatmak istiyorum. Son zamanlarda Bengü’yle çok vakit geçiriyoruz. Fiti fiti oturup gıybet yapıyoruz. Cem Yılmaz-Ozan Güven ikilisi gibi olduk. Allah sonumuzu hayır etsin. El ele çıkmak filan, neyse Allah sonumuzu benzetmesin. Biz ayrı düşmeyelim. (Yanımıza küçük bir kız geliyor. Onunla şakalaşan İrem, minik hayranının fotoğraf isteğini de geri çevirmiyor.)


‘Zekamı kimseyle bir tutamıyorum’

Arkadaşların için “Onlarla donla g.t” gibiyiz” diyorsun...

Evet ya. Biz öyle büyüdük. O don da hiçbir zaman pislenmedi. Şu şekil donla g.t dediğim. (Ellerini kavuşturuyor) Anaokulundan beri hayatımda olan 3 yakın arkadaşım var. Biri Chicago’da yaşıyor, öbürü yakın zamanda Malta’ya taşındı, diğeri İzmir’de. O konuda biraz şanssızım. Çok sık ziyaret edemiyorum onları. Çok arkadaş kabul eden bir yapım yok çünkü ukalayım o konuda. Zekâmı kimseyle bir tutamıyorum. Frekansım uymuyor kimseyle. Sessizliğinden rahatsız olmadığım kişi dostumdur. İstiyorum ki leb demeden leblebiyi anlasın karşımdaki, bakışımdan çözsün anlatmak istediğimi. Bu tabii yıllar alan bir şey.




Sosyal hayatında neler yapıyorsun? Spor yapabiliyor musun?

Sporla hiç aram yok. Babam “Spor iyi bir şey olsaydı insanları yormazdı” der. Ben de ondan farklı düşünmüyorum. Ama yapmam lazım esasında. 13 kilo verdikten sonra al işte her yerim lömbür lömbür. (Kollarını gösteriyor) Pilatese başlamayı düşünüyorum ama ancak haziranda. O kadar doluyum ki vallahi, gözü olanın gözü çıksın.


Nasıl verdin bu 13 kiloyu?

Yemedim, aç kaldım. Hiç kimseye tavsiye etmiyorum. Diyetisyenlerle de görüştüm ama birilerinin bana kural koymasına tahammül edemediğim için yalan oldu. Kural tanımaz bir yapım var.


‘Gelinlikle pastaya benziyorum’


Bugün gelinliklesin, çok da yakışmış. Gelinlik senin için ne ifade ediyor?

Yapma Allah aşkına be Duygu, ilk kez mi gelinlikle görüyorsun beni? Ben artık hobi olarak giyiyorum zaten. Şaka bir yana iğrenç bir şey gelinlik. Aşırı rahatsız bir kere. Demin tuvalete gireyim dedim, aman Allah’ım nasıl bir stres! Istırap çektim resmen. Ayrıca, bence gelinlikle kocaman bir pastaya benziyorum.


Ayrılığınla ilgili çok konuşuldu. Sen de konuştun, eski eşin de. Tekrar barışma ihtimaliniz var mı?

Artık bu konu açılınca bile kusmak istiyorum. Yani 2 aydan fazla oldu ayrılalı. Bu saatten sonra asla bir barışma söz konusu değil. Artık yaratıcı olun yahu, “Yeni aşk var mı?” diye sorun, onu neden sormuyorsunuz? Boşandın da boşandın...



Röportaj: Duygu Akağız

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.