Uzman diyetisyen Simge Çıtak, yeni kitabını kafamızın karıştığı, “Peki ben şimdi ne yiyeceğim” deyip bir cevap bulamadığımız durumları düşünerek yazdığını söylüyor. Bunun için 21 ayrı kadının sorularını cevaplamış. Gerçi internet fenomeni French Oje’nin mizahi bir üslupla hikâye ettiği sorular, hepimize sesleniyor aslında. Mesela bir kadın, sivilcelerinden yakınıyor, bir diğeri hep light yiyeceklerle beslendiği halde niçin bir türlü kilo veremediğini ve ne yapması gerektiğini danışıyor. Ailesinde kanser vakaları bulunan bir kadın kanserle savaşın beslenmeyle mümkün olup olmadığını soruyor, bir başkası tatlı krizleriyle nasıl mücadele edebileceğini... Biz de kitabını vesile ederek Simge Çıtak’a yaz için beslenme ve kilo verme tavsiyelerini soruyoruz...


Yaz geldi, yine kilo sorunlarımızla baş başa kaldık... Bunu her sene yaşadığımıza göre, nerede hata yapıyoruz?

Beslenme bilgimiz yok da ondan. Besin gruplarını tanımıyoruz, aralarındaki farkı bilmiyoruz. Karbonhidrat almayıp sırf protein tüketme diyetleri moda ya; sütü protein sanıyorlar. Halbuki sütte hem protein, hem karbonhidrat, hem de yağ bulunuyor. Aynı şekilde et de hem protein değil hem de yağ, ekmekte hem karbonhidrat hem bitkisel protein var. Dolayısıyla yediklerimizin içeriğini bilmemiz çok önemli.


Peki kilo almamak için ne yemeli, nasıl beslenmeliyiz?

Cevap hem kolay hem de zor... Kolay; çünkü dengeli beslenmenin içeriği herkes için aynıdır. Gün içinde tüketmemiz gereken 5 ana besin grubu var: Süt, et, ekmek, meyve-sebze ve yağ grubu... Zor; çünkü neyi ne kadar yiyeceğimiz, fiziksel özelliklerimize, yaşam biçimimize ve tercihlerimize bağlıdır.


Diyelim ki ben kilo vermeye karar verdim. Ne yapayım?

Yazın.


Nasıl yani?

Bir hafta boyunca günlük tutun. Ne yapıyorsunuz, ne yiyip içiyorsunuz, atlamadan yazın. Danışanlarımdan ilk bunu isterim. Önce onları yakından tanımalıyım. Kaçta kalkıp kaçta yatıyor, öğlen ve akşam nerede yiyor... Üzülünce mi yemeğe saldırıyor, mutlu olunca mı? Seçimleri ne oluyor? Tuzlucu mu, tatlıcı mı? Beslenme bilgi düzeyi ne vaziyette? Hepsini bilmeliyim. Diyetisyenle değil kendi kendinize zayıflamaya karar vermişseniz bile, size günlük tutup alışkanlıklarınızı kâğıt üzerinde görmenizi tavsiye ederim.


Ne işe yarayacak bu?

Acıkmadığınız halde, işyerinde arkadaşınız dondurma yiyor diye “Aman bari ben de yiyeyim” dediğiniz olmuyor mu? Gün içinde o kadar gereksiz yere, başka insanlardan etkilenerek bir şeyler yiyoruz ki. Üstelik bunlar öğün değil, atıştırmalık abur cuburlar olduğu için kendimizi yemiş de saymıyoruz. İşte günlük tutmak bunları fark etmemizi sağlıyor.


O zaman her şeyi büyük bir dürüstlükle yazmak gerekiyor...

Kesinlikle. Bizi çağıran yiyecekler konusunda dürüst olmalıyız. Yiyecekler ikiye ayrılır: “Çağıran yiyecekler” ve “mırıldanan yiyecekler”...


Nedir çağıran yiyecekler?

Tatlılar, hamurişleri...


Baştan çıkaran ama doyurmayan yiyecekler...

Aynen öyle. Mırıldanan yiyeceklerse vücudun hakikaten ihtiyaç duyduğu yiyeceklerdir.


Baştan çıkmamayı nasıl başaracağız?

Zihnimizle değil, midemizle karar vereceğiz. Bunu sahiden isteyip istemediğini içimize, midemize soracağız. İnanın bana, yanılmazsınız.


Zayıflamak için hangi besinleri asla tüketmemek gerek?

İşlenmiş şeker dışında asla yememek gereken bir şey yok. 5 ana besin grubundan bahsettik. Diyelim ki süt içmeniz gerekiyor ama sevmiyorsunuz; yoğurt tüketin. Protein grubundan yumurta yiyemiyorsunuz; peynir ne güne duruyor? Ben elma sevmem mesela, acıktırır, muzu tercih ederim. Besin gruplarının her biri vazgeçilmezdir ama kendi vücut yapınıza ve zevklerinize göre içlerinde sınırsızca hareket edebilirsiniz.


Haftada 3 kilo verdiren diyet listesi olur mu?

Olur ama ben de “Kimin için yazılmış o” diye sorarım, 1.50 boyunda biri için mi 1.80 boyunda biri için mi? Uygulayacak kişinin beden kitle endeksi ne, vücudundaki yağ oranı kaç? Kemikleri ince mi, kalın mı? Hormonlarına bakıldı mı? Nasıl yaşıyor? “Bunları bilmeden yazılmış bir diyet listesinden kesinlikle uzak durun” derim. “Diyeti diyetisyenler yazar” kampanyasını hatırlayın, neticede artık doktorlar bile hastalarını diyetisyenlere yönlendiriyor.


Diyette tatlı yemek serbest ama nasıl?


Diyette kaçamakları savunuyorsunuz. Sizin evde yemek konusunda ne tür kaçamaklar yapılır?

Tatlı yenir bizde. Eşimin annesi Amerikalı ve Amerikalılar tatlıya, pastaya düşkündür. Kayınvalideme yemeğe gittiğimizde yemekten çok tatlı oluyor. Kocam da seviyor. Büyürken akşamüstleri evde onu bekleyen bir pasta, cheesecake mutlaka olmuş. Bizde de tatlı hep oluyor ama miktarı sınırlı tutuyoruz.


Tatlı yemeden duramayanlara pratik tavsiyeler istesem...

Bir kere kadayıflarla baklavaları hiç sorgu sual etmeden kapı dışarı ediyoruz. Geri kalanlara gelince... Hepimizin günlük beslenme haklarımız var; proteinimiz, karbonhidratımız, yağımız, sebzemiz, meyvemiz. Bir kâse sütlü tatlı yersek eğer, bunun bize hiçbir zararı olmaz. Çünkü bir kâse sütlü tatlıyla, bir veya iki kaşık yoğurt ya da süt, bir dilim ekmek ve iki porsiyon meyve yemiş oluyoruz. Dolayısıyla gün içinde sütünüzden, ekmeğinizden, meyvenizden bu kadarcık kesmeniz yeterli.


Çok kolaymış!

Aynı şekilde iki parça çikolata yerseniz, bir meyveyi keseceksiniz, bu kadar basit. Dondurma da böyle. Hele benim gibi evde yaparsanız, içinde ne olduğunu da bilirsiniz. Süt, sahlep ve azıcık da şeker... Ben şeker de kullanmıyorum. Böylece iki top dondurma yersem, yarım bardak süt tüketmiş oluyorum. Her şey denge ve oran demek aslında. Bunun farkında olmak ne büyük özgürlük, değil mi?


Röportaj: Gülenay Börekçi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.