Yaz bitti. Sonbahara, kışa hazır mıyız? Cilt yaz boyu dış etkenlere maruz kaldı, yaz sonu cilde nasıl bakmak gerektiğini Dermatoloji Uzmanı Dr. Elif Ebru Güner anlattı...


Güneşi bol yaz cildimizde ne gibi etkiler yarattı?

Güneş ışınları, dalga boylarına yani uzunluklarına bağlı olarak deri yüzeyine çarpar, bir kısmı yansır. Bir kısmı da emilir. Hatta uzun dalga boylu olanlar daha derine emilirler. Yüksek enerji gücüne sahip bu ışınlar deride dağılırken birtakım değişikliklere sebep olur. Derinin kendini korunma sistemi ve bazı genlerimiz bir noktaya kadar bizi savunmaya devam eder. Uzun saatler boyunca korunmasız güneşte kalmak bu genlerde mutasyona ve kansere neden olabilecek değişimler yaratabilir. Deride destek yapısı dermis dokusunda bozulmalara ve renk değişimlerine neden olur.


Bunları nasıl toparlarız?

Öncelikle yazdan kuruyan, lekelenen ve kabalaşan derimizi yenilemek ve nemlendirmek esastır. Bu amaçla ölü deri katmanını değiştirmek ve yenilemek için kimyasal peeling ve resurfacer’lar uygulanabilir. Çok daha yoğun kırışıklıklar ve lekelenmeler mevcutsa lazer tedavileri uygun olabilir. Derimizde azalan hyaluronik asit ve kolajen desteğini yeniden sağlamak için dışarıdan vitamin, aminoasit ve hyaluronik asit içeren vital ajanlar enjeksiyon metoduyla uygulanabilir. Hem lifting etkisi hem de yoğun nemlendirme sağlayan bu ajanlar, cildin ışıldamasına, kırışıklıkların azalmasına, cildin toparlanıp gerginleşmesine yardım eder. Deriyi yenileyen ve antiaging etkisine yardımcı molekül olarak, retinoik asit ve retinol gibi A vitamini türevi ürünlerini önerebilirim.


Yazdan sonra en çok şikâyetçi olunan konu lekeler...

Lekelenme, melanosit renk hücrelerinin deriye rengini veren melanin adlı pigmenti normalden fazla üretmesine bağlı. En fazla görülen lekelenme tipi “melasma” olarak bilinir. Özellikle güneş uyarısıyla gelişen bu durum, hormonal sebepler, ışığa duyarlılığı artıran ilaçların kullanımı, bazı hastalıklar, genetik yatkınlık ve deri üzerine uygulanan kozmetikler gibi nedenlere bağlı olarak da meydana gelebilir. Hatta bilgisayar ve yoğun ışıma yaratan floresan kaynakları bile lekelenmenin sebepleri arasındadır. En sık etkilenen bölgeler ise alın, yanaklar, burun ve dudak üzeridir. Tedavide en önemli faktör derinin güneşten korunması ve uzun süreli tedavi basamaklarıdır. Renk pigmenti üretimini engellemek, pigment taşıyan keratin hücrelerinin atılımını sağlamak ve duyarlılığı 1.5-2 yıl gibi uzun süre azaltmak gerekir.


Leke tedavisinde yeni teknolojiler ve yeni araştırmalar neler?

Leke tedavisinde “lazer” uygulamaları da son yıllarda tercih ediliyor. Lazerle daha kısa sürede başarı sağlamakla birlikte pigment oluşumunu baskılayan diğer tedavilere de devam etmek ve kombine uygulamak gerekir. Bir başka yöntem “krioterapi” ise lekenin dondurularak ortadan kaldırılması.


Peki, beslenmede cilde nasıl destek olabiliriz?

Deri ve vücudun ana yapıtaşı olan proteinler saç, cilt ve tırnak yapımız için gerekli. A vitamini, B vitamini ve çinko, bakır gibi elementler de cilt sağlığı için önemli. Dönem dönem vücutta oluşan serbest radikallere karşı doğal antioksidan olan kırmızı, yeşil ve renkli sebze ve meyveler özellikle tüketilmeli.


Röportaj: Aysun Öz


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.