Kendine özgü tasarımlarıyla dikkat çeken Filinta, geçen hafta Berlin Moda Haftası kapsamında 2014 ilkbahar-yaz koleksiyonunu sundu. Kendi kültürü, tarihi ve köklerinin, koleksiyonlarının çıkış noktası olduğunu söyleyen tasarımcı, HT Cumartesi’nin sorularını yanıtladı.


    Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde okuduktan sonra nasıl New York’a taşınıp Parsons’da moda tasarımı yapmaya başladınız?

      Bilkent’te cidden okudum, başka türlü mezun olamazdım zaten. Ama Parsons, New York’a taşınmak için o yıllarda oldukça moda bir bahaneydi. Hikâyem de Adana’dan New York’a gibi başlıklarla anılıyor ki bilseler aslında en çok çocuğunu Amerika’ya gönderenler Adanalı aileler! Çocukken yapacağınız işin tek bir yolu yok, önemli olan kendi yolunuzun olması. Ekonomi okumam moda sektöründe arz ve talep eğrisinin dikiş tutturmasını anlamamı kolaylaştırdı.


        New York’ta uzun yıllar yaşadınız. Bir tasarımcı olarak kendi pencerenizden İstanbul ve New York’u karşılaştırabilir misiniz?

          İstanbul’un yeni haliyle kıyaslayacağım New York’u. Sırf bu olaylar yüzünden New York’ta yaşadığı halde Türkiye’ye gelen arkadaşlarım oldu. Bence bugün İstanbul olunması gereken en güzel yer! Artık bir tek coğrafi konumumuz değil bizi biz yapan!


            Aslı Filinta tasarımlarını görür görmez diğer tasarımlar arasından hemen ayırt edebiliyoruz. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu ayrışmayı?

              Teşekkür ederim, tam da bunun için uğraşıyorum. Ürünlere tasarım değeri katarak çalışmaya özen gösteriyorum. Tam anlamıyla “tasarım yapmak” için başladım bu işe. Yapılmayanı yapmak, yapılanı tekrar etmekten çok daha zor. O yüzden yavaş ve sağlam adımlarla ilerliyorum.


                Birçok tasarımcıya göre hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi düşünüyorum. Var mı başka hayaliniz?

                  Bunun aslında hayal olarak adlandırılması taraftarı değilim. Bu işe girişecek insanlar bunun aslında çok ciddi iş planı, organizasyonu, işgücü ve zaman isteyen çok ciddi bir sektör olduğunu bilmeli. ‘İhracat’ kendi başına bile çok ciddi bir kelime! Dünyada Türk tasarımcı ve Türk markası olarak satış yapmak, ülkeyi tanıtmak haliyle bedeli ölçülemeyecek değerler yaratıyor! Benim tek hayalim istediğim şeyi tasarlamaktı, ama şimdi yapmaktan en keyif aldığım zamanı bütün işe kıyasladığımda yüzde 10’unu bile kaplamıyor.


                    Farklı markalarla işbirlikleri de yaptınız. Üstelik dünya çapında çok da önemli projeler... Var mı böyle sürprizleriniz?

                      İlk olarak Amerika’daki Target için fular koleksiyonu tasarladım, sene 2009’du. İkinci koleksiyonumuzla beraber Vogue Nippon ve Comme des Garçons’un 10’uncu yılı için özel bir işbirliğine davet edildik. Burada koleksiyonumuz Chanel, Dior, Celine, Lanvin, Maison Martin Margiela ve Marni gibi markaların yanına yerleştirildi. Daha sonra Vogue Nippon ve Japon gazetesi Nissen’de haberler çıkınca Paris ve Hong Kong’daki Joyce Gallery ile bir işbirliği yaptık. Teması ise "Kendi kültürünü küresel moda trendleriyle birleştirme" idi. İşbirliklerine sıcak bakıyorum ama işi bilenle işe başlayacağıma da söz verdim! Şimdi bir çocuk markası için koleksiyon hazırlıyorum, çok keyifli.


                        Türk ve yabancı tasarımcılar arasında en beğendikleriniz kimler?

                          Junya Watanabe aklıselimliği ve fikri yeniliği ile tek idolüm. Türkiye’de de ilk Dice Kayek. Ayşe ve Ece’yi hem çok seviyorum hem de başarılı buluyorum!


                          İlham kaynağım kendi tarihim



                            Istanbul’74’teki "Muhteşem Sinan" koleksiyonunuzla harika bir sunuma imza attığınızı söylemem lazım.

                              Koleksiyonun prezentasyonunun sanat yönetmenliğini Istanbul’74 üstlendi. Istanbul‘74’ün kurucusu Demet Müftüoğlu bu işlere bulaşmama önayak olan kişidir. Yıllar sonra birlikte bu süreci gözden geçirmek, yeniden buluşmak ve birlikte projeler yapıyor olmak beni çok mutlu etti. Koleksiyonumun esin kaynağı Osmanlı İmparatorluğu’nun başmimarı Mimar Sinan’dı. Koleksiyonun adını da “Muhteşem Sinan” koydum. 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin 300’den fazla önemli eserine imza atan Osmanlı İmparatorluğu’nun başmimarı Mimar Sinan’ın yapıtları, Emre Doğru tarafından fotoğraflandı ve koleksiyon ile iç içe sunduk. Bu sunumdaki en etkileyici bölümdü. Mimar Sinan’ın en değerli eserlerini yansıtan dev ölçekli fotoğraflar, sunum alanında sergilenerek koleksiyon ruhunu tamamladı. Fotoğraflara ek olarak Istanbul’74’ün odalarından biri, ziyaretçileri Mimar Sinan’ın eserleri arasında bir tura çıkaracak şekilde düzenlendi. Bu özel odada Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden alınan kitaplar ve Mimar Sinan’ı anlatan bir video enstalasyonu gösterdik.


                                Peki neden Mimar Sinan? İlham kaynaklarınızı nasıl seçiyorsunuz?

                                  Kendi tarihimi, kültürümü, köklerimi araştırmak, içlerinde beynimde bir kıvılcım yaratan hikâyelerini bulmak beni bu yoğun tempolu işe bağlayan tek nokta. Geçen yaz Fikret Mualla ve onun bağımlılıklarının dünyası, bu sezon Mimar Sinan’ın muazzam eserleri, önümüzdeki sezon da Piri Reis’in haritaları hayatıma konu oldu! Mimar Sinan’ın bakış açışına hayran oldum. Edirne’ye gidip “Ustalık eserim” dediği Selimiye Camii’ni inceledim. Döndüm Süleymaniye’nin ebced hesabını öğrendim, Sinan’ın bütün esin kaynaklarını kendimce uyarladım. Mimar Sinan’ın yapıtlarında kullanılan bütün açı ve uzunlukların "ebced hesabı" ile anlamlı hale gelmesinden etkilenerek kıyafetlerin paternlerini aynı hesaplamalara uygun olarak hazırladım. Mimar Sinan’ın daireleri dikdörtgenlere, altıgenleri sekizgenlere dönüştürdüğü eserini yorumlamaya çalıştım.


                                    Ve geçtiğimiz hafta Berlin Moda Haftası’nda 2014 yaz koleksiyonunuzu sundunuz. Bundan da bahseder misiniz?

                                      İstanbul Next adlı proje ile Berlin Moda Haftası’nda, olabilecek en güzel saatte, bireysel bir sunum gerçekleştirdim. 2014 ilkbahar-yaz koleksiyonumuzun teması "Piri Reis’in korsanlık günlerinden Kitab-ı Bahriye’ye uzanan serüveni". Beni en çok heyecanlandıran da, Berlin’deki sunumun müziklerini Kaan Duzarat’ın (Foc Edits) hazırlaması! Foc Edits çalışmalarını New York’ta American Apparel mağazaları dahil, her yerde dinleyip çok gurur duymuştum. Yılların Türkçe şarkılarını alıp yeni bir oluşum, yeni bir his ekleyerek modern dünyada evrensel bir dile çevirebiliyor olmaları çok gurur verici! Ben de ilk kez ulusal arenada resmi bir takvimde sunum yapıyorum. Bütün misafirlerin yabancı olması ve müzikler dahil sunulan her şeyin özünün Türkçe olması beni heyecanlandırıyor.


                                        Türkiye’deki moda sektörü ve ilerlemesi hakkında neler düşünüyorsunuz?

                                          Tam olarak şöyle düşünüyorum: Örneğin bugün köklü Fransız modaevlerinin başına Amerikan tasarımcılar getiriliyor. Bunu devletler arası politikaların yönettiğini düşünüyorum. Mark Jacobs’ı Louis Vuitton’un başına, Alexander Wang’i Balenciaga’nın başına geçiren insanların sadece tasarımcıların yeteneği veya başarısıyla gerçekleşmediğini düşünüyorum. moda kuruluşları var, yetenekli tasarımcıyı 10 yıl öncesinden hazırlamaya başlıyorlar ve hazır olduğunda da moda dünyasında rakibi olmayan ülke Fransa’ya ihraç ediyorlar. Tek bir tasarımcıyla büyük lüks devini kontrol altına alıyorlar. Sektörde devlet desteğinin önemi sanıldığından büyük! Bize gelince, devlet destekleri ve istekleri var evet ama o desteklerin stratejilerinin yapılandırılmasının gerektiğini düşünüyorum. Moda haftalarının yönetimini tekeline alan özel sektör firmalarının stratejileri bize o kadar da uymayabilir! Birer sezonluk yabancı basını veya konsinyeden başka bir şey almayan satın almacıları İstanbul’daki moda haftalarına getirmek yerine daha uzun vadeli planlamalar geliştirilmeli.


                                            Sizce Türkiye’de moda sektörü hangi noktada?

                                              Vapura bindik, okyanusu geçecek gibiyiz...

                                              Facebook Yorumları

                                              YORUMLAR

                                              Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

                                              İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.