Müziğin ustası Kayahan, yaptığı dillere düşmüş onlarca aşk ve sevgi şarkısının yanısıra aile yaşantısına ve geleneklerimize verdiği önemle de bilinen bir sanatçı. Büyük kızı Beste’nin bebekliğinde yaptığı ‘E bebeğim’ şarkısıyla herkesi çocukluğunun bayram sabahlarına götüren Usta’ya göre ramazan arınış, bayramlar barış demek. Beykoz’daki evinde eşi İpek Hanım ve kızı Aslı Gönül’ün eşlik ettiği söyleşimizde herkesi, sürekli çalışmanın dayatıldığı günümüzde bayram huzurunun ıskalanmaması için uyarıyor.




‘Eski bir bayram sabahı’ dersem nasıl bir anı canlanır?


‘E Bebeğime’ şarkısı geliyor. ‘Kırmızı pabuçları duruyor başucunda-Başı düşmüş yastığa uyuyor mışıl mışıl’ Bu, büyük kızım Beste. Ben birçok şarkımı bir yıl iki yıl sürede binlerce müsveddeyle yazmışımdır. Ama bu şarkıyı büyük bir heyecanla kendisi kadar zamanda yazdım. Bayram sabahı sabah namazı sırasında gün ışırken o görüntüyle yazmıştım. Benim için en önemli bayram sabahı o bayram olsa gerek.




Bayramların size hissettirdikleri geçen zaman içinde değişti mi?


Bayramlar her zaman aklıma barışı getirmiştir bu bende hiç değişmedi. Eski bayramlarda gazeteler birleşir bayram gazetesi olurdu. Hepsinin bir çatı altında toplanması bana barışa dair çok farklı bir duygu verirdi. Bayramlar, insanların bir birini sevindirdiği bir gündür. Bayramlar her zaman aklıma barışı getirmiştir bu bende hiç değişmedi. Ramazanlar arınış, bayram barış demektir...





“Bayramları da ıskalıyoruz”


Yaşanabiliyor mu hâlâ o bayramlar?


Bayramlar bence tam anlamıyla yaşanamıyor. Pek çok şeyi ıskaladığımız gibi bayramları da ıskalıyoruz. Eve para yetiştirmek için bayramda çalışanlar ya da çok çalıştığı için bayramda da kaçıp tatil yapmak isteyenler arttı. Bunun altında insanları çok çalıştırmak var. Bir de bayramlarda yalnızlık daha çok koyar. Ben eskiden TRT’de bayram programlarında yalnızlara şarkı söylerdim.





Bayramda ‘E bebeğim’den başka yaptığınız şarkı var mı?


Başka bir bayramda da Barış Manço için yaptığım şarkı var. Aslı Gönül çok küçüktü, ben stüdyoda ‘Gönül Sayfam’ albümü için çalışıyordum. Aslı Gönül’ü mix masasına oturtup bir şarkı yapmıştım, şöyle; “Bugün günlerden bayram- Yanında olamadım- Çalışıyorum yine, yine babacığım- Bugün aslında bayram- Yanında olacaktım- Çalışıyorum canım hepimiz için- Bugün günlerden bayram- Barış Amcanda gitti- Şimdi işler daha zor Çalışıyorum’ Barış müziğin çok önemli bir yanını tutuyordu. İlkeliydi ve çok iyi bir öğretmenlik tarafı vardı. Aslı Gönül’e de bu şarkıyla Barış Amcasını öğrettim.





Çocukluğunuzdaki bayramlar nasıldı?


Çocukluğumda büyük babam beni ramazanlarda teravihe götürürdü. Üsküdar’da takkemi takar evimizin karşısındaki camiye gider, namaz dururduk. Çatapat, mantar tabancasıyla başlardı eğlencemiz. O zaman mahalle vardı. Şimdi mahalle yok. Şimdiki çocukların mahallesi yok. Mahalle var ama mahallelinin birbirine selam verecek zamanı yok. Kapitalist sistem çarklarını dönmesi için sürekli çalışmayı da yatıyor. O çarkların dönmesi için bir kişi bir buçuk kişilik çalışmak iki kişilik harcamak zorunda. İnsana fazla yükleniyor. İnsanlar bu arada başarıya odaklanırken mutluluk ve huzuru ıskalıyorlar.





Kızınız Aslı Gönül de sizin değerlerinizi öğreniyor mu?


Aslı Gönül bir kaç yıldır İngilizce şarkı söylüyor. Okulun birincisi ama Kadir Gecesi’nde de başını bağlayıp Yasin okuyor. Bu atalarımızdan gördüğümüz bir şey. İyi bir insan olmak önemli. Biz neysek Aslı Gönül de o. İnşallah başka bir yerde de bir erkek çocuğu böyle yetiştiriliyordur. Türkiye’nin geleceğinin burada yattığını düşünüyordum. Bilgili, çağdaş aynı zamanda inançlı insanlara çok ihtiyacımız var. Toplumun çimentosu bu.





Şarkılarınızda sevgi mesajı var. Çağın sevgisizlikle ilgili problemi yok mu?


Aşklar içinde aşkı barındırmıyor. “Son aşkı” diye yazılıyor ama aşk falan değil onlar evcilik oyunları. Bir hızla evleniyor, anne baba oluyorlar. Sonra anlaşamayıp boşanıyor. O annesiz ya da babasız büyüyen çocuk hayattan hınç alma peşine düşüyor. ‘Dil mi bozuluyor?’ diye sordular katıldığım bir dil sempozyumunda. Dil bozulmuyor, yaşam bozuluyor. Dile ihtiyaç kalmıyor. Eskiden kız arkadaşımızı arkadaşlığarazı etmek için bin tane şiir ezberleyip 150 tane şarkının farkında olmak zorundaydık. Güzel konuşmak gerekirdi. Şimdi mesajla hallediyorlar. Hatta çiçek yollamıyor, çiçek ikonu koyuyorlar mesaja.





3. sayfa haberlerine bakınca ahlaki düşüş dikkatinizi çekiyor mu?


Gazetelerde bu göze çarpıyor olabilir. Toplumda her zaman iyiler ve kötüler vardı. Kötüler amip gibi bölünerek çoğalıyorlar. Bizim de bu hususta işi ciddiye alarak Voltaire’inde dediği gibi iyilerinde örgütlenmesi lazım. Kötüler hep vardı. Her insanda insanlığın her hali mevcut. Hangi ailede yaşıyorsan o çizgileri alarak büyüyorsun.





Geçen hafta tatil fotoğraflarınız yayınlandı. Herkes güneye tatile giderken siz neden kuzeye (Sinop’a) gittiniz?


Her bayram özelliğini isminde taşır. Her bayramın bir anlamı vardır. Bayram izin demek değildir. Biz tatilimizi bayram öncesi Sinop’ta Beyaz Ev’de yaptık. Sakin bir deniz, dostlarımız ve huzur... 5 buçuk günün her saati müthişti. İnsanlara, “Bakın bir de kuzey var. Gidebilirsiniz” derken bir yandan da inşallah güneye çevirmezler diye düşünüyorum.





Bayram duanız kimler içindi?


Bu bayramı birlikte kutlayamadığımız, aramızda olmayan şehitlere, kaybettiğimiz değerlere, Müşfik Hoca’ya, Atatürk’ ün manevi kızı Ülkü Hanım’a ve herkes için değerli ebediyete göç etmiş tüm insanlara bayramda dua ediyorum. Böyle olun demiyorum kimseye, ben ne yaptığımı söylüyorum sadece.





"İpek Hanım için albüm yapacağım"


Şimdilerde besteciler aranjörler eline mikrofon alıp şarkı söylemeye, albüm yapmaya ve ya DJ’ lik yapmaya başladı. Bu sektörel bir zorunluluktan mı?


Plak şirketlerinin başındaki insanlar bu işi para kazanmak için yapar. Gerçek müzisyenler kendilerini anlatmak için yaparlar. Proje albümlerini de Ahmet ile Süheyla’yı bir araya getirip ikisinin de alıcısından yararlanmak amacıyla yapar plakçılar. Para kazanmak için yapılan şeylerin içinde de müzik adına az şey vardır. Ben hayatım boyunca hiçbir zaman karışık bir albümün içinde olmadım. İlk defa birisi çok istedi diye iki şarkımı verdim. Ben besteciyken şarkıcı olmadım. Zaten şarkı söylüyorken beste yapıyordum.





Tribute de denilen saygı albümü yapma akımı var bir de bu aralar, siz düşünmüyor musunuz?


Bugüne kadar best of albüm de yapmadım. Yaparmıyım emin değilim. İpek Hanım için hazırlayacağım bir albüm var. Şarkılardan ikisi çok ses getirecek. Bu tribute’ü yaparmıyım bilmem ama ben yıllarca best of da yapmadım. Bu biraz da “Hadi benim onuruma bir şey yapın” demek ve benim yapacağım bir şey değil.





“Benim zamanımın bayramları güzeldi”


İpek Hanım, siz şimdi “nerede kaldı eski bayramlar” diyor musunuz?


Benim çocukluğumun bayramları çok güzeldi. Anneannem Kırklareli ’nde oturuyordu. Hepimiz oraya giderdik. Çocuklar kapı kapı dolaşırdı. El işi mendiller, şekerler, paralar verilirdi. Onlarla bir şey alınırdı, çocuklar sokaklarda oynardı. Onun sonunu yakaladım diyebilirim. Artık öyle bir şey kalmadı. Hâlâ büyük ziyaretleri ve el öpmeler var. Aslı Gönül yaşıyor onu. Biz ona öğrettik.




Röportaj: Bülent İpek


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.