Zorlu Center daha inşaat aşamasındayken ve çoğu dükkân harıl harıl hazırlanırken ünlü ünsüz ne kadar isim varsa tek bir yerde soluğu alıyordu. Burası Beymen’in hemen yanında yer alan Morini’den başkası değildi. Büyük bir rağbet görüyordu çünkü gidilecek başka bir mekân yoktu. Yemekler akşamüstü dörtte bitiyordu. Bu dönemde ben de Morini’ye bir iki kez gitmiştim. O dönem herkes buraya doluştuğundan mekânda bir kibir vardı. Neredeyse kimse yüzüne bakmıyordu. Sonra ben de burası ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. O gün bu gündür nedense ayaklarım mekâna bir türlü alışmadı. Daha sonra Beymen’in her şeyi Tolga Sezgin ile karşılaşıp bir kahve içtim. Yavaş yavaş ısınmaya başladım. Hep aynı yerlere gitmek olmuyor. Arada değişiklik gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde gazeteden köşe yazarı arkadaşım Sermet Severöz ile buluşmaya karar verdik. Morini’de trüf mantarı haftası varmış. Erken saatte yerimizi aldık, trüf mantarı ile yapılan yemekleri deneyelim diye. Önden beyaz trüflü steak tartare, gorgonzola peyniri ve karemelize fındık ile servis ettikleri carpaccio aldım. Arkasından beyaz trüflü risotto ve makarnalara geçtim. Makarnalarda morel mantarı dolgulu beyaz trüflü panzoretti ve Şef Michael White’ın artık imzası sayılan garganelli aldım. Şefin özel kremalı sosu ve beyaz trüfle yapılan makarnayı üzerine parmesan dökerek servis ediyorlar. Normalde krema bana ağır gelir fakat burada kıvamını nasıl ayarlıyorlarsa bırakın ağır gelmeyi utanmasam tabağı ekmekle sıyıracaktım. Yemeğin sonunda da nar granitalı panna cotta yedim. Bilen bilir narı zaten çok severim. Bir de panna cotta’nın kıvamı lezzeti yerinde olunca güzel bir final yapmış oldum.


NEW YORK ATMOSFERİ

Samimi olarak söylemek gerekirse bütün yemekleri çok lezzetli buldum. Morini’den bu kadar güzel yemek çıkacağını hiç tahmin etmiyordum. Fakat bu kadar lezzetli yemek Morini için tesadüf değil aslında. Morini’nin arkasında New York’un ünlü şefi Michael White ve Amerika’nın en iyi yeme içme gruplarından AltaMarea Group var. Michel White’ın da ortağı olduğu Altamarea Group’un sadece yedisi Manhattan’da olmak üzere Londra ve Hong Kong gibi merkezlerde restoranları var. Son olarak Richard Gere ile ortak açtıkları Campagna ile bir kez daha gündemdeler. Michael White ise 4 restoranıyla toplam altı Michelin Yıldızı’na sahip bir şef. Ayrıca ünlü James Beard şef ödülü sahibi. Bunun yanında ABD’nin önemli gazete ve dergilerinde en iyi şef olarak gösteriliyor. Zaten Hollywood starlarından New York’un elitlerine birçok müdavimi var restoranlarının. Hatta Barrack Obama en iyi müşterilerinden. Her şey kıvamında sunumlar muhteşem. Bu arada eklemek gerekirse trüf mantarı çok değerli bir şey olduğu için kilosu yaklaşık 2500 Euro’ya satılıyor. Bu tarz mekânlar böyle aktiviteleri para kazanmak için değil prestij için yapıyorlar. Normalde bir risotto 42 TL iken bu mantarı üzerine koyduğunuz zaman 160 TL oluyor. Trüf için altın kadar değerli diyebiliriz. Mekânda bir New York havası var. Çok büyük bir yer değil, toplam 40-50 kişi ancak oturabiliyor. Hemen solda kocaman bir barı var. Sağ tarafta büyük bir masa ve normal bir düzen var. Müşteri kitlesi çok düzgün, geç saatlere kadar oturduk bir dakika bile sıkılmadım. Güzel bir atmosfer oluşuyor. Hem restoran hem lounge havası olduğu için kimse kasmıyor. Yemek yiyen de var, içki içen de. New York’un ünlü Morini’sini Türkiye’ye getirenler üç hanımefendi. Aslı Sayar, Başak Soykan ve Yaprak Baltacı. Daha önce bankacılık sektörü gibi farklı işlerde çalışmışlar. Sonra New York’ta bulunan Morini ile anlaşıp burada açmaya karar vermişler. İşlerini büyük keyif ile yaptıklarını gördüm. Bir işe hanımların eli değdi mi inanın her şey bir başka güzel oluyor.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.