Nasıl oluyor da insan elinin değdiği her yerde bitki ve hayvan türleri azalıyor? Nasıl oluyor da insanlar dünyaya yayıldıkça doğa azalıyor, apartmanlar artıyor? Nasıl oluyor da bu kadar imkâna, bilime, teknolojiye rağmen hâlâ insanlar savaşlarda birbirlerini öldürüyorlar? Bu soruların cevapları belki de homo sapiens’in dünya denen gezegene nasıl yayıldığı, bugüne kadarki haline gelene kadar hangi büyük değişikliklerden geçtiğini anlayarak varabiliriz.


“Hayvanlardan Tanrılara Sapiens” dil becerisinden tutun da buğdayı işlemenin insan hayatına getirdiği değişikliklere, neden bir ekolojik seri katile dönüştüğümüzden kurgulara inanma kapasitemize kadar birçok farklı konuyu tarihsel bakış açısıyla inceliyor... Elinizde kalemle okumanızı öneriyorum çünkü altı çizilip tekrar bakılacak çok fazla bilgi var. Günümüz kavramlarına farklı bir bakış açısı sunuyor, şunun gibi:


“Bir teoriye göre dilimiz dedikodu yapma aracı olarak evrilmiştir ve homo sapiens her şeyden önce sosyal bir hayvandır; sosyal işbirliği hayatta kalma ve üreme açısından kritik öneme sahiptir. Dedikodu sıkça kötülenen ama aslında kalabalık gruplar halinde işbirliği yapabilmenin de temelini oluşturan bir beceridir. Günümüz basınının ilk örneği sayılabilecek söylenti, toplumu bilgilendirerek insanları hilebazlardan ve asalaklardan koruyan gazetecilik faaliyeti gibidir.” Yazarı: Yuval Noah Harari Yayınevi: KOLEKTİF


Damla Çeliktaban

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.