İçinden seçim geçen filmlerden ziyade seçim kampanyalarını merkeze alan politik öykülere odaklandık...


The Candidate 1972

Yön: Michael Ritchie “Siyaset” ya da “seçim” deyince akla gelen ilk filmlerden biri. Jeremy Larner’in yazdığı senaryo hayali bir öykü üzerinden politik sistemi derinlemesine sorguluyor. Senato seçimlerinde kazanma ihtimali çok düşük olan Bill McKay (Robert Redford), başlangıçta özgür, cesur ve samimidir. Kazanma ihtimalinin belirmesiyle, parti kampanyaya ağırlığını koyar ve işler değişmeye başlar... Final sadece politikacıları değil, siyasi sistemi ve seçmenleri de sorguluyor.


Başkanın Tüm Adamları 1976

All the President’s Men

Yön: Alan J. Pakula İki Washington Post muhabirinin gerçekten yaşanmış öyküsünü anlatan film, kuşkusuz gelmiş geçmiş en iyi gazetecilik filmlerinden biri. Öte yandan bir tür “seçim filmi” olarak görmek de mümkün. Robert Redford ve Dustin Hoffman’ın canlandırdığı iki muhabir, Watergate binasındaki basit bir hırsızlık olayını ısrarla takip ederek ABD Başkanı Richard Nixon’ın üçüncü kez Başkan seçilebilmek için yürüttüğü seçim kampanyasının kirli yanlarını açığa çıkartıyor. Tarihe Watergate Skandalı olarak geçen olay sonucunda Nixon istifa etmek zorunda kalmıştı.


Bob Roberts 1992

Yön: Tim Robbins Robbins, senaryosunu yazdığı ve başrolünde oynadığı ilk filminde, Cumhuriyetçi Parti’den senatör adayı olan folk şarkıcısı Bob Roberts’ın seçim kampanyası sürecini kara komedi üslubunda öyküleştiriyor. 1960’lı yılların özgürlükçü fikirlerine karşı çıkan ve ideolojisini şarkılarıyla topluma yansıtan Roberts’ın kampanyası ve yürüttüğü seçim stratejileri bir İngiliz muhabirin gözünden anlatılıyor.


Başkanın Adamları 1997

(Wag The Dog 9)



Yön: Barry Levinson Seçimler yaklaşırken patlayan seks skandalı nedeniyle ABD Başkanı zor duruma düşünce danışmanları olayı çözmek için Hollywood’un yolunu tutar. Yapımcı Motss (Dustin Hoffman) bunu mesleki bir hırs meselesi yapar ve medya üzerinden senaryoları peş peşe devreye girmeye başlar. Balkanlar’da patlayan “hayali savaş” ve peşinden gelenler skandalı süratle unutturur. Larry Beinhart’ın kitabından uyarlanan film, geniş kitlelerin gerçeklik algısıyla nasıl oynanabileceğini şaşırtıcı bir açıklıkla gösteriyor.


Kirli Yarış 1998

(Primary Colors)

Yön: Mike Nichols Önce imzasız olarak yayımlanan, daha sonra ABD’nin ünlü politika yazarı Joe Klein’ın yazdığı anlaşılan kitaptan uyarlanan film, Bill Clinton’a fazlasıyla benzeyen Jack Staunton’un (John Travolta) Başkan adaylığı için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Clinton karşıtı olmasa da politikanın gerçeklerini, ayak oyunlarını gözler önüne sermekten çekinmeyen film, Hillary Clinton’ın eşine verdiği özverili desteğin önemini de incelikle vurguluyor.


Bulworth 1998

Yön: Warren Beatty “Bir politikacı gerçekleri söylemeye başlarsa, neler olur?” fikrinden yola çıkan film, seçilme şansını tümüyle kaybetmiş, Bulworth adlı bir senatör adayının eğlenceli öyküsünü anlatıyor. Yola çıkarken sahip olduğu idealleri “reel politika” süreci içinde kaybeden liberal bir siyasetçinin, dibe vurarak yeniden doğuşunu anlatan bu politik taşlamayı Warren Beatty yazmış, yönetmiş ve oynamıştı.


Election 1999

Yön: Alexander Payne Lise seçimleri deyip geçmeyin. Tom Perrotta’nın romanından uyarlanan film, “seçim”in özüne inmeyi ve seçmenlerin çaresizliklerini anlatmayı gayet iyi beceriyor. Reese Witherspoon’un başkan olmayı kafasına koymuş ihtiras küpü, çok bilmiş, mükemmel öğrenci Tracy Flick yorumu kadar, Matthew Broderick’in çaresiz öğretmen karakteri de harika. İncelikli bir mizaha sahip bu komedi, eleştirmenlere göre en iyi seçim filmlerinden biri.


Milk 2008

Yön: Gus Van Sant Film, ABD’li ünlü eşcinsel hakları savunucusu Harvey Milk’in 40 yaşından sonra girdiği siyasi mücadeleyi ve tarihi bir seçim zaferinin hikâyesini anlatıyor. Eşcinsel kimliğini saklamadan sandıktan çıkan ilk siyasetçi olan Milk, zorlu bir kampanyanın sonucunda San Fransisco Belediye Meclisi üyesi seçilmişti. ABD’li eşcinsellerin dört duvar arasından çıkıp siyasi arenada boy göstermesini anlatan film, Sean Penn’e en iyi erkek oyuncu dalında bir Oscar da kazandırdı.


Zirveye Giden Yol

2011 The Ides of March

Yön: George Clooney Beau Willimon imzalı bir tiyatro oyunundan uyarlanan filmin en ilginç yanı, politikacıların ahlakını politika dışı olaylar üzerinden ele alıyor olması. Clooney filmde başkanlık kampanyası yürüten Demokrat Partili radikal, iyi niyetli bir siyasetçi. Ryan Gosling ise onun medya danışmanını canlandırıyor. Film, “Vicdanı olmayan insanların idealleri ne kadar temiz olabilir?” gibi kritik bir soruya cevap arıyor.


No 2012

Yön: Pablo Lorrain Şili diktatörü Pinochet 1988’de Batı’dan gelen baskılar sonucu başkanlığını halk oylamasına sunar. Muhaliflere de “ayıp olmasın” diye, her akşam devlet televizyonunda 15 dakikalık propaganda hakkı verir. Genç reklamcı Saavedra tepkilere rağmen o 15 dakikayı tam bir reklamcı gibi kullanır... Baştan sona bir seçim süreci üzerine kurulmuş en iyi politik filmlerden biri.


Hazırlayan: Mehmet Çalışkan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.