Ara Güler hakkında çok şey yazıldı, çok şey de yazılacak. Ancak AraName, bunlardan farklı. Kitap, Ara Güler ve Suna Güler’in, Semra Aktunç ve 2011’de kaybettiğimiz Hulki Aktunç ile 20 yılı aşan dostluğundan doğdu. Dolayısıyla kitapta yalnızca fotoğraflarıyla, fotoğraflarının dünyaya kazandırdığı görsel tarih hazinesiyle ele alınmıyor Ara Güler. Etli, kanlı canlı, sinirli, cesur, sevinçli ve mahzun bir Ara Güler’i de görüyoruz burada.


Bir aile albümü

Ev sohbetlerinde konuşulanlar, Ara Güler’in aktardığı anılar, Aktunçlar’ın Ara Güler’e bakışları, onun kişiliği ve sanatını yorumlayışları kitabın ilk bölümünü oluşturuyor. İkinci bölümde Ara Güler’in çok bilinen İstanbul fotoğrafları ve onların yanına Aktunçlar’ın iliştirdiği mini kurmaca metinler var. Üçüncü bölüm ise Ara’lı bir aile albümü...


AraName, anılar, denemeler, öyküler barındıran bir söyleşili fotoğraf kitabı aslında. Aktunçlar’ın kalemiyle Ara Güler objektifinin buluşup seviştiği şık ve coşkulu bir kitap. AraName’yi okurken yavaş yavaş bir öykü, bir roman kahramanına dönüşen Ara Güler’le tanışacaksınız. Onun insan varlığı ile yapıtları arasındaki derin bağları göreceksiniz. Belki de Ara Güler’in fotoğraflarına artık daha başka açılardan bakacaksınız. Çünkü o fotoğrafların arkasında, öyküler, serüvenler var.


İstanbul da onu tanır

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitabın tanıtımı da bir ipucu veriyor aslında: “249 39 78 numaralı telefonu aradığınızda tok sesiyle ve hâkimane konuşmasıyla çıkar karşınıza; yerinde yoksa mesaj bırakmanızı ister, yine emir kipiyle. Alıngan biriyseniz bile, onun neredeyse azarlar gibi konuşması sizi kızdırmaz, gülümsersiniz. Bir İstanbullu, kendi deyimiyle de bir Beyoğlu bıçkınıdır. İstanbul’u iyi bilir, İstanbul da onu tanır zaten. Yalnız İstanbul olsa iyi, dünyayı da iyi bilir: Afrika, Endonezya, Amerika, Avrupa, daha nereyi isterseniz sorun; kimi yerin fahri vatandaşı, başka bir şehrin anahtar sahibi hemşerisidir.” Semra ve Hulki Aktunç’un çok özel bakışından süzülen bu kitabı Ara Güler’i yakından tanımak isteyenler kaçırmamalı.


Hulki Aktunç’un kaleminden

"Bir jonglör gibi..."

“50-60 yıl gönül verip işine ve dünyaya, yorulmak nedir bilmeden, bıkıp usanmadan çalışmış, görevini en ince ayrıntısına kadar –müthiş zor koşullarda da olsa– yerine getirmiş.


Dünyayı bir jonglör gibi yuvarlamış ellerinde ve gözlerinde. Bir ömre dünya sığınca, istemese de tüm diğer insanlardan farklı biri olunuyor. O da öyle. Hem ciddi hem alaycı hem esprili hem dikkatli, sanatın ne kadar anlamı varsa hepsini bilen, öykü de yazan, nerede bir ‘şiiriyet’ duyuyorsa o konuda temel önermeler dile getirebilen biri. Ressamlar, filozoflar -hem de en ünlüleri edebiyatçılar ve siyasetçilerle birlikte olup anılar Sderlemiş, kendi ilginç kişiliğini sezdirmiş hepsine...”


Haber: Haldun Yazar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.