Son kullanıcıya yani bizlere hitap eden teknoloji üreticisi büyük firmaların çoğu, her yıl çeşitli konferanslarda piyasaya sürecekleri yeni ürün ve teknolojileri tanıtıyorlar. Bu ürünler cep telefonlarından bilgisayara, işletim sistemlerinden fotoğraf düzenleme yazılımlarına, yapay zeka uygulamalarına kadar uzanıyor. Facebook'un F8, Google'ın Google IO, Apple'ın WWDC ("Dünya Çapında Geliştirici Konferansı" anlamına gelen İngilizce "Worldwide Developers Conference" sözcüklerinin kısaltması) adındaki konferansları oldukça popüler ve profesyonellerin yanı sıra en temel kullanıcıya kadar milyonlarca kişi tarafından takip ediliyor.


Kısacası teknolojik yönelimleri ve paradigma değişikliklerini bu etkinliklerle takip etmek mümkün. Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen F8'de Facebook'un yöneticisi Mark Zuckerberg beklenmeyen bir açıklama yaparak Facebook'un çöpçatanlığa soyunacağını açıklamıştı mesela. WWDC 2017'de Apple yeni bir iPhone modeli haberi vermiş olmasa da akıllı saati için hazırladığı yeni işletim sistemini, yeni masaüstü bilgisayarlarını ve iPhone için iOS 11'i duyurmuştu.


Google da geçtiğimiz günlerde Google IO 2018'de çeşitli teknolojilerini duyururken bunların arasından en çok ses getireni kuşkusuz Google Duplex oldu.


Dub... Dubleks mi?


Google'ın Duplex adındaki ürünü kendi başına ayrı bir ürün değil aslında. Bu daha çok Google'ın diğer ürünlerine entegre edeceği, yapay zeka teknolojisinde varılmış bir nokta.


Apple'ın dijital asistanı Siri'yi biliyoruz. Google'ın da Siri'ye rakip Google Assistant'ı bir süredir kullanılıyor. Bu tür asistanlar ülkemizde gündelik hayata fazla dahil değil, daha çok telefonumuzdaki eğlencelik birer unsur olarak bulunuyorlar. ABD'deyse oldukça etkin kullanıldıklarını (2017 yılı rakamlarına göre* akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 42'si) söyleyebiliriz.


Google, yapay zeka konusunda bir süredir ciddi araştırmalar yapmakta. Bu araştırmaların meyvelerinden biri de Duplex. Henüz tamamlanmış bir ürün olmayan Duplex'in tanıtımı aşağıdaki telefon konuşması kaydıyla Google IO'da yapıldı. Konuşmada, Google Assistant'ın internetten randevu kabul etmeyen bir kuaföre telefon ederek(!) randevu aldığını görüyoruz. Videonun altında konuşmanın metnini bulabilirsiniz.



Kuaför: Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?

Google Assistant: Merhaba, bir müşterimin saç kesimi için randevu almak istiyorum. Ee, 3 Mayıs'ta gelmek ister.

K: Tabii, bana bir saniye verin.

GA: Hm hm.

K: Tamam, saat kaç civarı düşünüyorsunuz?

GA: Saat 12'de.

K: Saat 12'de müsait değiliz. En yakın saat 1:15'te müsaitiz.

GA: Saat 10 ve eee, 12 arası boş yeriniz var mı?

K: Nasıl bir hizmet istediğine bağlı. Nasıl bir şey istiyor?

GA: Şimdilik sadece saç kesimi.

K: Peki, saat 10 müsait.

GA: Saat 10 iyi.

K: Tamam, kendisinin adı nedir?

GA: Adı Lisa.

K: Tamam, harika. 3 Mayıs'ta saat 10'da Lisa'yı alacağım.

G: Oldu, çok güzel, teşekkürler.

K: Harika. İyi günler.


Bu konuşmanın bir benzerindeyse Google Assistant bir restoran rezervasyonu yapıyor. Hatta restoran sorumlusunun aksanlı İngilizce'sine karşın yapay zeka konuşmayı gayet iyi yürütüyor. Yukarıdaki diyalogta ilk dikkati çeken nokta yapay zekanın "ee", "hm hm" gibi, insanların günlük hayatta kullandıkları sesleri, ünlemleri çok doğal ve yerinde kullanabiliyor olması. Hatta konuşma o kadar doğal ki çeşitli teknolojik haber sitelerinde Duplex'in "Turing testini" geçtiği söylendi. Turing testi ülkemizde "Enigma" adıyla gösterilen filmde hayatı anlatılan Alan Turing tarafından yaklaşık 70 yıl önce ortaya atılan, bir yapay zekanın insandan ayırt edilip edilemediğini ölçmekte kullanılan bir test. Eğer konuşmakta olduğunuz yapay zekanın gerçek bir insan mı yoksa bir yazılım mı olduğunu fark edemiyorsanız o yazılım Turing testini geçmiş demektir.


Google'ın bu tanıtımına sosyal medyada verilen tepkiler iki kutba ayrıldı: Bu teknolojiyi heyecan verici bulanlar ve bunu büyük bir tedirginlikle karşılayanlar. Olumlu karşılayanlar, teknolojinin ve makinelerin günlük hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağını, dijital asistanların angarya iş yükümüzün bir kısmını güvenilir biçimde sırtlanabileceğini ve insan-makine etkileşiminin daha rahat ve doğal bir hal alacağını düşünüyor. Yapay zeka, insanlık ve etik konusunda temkinli adımlar atmamız gerektiğini savunanlara göreyse bu tür bir iletişim insanları kandırmaya yönelik, korumaktan uzak ve insan-makine çizgisini flulaştırarak uzun vadede birbirimizle olan ilişkilerimiz ve dünya algımız açısından tehlike içeriyor.


Bu konuda verilebilecek en “masum” örneklerden biri, geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan “deepfakes” adlı bir kullanıcının yapay zeka kullanarak bir çok ünlünün yüzünü pornografik filmlerdeki aktörlerin yüzlerine yerleştirmesi. Bu konu o kadar ilgi çekti ki insanlar arkadaşlarının fotoğraflarını deepfakes’e göndererek videolara oturtmasını istediler. Aynı teknikle oluşturulan, eski ABD Başkanı Barack Obama’nın videosunu da aşağıda görebilirsiniz. Görüntüdeki Obama değil:



Elon Musk, Stephen Hawking gibi isimler yapay zeka konusunda aklıselim sahibi yaklaşımlar gerektiğinin insanlığın kaderi açısından ne denli kritik önemde olduğunu her fırsatta söyledi, söylüyor. Steve Wozniak (Apple'ın kurucularından), Bill Gates (Microsoft kurucusu) gibi isimlerse bu konuda bardağın dolu kısmına bakan isimlerden.


Teknolojik gelişimlerin birçoğu ilk ortaya çıktığı zaman korkuya kapılan, reddeden insanlar hep olmuş, olmakta. At arabalarından motorlu araçlara geçilmeye başlandığı zaman atsız gidebilen bu arabaların şeytan icadı olduğunu ileri sürenler olmuş. Wright Kardeşler ilk uçağı uçurdukları zaman "Tanrı insanların uçmasını isteseydi, onlara kanat verirdi" direnciyle karşılaşmışlar. En basitinden, Facebook bile arayüzünde bu güne kadar yaptığı her değişiklikte büyük tepki alıyor. Zamanla alışıyoruz, rahat ediyoruz ve kullanıyoruz… Eskisi daha mı iyiydi? Hatırlamıyoruz. Anlamadığı bir nesneden önce uzak duran, sonra yavaşça yaklaşıp patisiyle biriki dürten, onun varlığına alıştıktan sonra da aldırış etmeyen yavru kedilerden çok farkımız yok gibi görünüyor.


İki tarafı keskin kılıç olan yapay zeka da nasıl kullandığımıza bağlı olarak, tıpkı elektrik gibi, hayatımızı hem kolaylaştırma hem de karartma potansiyeline sahip. Google Duplex’in açtığı kapıdan nasıl geçeceğiz, geçtiğimiz zaman neler yaşamaya başlayacağız, merakla bekliyoruz.


*Ses işleme teknolojileri araştırma, gelişme ve haberlerini derleyen voicebot.ai'nin verileri


Yazan: Doğa Doğu

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Benim adim sevinch
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.