Bilecik'in Gölpazarı ilçesine bağlı Kurşunlu köyünde çiftçilik, besicilik ve arıcılık yaparak ürettiği ürünleri pazarda satan 55 yaşındaki Bedriye Engin 'Sıra dışı okur' unvanına sahip oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü'nce 'Sıra dışı okur' unvanıyla ödüllendirilen Bedriye Engin, biri hukuk fakültesi öğrencisi, diğerleri hemşire ve esnaf olmak üzere üç çocuk sahibi olduğunu belirterek, eşiyle birlikte çiftçilik, arıcılık yaparak ürettikleri ürünleri halk pazarında satarak geçimlerini sürdürdüklerini kaydetti.


Kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlarda babasının okuduğu gazetelerle başladığını ve bugüne dek 3 bin kitap okuduğunu ifade eden Engin şöyle konuştu:

“Bilecik Halk Kütüphanesi Müdürü Pınar Dengiz tarafından halk pazarındaki tezgahında satış yaparken keşfedildim. 2010 yılında Bilecik Kütüphanesi'nce 'En Çok Kitap Okuyan Yetişkin' ödülüne, 2011 yılında ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü'nce 'Sıra dışı okur' unvanına layık görüldüm. Kitap okumak bana büyük kapılar açtı. Hiç ulaşamayacağım yerlere geldim. Hayatımın hiçbir dönemi kitapsız olmadı. Hayatımın her döneminde kitap vardı."


“Çocukken gazeteci olmak isterdim”

Bedriye Engin, küçüklüğünde en büyük hayalinin gazeteci daha sonra da akaryakıt istasyonu işletmeyi arzu ettiğini anlatarak, şöyle devam etti: “Kadınların mutlaka kitap okuması gerektiğine inanıyorum. Çünkü çocuk yetiştiriyorsun. Çocukları eğitme ve onların gelecekleri açısından mutlaka kadınların okuması gerektiğine inanıyorum. Kitap okumayan insan, ne kaybettiğinin de bilincinde değil. Halkı kitap okumaya teşvik etmek için yeni stratejiler düşündüm. Kentte günün yarısını kuaförde geçiren kadınlar tanıyorum. Köyde, kırsal alanda da oya yaparak vakit geçiren kadınlar var. Orada geçirdiği zamanı okuyarak geçirse keşke.”





Bedriye Engin, köyünü ekoturizme açtı

2013'te "Sıra dışı okur" seçilen 55 yaşındaki Bedriye Engin, kitaplardan okuyarak öğrendiği ekoturizm projesini köyünde hayata geçirdi. Proje kapsamında kent yaşamının gürültüsünden, keşmekeşinden uzaklaşarak köye gelen çok sayıda aile, sobalı odalarda konaklıyor, ormanda yürüyor, kerpiç evlerde ekmek pişirip, kümesten topladıkları yumurta ile yer sofrasında kahvaltı yapıyor.


Konuya ilişkin açıklama yapan Engin “Turizmi ekolojik bir kampla hem ev hem de çadır kampıyla başlattık ama yeterli olmadı. Çünkü bir avuç bana güvenen kadınla başladık yani erkek yoktu. Ama profesyonel olarak para kazanmaya başlayınca, erkekler bu işe daha istekli sarıldı” dedi.


Ekoturizmde inanamayacağı kadar taleple karşılaştığını vurgulayan Bedriye Engin, şunlar aktardı:"İlk etapta bu kadar çok kalabalık grupların geleceğini tahmin etmiyordum. İnsanların sessizliğe, doğaya çok hasret olduğunu fark ettim. Çok güzel gidiyor. Mutlu oluyorlar. Kadınlar da para kazanmaktan mutlu oluyor, ürünlerini pazarlamaktan da mutlu oluyorlar. Herkes satış yaparak ürününü değerlendiriyor. Çünkü gelen insanlar köy pazarı istiyor, elinde kalanları bile satabiliyor. Evinde konaklayan insanlara erişte yapıyor, fazlasını satıyor, salçasının fazlasını satıyor. Ayrıca pazar kuruyoruz, orada da satış oluyor. Faaliyetlerimiz ve köyümüz duyulmaya başlayınca Amerika'dan, İngiltere'den, Hindistan'dan geliyorlar burada kalıyorlar. 1,5 ay kalıyorlar, tohumu, toprağı ekiyorlar, ekmek yapımına kadar her şeyi öğreniyorlar. Biz buraya gelen gruplara ekmek, peynir, tereyağı ve hasır yapımı konusunda eğitim veriyoruz” ifadelerini kullandı.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.