Siz hiç işsiz olarak gittiğiniz bir yılbaşı partisinden iş bularak çıktınız mı? İşin raconunu bilirseniz pekâlâ bu mümkün olabilir. Sözünü ettiğim, 1979 yapımı Oscar ödüllü ‘Kramer vs. Kramer’ filminden bir sahne. Ancak neden gerçek olmasın? Bu gece gideceğiniz yılbaşı partisinin sonunda eve yeni bir işle döner misiniz bilmem ama istatistikler önümüzdeki birkaç günde yılın en çok iş arayışına girdiğimiz dönemi yaşayacağımızı gösteriyor, dikkat!


Hayatımızda tertemiz bir sayfa açtığımız, radikal kararlar aldığımız yeni yılın ilk günlerinde iş arayışlarımız da aklımızı kurcalayıp duruyor. Elbette iş değiştirmek herkes için o kadar da kolay değil. Hatta kimilerine göre hayatındaki kişiye “Elveda” demekten bile zor! Tıpkı özel hayatımızdaki ilişkiyi sonlandırırken “Ya pişman olursam” hissi gibi iş değişim sürecinde bünyeler huzursuzlanıyor, bilinmezlik vücudu strese sokuyor, kimi zaman soğuk terler döktürüyor. Sırf bu endişe sebebiyle sevmediği bir işte çalışmak ya da birlikte olmak istemediği biriyle bir hayat paylaşmaksa en acısı. Elbette bu her çalışan için geçerli değil. Öyle ki profesyonel hayatta 3 tip kişilik var: Çalışma hayatına başladıkları şirketten emekli olanlar, çalışma hayatı boyunca en çok 3-5 şirkette çalışanlar ve gömlek değiştirir gibi iş değiştirenler. Eh, hangi gruba dahil olduğunuz biraz şans, biraz karakteriniz, biraz da çalışma koşullarınıza göre şekil alıyor.


Bu arada hangi jenerasyonun çocuğu olduğunuz da karar sürecinde etkili. Zira Y kuşağı iş değiştirmek konusundaki rahatlıklarıyla ebeveynlerini kendilerinden geçiriyor. Ailelerine göre mesele “İşin var, otur oturduğun yerde”... 1980-1999 yılları arasında dünyaya gelen, özgürlüğüne son derece düşkün bu yaş grubuna göreyse yeni kulvarlara atılmak tereyağından kıl çekmek kadar basit.


2018’de iş değişikliği çanları sizin için mi çalacak?

Gelelim önümüzdeki birkaç gün içinde iş arayışlarına girmek için geçerli sebepleriniz olup olmadığına. Bu konuda kafanız bir hayli karışık olabilir ki bu çok normal ancak fevri davranmamakta yine de fayda var.


Şirketinizin ya da çalıştığınız sektörün bir ayağının sallantıda olması son yıllarda kaçış için en geçerli sebepler arasında yerini aldı. Yeterince yükselememek, sunulan fırsatlar ya da alınan maaşın tatmin etmemesi, zam taleplerinizin sürekli geri çevrilmesi, stres, yorgunluk sebebiyle aile ilişkilerinin bozulması ve sosyal çevrenizden kopmak önde gelen diğer sebeplerden. Diğer yandan müdürünüzle ters düşmüş olabilirsiniz. Bu hem çalışma ortamınızı çekilmez bir hale sokmuştur hem de kariyeriniz zarar görmeye başlamıştır. Zamanla müdürünüze karşı sabrınız kalmaz, aldığı kararlar, çalışma biçimi, yaptığı görev dağılımı her şeyi batmaya başlar. Belki de yıllardır yapmakta olduğunuz iş artık içinizi sıkmaya başlamış, kapasitenizin çok altında kalmış, yeni şeyler öğrenmek, değişik bir şeyler yapmak arayışına girmişsinizdir. Bazense çalışma arkadaşlarınızdan canınızı sıkan birileri vardır, ekip gitgide küçülüyordur ya da işinizden memnunken, bir teklifle hayatınız değişir.


Kısacası o ya da bu sebeple her sabah yollara düştüğünüzde ayaklarınız geri geri gidiyorsa değişim zamanı gelmiş de geçiyor demektir. Peki ne sıklıkta değişim rüzgârları esmeli?


3-5 yılda bir değişiklik iyi midir?

İş değiştirmenin ideal sıklığı konusu profesyonel hayatta kafamızı en çok karıştıran meselelerden. Kimse doğru yanıtı bulamıyor. İşin uzmanlarından Liz Ryan, profesyonel hayatınızda 3-5 yılda bir değişikliğe gitmenin fena fikir olmadığını söylüyor. Elbette kesin bir rakam vermek gerçekçi olmaz.


Birleşik Krallık’ta ‘CV Kraliçesi’ olarak tanınan Victoria McLean “Yeni yıl, yeni sen mesajlarına kulak asmayın, siz yıl boyunca deneyimlediklerinizin analizinizi çıkarın” dese de az önce de söz ettiğimiz gibi istatistikler yılın ilk günlerinde iş başvurularının sert bir artış yaptığına işaret ediyor. Yine Birleşik Krallık’ın önde gelen kariyer danışmanlık şirketlerinden birinde danışmanlık yapan Corinne Mills de temkinli yaklaşan uzmanlardan. Mills, “İşyerinde sizi huzursuz eden şey spesifik bir olay ya da kişiyle alakalıysa hemen yeni yılı fırsat bilip iş başvurularında bulunmaktansa çözüm yollarını zorlamak atmanız gereken ilk adım. Ancak uzun vadede çözüm bulunamayan meseleler için ocak ayının ilk günleri her daim ideal zamandır” diyor ve ekliyor: “Doğru anda hamle yapmak her şeyden önemlisi...” Kariyer danışmanlığı veren bir diğer isim ise Psikolog Denise Taylor. Taylor da fevri davranılmaması gerektiğini vurgulayan isimlerden. Danışanlarına “Şartlar ne olursa olsun doğru fırsatı yakaladığınıza emin olana dek kendinizi motive edebilirsiniz” diyor ancak bunun için sanılanın aksine ne pahasına çalışmak zorunda olduğunuzu kendinize her gün hatırlatmak doğru değil. Bunun yerine hâlâ bugün parçası olduğunuz şirkete nasıl bir katkıda bulunduğunuzu sorgulamalısınız. Zira bu kendinizi daha iyi hissettirir. Dahası bu süreçte paylaşım da hayati öneme sahip. Bunun için illa bir uzmana servet dökmek de gerekmiyor. Sizden deneyimli olanların fikrine başvurun, çok stresliyseniz mutlaka kendinize düşünme vakti tanıyın, ufak molalar verin.


Bu arada kalkıştığınız bu süreç uzun bir dönemi de kapsayabilir, sabır şart. Kariyer koçu Lisa LaRue, “Yeni yıl heyecanıyla yeni fırsatlar arayışına girebilirsiniz ama sabırlı olun, uzun soluklu bir sürecin başında olabilirsiniz. Bunun kişisel markanızı güçlendirmek için önemli bir dönem olduğunu kendinize anımsatın ve özgeçmişinizi kuvvetlendirecek şeyler yapın” diyor.


‘Sizi görüyor gibiyim’

“Sizi görüyor gibiyim, kendinizi ofisin bir köşesine saklamak, kafanızı önünüze eğmek ve her şeyin yoluna gireceği umuduyla sadece daha çok çalışmak eğiliminde olan sayısız isimden sadece birisiniz. Ancak bu en kritik hata.” Bu sözler global düzeyde şirketlere de danışmanlık veren, iş bulma stratejileri üzerine kitaplar yazan Katherine Burik’e ait. Burik, “Formül basit: İşe profesyonel dünyadaki bağlarınızı kuvvetlendirerek başlayın yeter” ifadesini kullanıyor.


Stratejik istifa

  • İstediğiniz işte ne kadar yükselme imkânınız var?

  • Gerçekten istediğiniz şey ne?

  • Maaş ve sunulan şartlar ilk etapta şimdiki işinizden daha iyi görünüyor olabilir ancak sizi uzun vadede tatmin edebilecek mi?

  • Yollarda bir ömür mü geçireceksiniz?

  • Potansiyelinizi yansıtabileceğiniz bir ortam var mı?

  • Ailenizden bile daha çok görüşeceğiniz müdür adayı ve ekip içinize siniyor mu?

  • Fevri davranmayın. Zira uzmanlar şirkete adaptasyon, gerekli görüldüğü şartlarda yeni iş arayışı için ideal sürenin en az 2 yıl olduğunu söylüyor. Dahası çalıştığınız şirketlerde bu ortalama süreden az kalmak bir sonraki iş mülakatında size de şüpheli gözlerle bakılmasına sebebiyet verebilir.

  • Kendinizi güvende hissetmediğiniz hususlar hakkında muhasebe yaptınız mı? Çünkü aksi halde aynı meseleler bir sonraki adreste de sizi bulacak. İstifa etmek bir kaçış yöntemi olamamalı, edecekseniz stratejik istifa edin.

  • Ne olursa olsun ayrılacağınız kurumdakilerin kalbini kırmamaya gayret edin, canınızı sıkan şey kısa dönemli de olabilir, ani karardan uzak durun.

Yazı: Sema Ereren

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.