Philedelphia Çocuk Hastanesi, (Children's Hospital of Philedelphia - CHOP) geçtiğimiz aylarda yaptığı devrim niteliğinde bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Erken doğan bebeklerin yapay bir rahimde gelişimlerini tamamlayabilmesini hedefleyen çalışmada, erken doğan kuzular denek olarak kullanıldı. İnsan hamileliğinde 23 haftaya denk gelen bir süre annesinin karnında kalmış olan ve erken doğan 8 kuzu, yapay rahim sayesinde hayata tutunmayı başardı.


Erken doğan bebekler için geliştirilen 'yapay rahim', sıvıyla dolu bir plastik torbaya benziyor ve önümüzdeki üç sene içerisinde bebeklerde de kullanılması düşünülüyor. Yapılan bu sistemle, olabilecek en yakın şekliyle bir rahim oluşturuluyor ve böylelikle bebeğin rahim içerisinde ihtiyaç duyduğu her şey ona sağlanmaya çalışılıyor. Ancak elbette ki insanlarda kullanılabilmesi için yıllarca sürecek deneyler ve çalışmalar gerekecek. Çalışma yapılırken gözetilen asıl amaç bebekler. Çünkü erken doğum, bebek ölümleri arasında şu anda en yaygın nedenler arasında yer alıyor. 22 ile 24 haftalık arasında doğan bebeklerde 40 haftalık doğanlara kıyasla, yaşama oranı yalnızca yüzde 10.


Sıvı dolu bir çanta


Bu bebekler arasında yaşayabilenler ise bir dizi hastalık geliştirebildikleri gibi uzun sürecek ya da tedavisi mümkün olmayan bazı rahatsızlıklar da yaşayabiliyorlar; görme ve duyma kaybı ya da serebral palsi gibi. Sebebi ise gayet açık: Anne karnındaki gelişimini tamamlamış ve henüz doğmaya hazır olmayan fetüsler, dünyaya geldiklerinde yaşamsal işlevlerini tam olarak yerine getiremiyorlar.




Küvöze alınan bebekler enfeksiyon kapma riski taşıyorlar ve bebeklerin nefes almalarını sağlayan ventilasyon aletleri ise akciğerlerine zarar verebiliyor. Ancak 'yapay rahim' olarak adlandırılan plastik çanta sistemi kapalı ve korumalı bir ortam sunuyor; böylelikle fetüs enfeksiyonlardan korunmuş oluyor. Rahim ortamını taklit edebilmek için ise sudan ve tuzdan oluşan bir sıvı bu torbaya yerleştiriliyor. Fetüse oksijen ve diğer ihtiyaç duyduğu maddeleri sağlayan plasentanın yerine ise oksijen sağlayacak bir alet geliştiriliyor ve bu da göbek bağına bağlanıyor. Bu noktada yapılan değişim ise, oksijenin doğrudan salınması değil, kalp atışlarına göre bu cihazın ihtiyaç duyulan oranda oksijen sağlaması. Vücudun ihtiyacı olacak kadar oksijen almasını sağlamak, ventilasyon cihazlarının meydana getirdiği zararlardan korunmak için de etkin bir yöntem olabilir.



Şişeyle besleme


Yapılan deneyde 15 ve 17 haftalık doğan kuzuların, bu yöntemle 21 haftaya kadar taşınmasını sağladılar. Bu kuzular sezaryen ile alındılar ve dikkatlice paketlerin içerisine yerleştirildiler. Oksijen veren cihaza da bağlandıktan sonra izlemeye alındılar. Dört haftalık sürenin ardından, ötenazi yapıldı ve incelendiler. Sevindirici haber şu ki bütün kuzu yavruları sağlıklı ve normal durumdaydı. Özellikle ciğerlerinde ve beyinlerinde yapılan incelemede kuzularda herhangi bir problem tespit edilmedi ve araştırmalarında kullandıkları parametrelere göre bu kuzular tamamen normaldi. Hatta, kuzulardan bazıları “doğdular.” Su ve tuz dolu bu paketten ayrıldıktan sonra şişeyle beslendiler ve 1 yaşlarını doldurdular, üstelik gayet iyiler.


Şu anda ekip, bebekler üzerinde benzeri bir sistem oluşturabilmek için izinlerin alınmasıyla ilgileniyor. Prematüre doğan bebeklerin, 28 haftaya gelene kadar burada kalmaları sağlanmaya çalışılacak. Bu haftanın sonunda, bebeklerin yaşama şansı daha da yükseliyor. Ancak bebeklerle yürütülecek bu çalışmada daha dikkatli olmak ve daha kesin adımlar atabilmek gerekiyor, bunun için bilim insanlarından oluşan bu ekip, bebekler üzerinde bu uygulamayı yapmadan önce yaklaşık 3-5 sene kadar zamanın geçmesi gerektiğini düşünüyor. Bunun temel sebebi ise prematüre bebeklerde tedavi için düşünülen tüm yöntemlerin uzun vadede zararlı olduğunun anlaşılması. Örneğin, prematüre bebeklere fazla oksijen verilmesi, zamanla kan damarlarının oluşumunu etkilerken, bazı durumlarda da retinanın göz arkasından ayrılması gibi durumlara sebep oluyordu. Çoğu prematüre bebeğin, bu sebepten dolayı görme engelli doğduğu biliniyor.


İnsan deneyi


Eğer ekip, çalışmalarını tamamlayıp bu uygulamanın bebeklerde de uygulanmasını sağlayabilirse, bu yöntem erken doğan bebeklerden sadece yarısının faydalanabileceği bir yöntem olacak çünkü bu yöntemi kullanacak bebeklerin sezaryen ile alınan bebekler olması gerekiyor. İnsanlar için kullanılacak cihazda, bebeğin içine konacağı sıvının da üzerinde çalışılması gerekiyor. Amniyotik sıvı, bazı besleyiciler ve büyüme faktörleri içeriyor. Bu durumda, sıvıya bu faktörlerden eklenecek ve sıvının amniyotik sıvıya benzer hale gelmesi için çalışılacak.



İnsanlar için kullanılacak cihazın görüntüsünün de biraz daha farklı olması gerektiği düşünülüyor. Planlara göre cihazın bir küvöz gibi görünmesi olası... Ayrıca, anne - babaların fetüsle iletişim kurmalarını sağlayacak şekilde tasarlanacak ve kamera sistemi ile izlenebilecek. Ailelerin de sürece dahil edilmesinin, erken doğumda ailenin de çok ciddi problemler yaşadığı düşünülürse rahatlatıcı bir uygulama olacağı tahmin ediliyor. Sonuç olarak uzmanlar cihazla ilgili olarak umutlular. Ancak öncelikle insan kullanımı için cihazın bütün risk faktörlerinden arındırılması ve makul bir seviyeye getirilmesi gerekiyor. Bunun için de zamana ihtiyaç var.


Prematüre nedir?



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.