İlkay Akbay: Huzura, dünyaya geri çağrı dolunayı
Toparlanın bu gece akrepten gidiyoruz. Yetti bu derinlikler, sular, okyanuslar. Karanlık olacak demiştim ama sahiden zorlayıcı oldu bu ağır konular. Neyi dönüştük, neyi öldürdük, nerede neyi gördük göremedik, buradaki mânâ ne derken bu derinliklerden bir miktar fenalık geldi. Ben ki ileride boğa kocamın restoran hayali gerçek olursa adı Mânâ olsun diyen insanım, "Bence mânâ falan yok hiçbir şeyde, kapatın şu konuyu rica edeceğim" kafasına varacağım az kaldı. Neyse yine de gökyüzünün düzenini seviyorum. Bizi bu mânâlı, dönüşümlü, doğum sancılı denizin ortasında karaya çekiyor bir miktar. Akrep derinlikse, ruhsallıksa boğa da eliyle tutabildiği, gözüyle görebildiği, kulağıyla duyabildiğiyle ilgilenir. Huşuyu, akrep gibi ruhun derinliklerinde değil, güneş batışının güzelliğinde, damakta eriyen bir lezzette, doğanın kokusunda, dokusunda bulur. 5 duyusuyla hisseder varoluşu. Ötesini berisini sorgulamaz. İçindekini, arkasındakini akrep gibi iğdiş etmez. Bizim de şimdi, biraz böyle nefeslenmeye ihtiyacımız var. Etrafımızdaki dünyanın güzelliklerini görmeye, tadını çıkarmaya ihtiyacımız var. Nefesinizi dinleyin. Nefes alıyorsun. Demek ki hayattasın ve güvendesin. Şükredelim, başımızdaki çatı için, soframızdaki yemek için, su için, her gün binbir renk cümbüşüyle uğurladığımız ve karşıladığımız güneşimiz için, ışığıyla büyüleyen ayımız için. Ruhumuzu besleyen müzik için, kitaplar için, onları yaratanlar için. Bugün, iki dakikalığına bile olsa bir ağacın yamacına gidin, bir sarılın. Bir hayvanın başını okşayın. Sonbahar yapraklarının güzelliğini görün. Güneşin batışını içinize çekin. Güzel bir yemek pişirin, güzel bir sofra kurun. Güzellikler düşünün, bolluk, iyilik, güzellik içinde olduğunuza şükredin. Bugün hatırlama günü; Hayat güzeldir.
Facebook Yorumları