Ara ara seçenekler arasında sıkışanlar, kararsız kalanlar, karar verdiğiniz veya veremediğiniz konular üzerine uzun uzun düşünenler için uzmanına danıştık. İşte Psikolog Narek Karasu ve Medicana Çamlıca Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşegül Demirel'in gözünden karar vermek ve kararsız kalmak...


Psikolog Narek Karasu: Zihnimiz bizi her zaman karar vermeye zorlar

Karar vermek hayata dair bir şeydir. Zihnimiz bizi her zaman karar vermeye zorlar ve bir yargıya, karara, inanca varmadan rahatlamaz. İstenilen amaca ulaşılmaması ile birlikte huzursuzluk başlar ve yeni bir yargıya varmak için tekrar harekete geçer. Bu harekete geçtiği evrede de kararsızlık oluşur. Kararsızlığı etkileyen temelde iki şey vardır. Birincisi kişinin kararlarına güvensizliği, kararlarına inancının olmayışı; ikincisi kararlara ilişkin kişinin kararın üzerine gitme veya karardan kaçma psikolojisi. Kişi bazen aldığı kararlar ile iç dinamikleri arasında kalır. Burada iç dinamiklerinden kastımız kişinin vicdanı, o güne kadar edindiği toplumsal ve kültürel bilgilerdir. Kişinin ihtiyaçları ile vicdanı örtüşmeyebilir ve kişi isteği ile vicdanı arasında uzlaşma sağlayamadığı için yine bir kararsızlık sürecine girebilir. Korku ve güvensizlik kişinin karar verme sürecini etkileyen en önemli unsurlardır.


Kişinin kararsızlıklarından kurtulması için yapması gereken en önemli şeylerden biri bu nedenle korku ve güvensizliklerinden sıyrılmasıdır. Korkularının farkına varıp üstüne giderek aşan kişi kararsızlıklarından kurtulur. Kişinin tek başına aşamadığı kararsızlıkları varsa eğer bunu bir uzmandan destek alarak aşmayı deneyebilir.


Kişinin kararsız kaldığı noktalarda danıştığı kişiler olur ancak danışılan kişilerin psikolojik durumu, karakteristik özellikleri danışan kişiyi doğrudan ilgilendirmektedir. Örneğin; karamsar bir kişinin vereceği fikir ile aşırı iyimser bir kişinin vereceği fikir aynı değildir. Bu nedenle karar alırken başkalarına danışılsa da sadece başkalarının verdiği fikirler ile hareket edilmemelidir.


Seçeneklerin artması kişinin karar verme yetisini kısıtlar mı?

Seçeneklerin artması karar vermeyi kesinlikle kısıtlamaz. Tam tersi çok seçeneğin olması iyi bir şeydir. Hayatımızda hemen hemen her şey için çeşitli kararlar veririz. Karar verdikçe karar verme yetimiz güçlenir. Bir şey yapmamayı seçmek bile bir karardır.


Kişinin karar alırken toplumsal rolünün etkisi altında kalır mı?

Yaşadığımız topluma uyum sağlamaya çalışıyoruz. Yaşadığımız topluma uyum sağlamadığımız durumlarda kendimizi onlardan uzak hissederiz. Bu durum psikolojik olarak bizi olumsuz etkileyebilir. Sadece toplumun beklentilerine göre hareket edersek de mutsuz oluruz. Bu noktada dengeyi sağlamalı ve kendi isteklerimizi göz ardı etmemeliyiz.


Sağlıklı kararlar alabilmek için nelere dikkat etmeliyiz?

Sağlıklı karar verebilmenin en önemli yolu sağlıklı bir ruh halinden geçer. Sinirliyken yapmayı düşündüğümüz hatta karar verdiğimiz uç şeyleri sakinleştiğimizde saçma hatta zararlı bulabiliriz. Özellikle sinirli anlarımızda ciddi kararlar almamalı ve sakinleşmeyi beklemeliyiz. Kısa vadeli ve geçici durumlarda mutlaka muhakeme yapmalıyız. Uzun vadeli kararlarda ise işin içinden çıkamadığımız durumlarda mutlaka bir uzmana danışmalıyız.


Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşegül Demirel: Karar verme bireyin geçmişi ve zihin dünyasıyla sınırlıdır


Karar verme yetisi nedir?

Karar verme yetisi canlılara, özellikle de insanoğluna verilmiş en önemli yetilerden birisidir. İrade yetisi ile çok yakından ilişkilidir. Özellikle stresli, kaygılı durumlarda veya aniden bir düşüncenin oluşmasını gerektiren durumlarda hızlıca devreye giren bir mekanizmadır. Örneğin; tek şeritli bir yolda giderken, karşıdan gelen tırın arkasından sollamaya çıkmış bir araç gördüğünüzde ne yaparsınız? Düşünmesi bile insanda bazı beyin bölgelerinin aktifleşmesine veya uyarıcı bir sistem olan sempatik sistemde aktivasyona sebep olabilir. Karar verme, örnekteki gibi sadece korku, kaygıyla ilgili olmayabilir. İki iş seçeneği arasında seçim, ev kiralarken, araç alırken, eş seçerken, basit bir alışverişte, yemek yerken gibi birçok örnekte önem arz etmektedir.


Bireyin karar verme süreci nasıl işler?

Duyu organlarıyla algılanan algı beyinin duyusal alanlarına ulaşırken, bağlantılarla frontal korteks (beynin ön bölgesi) ve duyguların düzenlendiği bir merkez olan limbik sistem ile ilişki kurar. Karar verme süreci tek veya iki değişkenli değil, belki yüzlerce değişkenin içinde bulunabileceği bir süreçtir. Kültür, geçmiş yaşantılar, hatıralar, eğitim, etik değerler ve kişilik özellikleri gibi birçok unsur bu kararın verilmesinde önem arz eder. Algılanan duyu insanda bir düşünce oluşturur ve az önce bahsedilen değişkenlerle bağlantılı olarak duygu ortaya çıkar. Duygu ile ilişkili olarak da davranış, yani karar verme oluşur. Mesela üniversite sınavından iyi bir puan almış bir genç bireyin bölüm seçmesi için olan değişkenleri ve sonrasındaki ödül mekanizması düşünülebilir. Aile, toplum, arkadaşları, hocaları, seçeceği bölüme dair zihinsel yatırımları, hayalleri, korkuları gibi birçok faktör araya girer. Ödülü nasıl alır? Seçtiği bölümden mesleki tatmin sağlayacağını hissettiğinde, maddi kazanç sağladığında veya toplum tarafından saygı duyulduğunda ödül duygusu yani mutluluk ortaya çıkacaktır.


Karar verme yetisi sınırlı mıdır?

Karar verme bireyin geçmişi ve zihin dünyasıyla sınırlıdır. Tabii ki karar verilen durumla da çok ilgili bu sorunun cevabı. Örneğin; düşen bir uçakta pilotun verebileceği kararlar daha komplex ve daha fazla olabilir fakat yolcuların ne kadar yetisi olsa da can yeleklerini giymek dışından çok alternatifleri olmaz. Tam tersi futbol maçında bir futbolcunun çok daha fazla karar alternatifi olabilir.

Seçeneklerin artması karar verme yetisine zarar verir mi?

Karar verme yetisine zarar vermez fakat kararın sonuçları bireye zarar verebilir. Az önceki uçak örneğindeki yolcuları ve pilota geçelim örneğin. Pilotun seçenekleri daha fazladır yolculara göre. Bahsi geçen pilot neye göre karar verecek? Teknik bilgisi, tecrübesi, kişilik özellikleri, stresle baş edebilme özelliklerinin gelişmiş olması ve kriz yönetebilme becerileri ile karar verecektir. Kişilik bahsettiğimiz özelliklerin çoğu ile ilişkili aslında. Antisosyal, kural tanımaz özellikler hızlı ve riskli bir seçim yapmasına, çekingen kişilik özellikleri karar vermede zorlanmasına, kuşkucu özellikler ise karar vermekten ziyade bunun bir komplo olabileceğini düşünmesine yol açabilir. Sonuç olarak karar verme her bir birey için ayrı ayrı oluşan bir süreçtir.


Hazırlayan: Dilay Argün

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.