Kulak zarının genellikle enfeksiyona bağlı sebeplerle delinmesi sonucu oluşan orta kulak enfeksiyonu üç ay süren ilaç tedavisiyle iyileşmediği takdirde kronikleşmiş sayılıyor. Beyin ve yüz sinirlerine yakın bir bölgede olduğu için kulak cerrahisinin büyük önem taşıyor. İlaçla tedavi edilmeyen ve işitme kayıplarına neden olan kronik orta kulak enfeksiyonunun tedavisinde, cerrahi ilk sırada yer alıyor.




Kronik orta kulak enfeksiyonu ne zaman oluşur?


Orta kulak enfeksiyonları akut, seröz ve kronik olmak üzere üçe ayrılıyor. Akut; soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu gibi rahatsızlıkların ardından, östaki borusunun şişerek kapanması nedeniyle, bakterilerin orta kulakta birikip çoğalmasıyla meydana geliyor. Seröz; azalmış orta kulak basıncı ile oluşuyor. Kronik orta kulak enfeksiyonu ise; uzun süren ve zaman zaman tekrarlayan bir hastalıktır. Altı ay içerisinde üç defadan fazla orta kulak enfeksiyonunun oluşması veya uzun süren kulak akıntısı, hastalığın kronikleştiğini gösteriyor.




Hastalığın sebepleri nelerdir?


Kronik orta kulak enfeksiyonunun nedenleri; genetik yatkınlık, sosyoekonomik faktörler, allerji, iklim, sık tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonu, sigara alışkanlığı olarak sıralanıyor. Bunlara ek olarak kulağın bazı yapısal özelliklerinden de kaynaklanıyor.




Tanısı nasıl konuyor?


Öncelikle otoskop adı verilen, içinde ışık kaynağı ve mercek sistemi olan bir muayene aleti ile kulak zarı inceleniyor. Orta kulak enfeksiyonunun türüne göre farklı belirtiler sergiliyor. Enfeksiyona bakteriler neden oluyorsa kulak zarı kızarıyor ve şişiyor. Bazı vakalarda kulak zarı delik olabiliyor ve akıntı görülebiliyor. Gerekli görüldüğü durumlarda bu akıntının kültürü yapılıyor. Bakterinin neden olmadığı, östaki borusunun tıkanması sonucu oluşan enfeksiyonda ise zar içe doğru çöküyor. Kronik orta kulak enfeksiyonlarında tanı koymak için bazı incelemeler de gerekebiliyor. Bunun için işitme testleri yapılarak, işitme kaybının derecesi belirleniyor. Orta kulakta basıncın arttığı durumlarda basınç ölçümü yapılıyor. Bilgisayarlı tomografi, röntgen çekimi ise hastalığın şiddetini ve cerrahi müdahale durumunu belirlemek için kullanılıyor.

Orta kulak enfeksiyonlarının tedavisinde hangi yöntemler kullanılıyor?


Tedavinin şekli orta kulaktaki enfeksiyonun akut, kronik ya da seröz olmasına göre değişiyor. Akut enfeksiyonun tedavisinde ağrı kesici ve bakterileri yok edecek penisilin türü antibiyotikler kullanılıyor. Bu tedavinin süresi iki haftadır. Akut enfeksiyonda kulak zarı çizilmiyor. Gerekli tedavi yapıldığında, herhangi bir sorunla karşılaşılmıyor. Seröz enfeksiyonda da ilaç tedavisi kullanılıyor.




İlaç tedavisine yanıt alınamadığı durumlarda basıncı zaltmak için yapılan küçük bir ameliyatla orta kulaktaki sıvı dışarı çıkartılıyor. Orta kulak enfeksiyonu ameliyatlarında kulak zarı çiziliyor ya da tüp takılıyor. Kulak zarının delinmesiyle içerideki sıvı boşaltılıyor. Bazı durumlarda sıvının yapışkan olmasından dolayı, sıvı boşaltılmıyor ve kulak zarında delinen yere tüp takılıyor. Bu tüple orta kulağa hava geçmesi sağlanıyor. Kronik orta kulak enfeksiyonları için yapılan ameliyatlar genel anestezi altında kulak arkasından kesi açılarak yapılıyor. Sıvı boşaltılıyor ve kulak zarındaki delik kapatılıyor.




Gelişen teknoloji ile birlikte orta kulak cerrahisinde endoskoplar da kullanılmaya başlandı. Hastanın kemikçik zincirinin enfeksiyonla tahrip olması ile birlikte ameliyat esnasında orta kulak protezi kullanılması gereği ortaya çıkıyor. Bunlar arasında yüksek yoğunluklu plastipor, kalsiyum tabanlı hiroksi-apetit ve titanyum protezler sayılabilir.




Kulağın özel bir bölgede olması, cerrahiyi nasıl etkiliyor?


Kulak cerrahisi, özel aletlerle mikroskop altında yapılan, mikrocerrahi bir yöntemdir. Beyin ve yüz sinirlerine yakın olması sebebiyle bu cerrahi yöntem esnasında çevredeki yapıların zarar görmemesi büyük önem taşıyor. Özellikli bir cerrahi olması açısından hekimin deneyimli olması gerekiyor. Her merkezde ve her uzmanın yapabileceği bir cerrahi değildir.




Cerrahiden sonra hastayı nasıl bir süreç bekliyor?


İlk 10 gün hastanın pansumanlarına devam ediliyor.


İkinci haftadan sonra kulak açık bırakılıyor. İlk 1-3 ay içerisinde ani basınç değişimlerinin olduğu (uçak yolculuğu, dalma, gürültü) ortamlara girilmemesi gerekiyor. Başarılı bir cerrahiden sonraki 3-4 aylık dönemde hasta normal yaşantısına dönebiliyor.


İlerleyen dönemlerde hastalık tekrarlamıyor. Hasta iletişim problemi yaşamıyor.




Tedavi edilmeyen kronik orta kulak enfeksiyonu nelere yol açar?


Tedavi edilmeyen ya da kontrolü sağlanamayan kronik orta kulak enfeksiyonları, iç kulak enfeksiyonu, yüz felci, menenjit, beyin apsesi, sinüs trombozu gibi çok ciddi ve bir kısmı yaşamı tehdit eden komplikasyonların gelişimine yol açabiliyor. Sık üst solunum yolu enfeksiyonu, daha kötü tubal fonksiyon ve benzeri nedenlerle yetişkinlere göre başarı daha düşük olmakla beraber çocuklarda kronik orta kulak enfeksiyonunun ortadan kaldırılması ayrıca bir önem arz ediyor. Bazen çok ileri düzeyde orta kulak patolojisi olan hastalarda, işitme tedavisi başarısını artırmak için cerrahi aşama aşama gerçekleştiriliyor. Kulak cerrahisindeki birinci öncelik hasta için bir daha sorun yaratmayacak güvenli bir kulağın oluşturulmasıdır. İşitmenin onarılması ise genellikle ikinci önceliktir.




“Başarılı bir cerrahiden sonraki 3-4 aylık dönemde hasta normal yaşantısına dönebiliyor.”


Anadolu Sağlık Merkezi


Kulak Burun Boğaz


Uzm. Prof. Dr. Sertaç Yetişer

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.