Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın, nöroendokrin tümör hakkında bilinmeyenleri anlattı, "Bu kadar yaygın olduğu halde üzerine bu kadar az çalışma yapılan başka bir kanser türü yok" dedi.


Hormon üreten hücrelerle sinir hücrelerinin oluşturduğu nöroendokrin sistemdeki hücrelerde gelişen tümörlere nöroendokrin tümör deniyor. Köken aldıkları organlara veya katmanlara göre sınıflandırılan NET grubu kanserlerin toplumdaki yaygınlıkları diğer kanserlere göre oldukça yüksek. Bu tümörler genellikle sindirim sistemini etkilese de yemek borusundan rektuma, akciğerden pankreasa vücudumuzun birçok katmanında ve organında görüşebiliyor. Bu tümörler, kanser hücrelerine oranla daha yavaş büyüdükleri ve o kadar saldırgan olmadıkları için 'karsinoid' olarak adlandırılıyor.


Nöroendokrin tümörlerin nedenleri nelerdir?

Nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının her geçen gün arttığını söyleyen Prof. Dr. Şuayib Yalçın konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Diğer kanserlerde genel olarak azalma görülürken; nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının yükseldiğini gözlemliyoruz. Tam olarak nedeni bilinmese de daha iyi tanı metotlarımızın olması ve modern çağın getirdiği risk faktörlerinin bu artışa etkisi olduğunu düşünülüyor. Diğer taraftan nöroendokrin tümörler genellikle ateş, ishal, kan şekeri düşüklüğü ya da yğksekliği, ateş basması gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bunlar çok tipik semptomlar olmakla birlikte çoğu zaman başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Bu nedenle erken tanı için hem hastalarda hem de sağlık personellerinde farkındalığın artmasına ihtiyaç var."



Nöroendokrin tümörlerin tedavisi nasıldır?

Prof. Dr. Şuayib Yalçın, nöroendokrin tümörlere erken tanı konması durumunda hastalığın kolay bir şekilde kontrol alacağını söyledi, geçmişte NET'ler sadece belirti verdiğinde teşhis edilebilirken son yıllarda tıbbi görüntülenme yöntemlerindeki gelişmeler ve standart kanser taramaları sayesinde hastalığın çok daha erken tespit edildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Yalçın "Bugün endoskopi, kolonoskopi sırasında midedeki poliplerin, 12 parmak bağırsağında küçük kitlelerin, rektumda, bağırsakta küçük poliplerin oluşumunu tespit edebiliyoruz" dedi.


"Türkiye'de her 100 bin kişiden 5-7'si NET kanseri tanısı alıyor"


Uluslararası Nöroendokrin Kanserler birliği (INCA) tarafından verilen bilgilere göre;

  • Her yıl 100 bin kişiden 5 - 7'si NET tanısı alıyor.
  • Tanı anında hastaların yarısında NET'e bağlı ikinci tümör gelişimi gözleniyor.
  • Hastaların yüzde 60-80'ine ancak ileri aşamada tanı koyulabiliyor.
  • NET kanserleri sıkıkla mide, bağırsak, akciğer ve pankreasta görülüyor.
  • NET kanserleri başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Öyle ki hatsalar tanı alıncaya kadar çoğunlukla 6 farklı uzmana başvuruyor.
  • NET belirtileri sıklıkla İrritabl Bağırsak Sendromu, astım ve diyabet hastalıkları ile karıştırılabiliyor.

En sık tanının ince bağırsakta yapılan incelemelere göre konulduğunu açıklayan Prof. Dr. Şuayib Yalçın "Nerede olduğunu düşünüyorsak oraya yönelik bir çalışma yapmalıyız. Akla getirmek ve erken tanıyı koyabilmek çok önemli. Hastalar bazen 7-8 yıl gecikebiliyorlar" ifadelerini kullandı.


Nöroendokrin kanserlerinin yüzde yüz bir nedeninin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yalçın, daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. "Ölçmezsek, çözemeyiz" diyen Prof. Dr. Şuayib Yalçın konuya ilişkin son olarak şu ifadeleri kullandı: "Başarılı olup olmadığımızı anlayabilmemiz için ölçümler yapmamız gerekir. Türkiye'de her yıl 5.600 insana nöroendokrin kanser tanısı konuluyor. Burada hastalara düşen görev geçmeyen semptomların mutlaka hekime göstermek. Hekimden korkmamalıyız. Unutmayın, süreç yönetilebilir; durum, başedilebilir."


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.