Halk dilinde “kabızlık” olarak bilinen, tıp dünyasındaki adıyla “konstipasyon” genellikle geçici bir sorun olsa da, kronik bir hal de alabiliyor. Hemen herkeste gelişebilen kabızlık uzun sürdüğünde ciddi bir sorun haline gelebiliyor. Bunun nedeni ise kabızlık ve kabızlığın yol açtığı komplikasyonların günlük yaşam kalitesini oldukça bozmasının yanı sıra, basit yöntemlerle tedavi edilme şansı varken, kalıcı yapısal değişikliklere neden olabilen operasyonlara başvurmak zorunda kalınması. Bu yüzden kabızlığı önlemek için altta yatan nedenleri erken tespit etmek ve bu doğrultuda çözümler almak çok önemli.


İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Çakır, kabızlık hakkında bilgiler verdi.


Kabızlık nedir?

Herkesin bağırsak hareketleri ve dışkılama alışkanlığı farklı olmakla beraber, kabızlık diyebilmek için üç gün dışkılayamıyor olmak gerekmektedir. Bazen bu duruma alışmış kişiler olmakla beraber bu durum normal olmayıp, altta yatan nedenin araştırılması gerekir. Bu duruma bazen gıda alerjisi bazen de hormonal nedenler yol açabilir. Kabızlık sorununa özellikle kadınlarda gebelikte, emzirme döneminde daha sık karşılaşılmaktadır.


Kabızlığın çeşitleri var mıdır?

Kabızlık birçok nedene bağlı olabildiği gibi, birçok farklı şikâyetle de karşımıza çıkabilir. Kabızlık;

1- Uzamış bağırsak geçiş zamanına bağlı olabilir. Bu durumda, bağırsaktaki su daha çok emileceği için kuru, taneli ve zor dışkılama ile karşılaşılabilir.

2- Bağırsak hareketlerinde bozulmaya bağlı da kabızlık karşımıza çıkabilir. Bu durumda altta yatan neden oldukça önemlidir. Özellikle alerjik nedenler, eozinofilik enterit, inflamatuar hastalıklar açısından ayrıntılı değerlendirme gerekmektedir.

3- Dışkılama sırasında kasların koordinasyonsuz çalışmasına bağlı da kabızlık ile karşılaşılabilir. Bu durumda da bu bölgedeki mukozal hastalıkların değerlendirilmesi, diyet ve ilaç tedavileri, bağırsak egzersizleri tedavinin bileşenleri arasındadır.


Kabızlıkta standart diyet yoktur

Kabızlığın nedeninin iyi tespit edilmesi ve nedene yönelik diyet ve ilaç tedavisi düzenlenmelidir. Unutmayın: Kabız hastaların bir kısmında lifli beslenme kabızlığı daha da şiddetlendirebilir. Dışkılama sırasında zorluklara yol açabilir. O yüzden lifli beslenme her zaman çözüm olamayabilir. Kabızlığın hangi çeşidinde bol lifli gıda hangi çeşidinde sadece sulu posasız beslenme önereceğimizi hastaya göre belirlemeliyiz. Kabız olan kişinin kabızlığa yol açan neden araştırılıp, tespit edildikten sonra uygun diyet ve tedavi verilmelidir.


Altta yatan gıda alerjisi oldukça önemli

Gıda alerjisi karşımıza kabızlıkla gelebilir. Alerjiye neden olan gıdayı tespit edip, diyetten çıkardığımızda bağırsak alışkanlığının tamamen normale döndüğünü ve kabızlığın geçtiğini görebiliriz.




Acıbadem Fulya Hastanesi Hemoroid ve Anorektal Hastalıklar ve Gastroenteroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özdal Ersoy, kabızlığa neden olan etkenleri sıraladı, önemli önerilerde bulundu.


Lifsiz beslenme

Yediğimiz gıdalar ince bağırsağımızda sindirilip gerekli maddeler kanımıza geçtikten sora, geriye kalan artıklar bol sulu bir formda, ince bağırsağımızdan kalın bağırsağımıza geçiyor. Kalın bağırsağımızın görevi de bu sulu dışkının makata doğru ilerlerken suyunu geri emmek ve sonuçta 200-300 gramlık katı dışkı haline getirmek. Gıdalarımızda yeterli lif alamazsak, kalın bağırsağımızdan geri emilen su miktarı artıyor ve sonuçta geri kalan dışkı çok katı ve sert oluyor. Bu nedenle kabızlığı önlemek için en etkili yol, lifli besinleri sofranızdan eksik etmemek.


Bilinçsizce yapılan diyetler

Fit ve ideal kiloda bir vücuda sahip olmak hemen herkesin hayali. Bunun için de çoğumuz eş dost tavsiyesiyle gelişigüzel diyet yaparak kilo vermeye çalışıyoruz. Yrd. Doç. Dr. Özdal Ersoy ancak özellikle kilo vermek için uygulanan diyetlerin bilinçsizce yapıldığı, örneğin alınan az miktardaki gıdalara yeterince yağ, lif ve su takviyesi yapılmadığı takdirde, sert dışkıya bağlı olarak kabızlık gelişebileceği uyarısında bulunuyor.


Hareketsizlik

Kabızlığa neden olan etkenlerden biri de, hareketsiz bir yaşam sürmek. Sindirim sistemimizde gün içinde birçok refleks olaylar gerçekleşiyor. Bunlardan biri, hareket ettikçe bağırsağımızdaki ilerletici ve çalkalayıcı hareketlerin otomatik olarak başlaması. Bu nedenle gün içinde düzenli yürüyüş yapmaya özen gösterin.


Yetersiz su/sıvı tüketimi

Yetersiz su tüketildiğinde ince bağırsaktan kalın bağırsağa geçen dışkı daha sert kıvamlı hale geliyor. Bu sertçe dışkı suyunun kalınbağırsakta geri emiliminin ardından sertliği iyice artıyor. Yeterli miktarda su tüketildiğinde (kilo başına en az 30 ml. Örneğin 60 kg bir birey için yaklaşık 1800-2000 ml gibi) kalınbağırsağa geçiş yapan dışkı yeterince sulu hal alıyor. Bu nedenle gün içinde bol bol su içmeniz çok önemli. Ayrıca çay (açık –az demli olmak kaydıyla ), sulandırılmış ve içine şeker eklenmemiş meyve kompostoları, erik suyu ve bitki çayları da önerilen sıvılar arasında yer alıyor.


Hamilelik

“Hamilelik de kabızlık sorununa yol açabilen bir başka etken. “ diyen Yrd. Doç. Dr. Özdal Ersoy bu nedenleri şöyle sıralıyor: “Daha öncesinde kabızlık yakınması yokken, yetersiz su ve lif alımı, hareketlerin azalması, hamileliğin devamını sağlayan kanda artmış progesteron hormonunun varlığı, özellikle son aylarda bebek ile bağırsakların karın içinde yer kapmaca oynaması, kabızlık yapabiliyor. Ayrıca büyüyen karın ile doğru ve sağlıklı ıkınmaların yapılamaması ve hamilelik süresince alınması gerekli olan bazı ilaçlar (demir, kalsiyum ve flor takviyeleri gibi) da kabızlık nedeni olabiliyor. Hamilelikte oluşan kabızlıktan korunmak için lif ve sıvı tüketimlerini yeterince artırmak, düzenli egzersiz/hareket yapmak çok önemli.”


Bazı ilaçlar

Beslenme ile yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ettiğiniz halde kabızlık sorununuz devam ediyorsa altta yatan etken kullandığınız ilaçlar olabilir. Çünkü demir, kalsiyum, spazm çözücüler, depresyon ve bazı tansiyon ilaçları da kabızlık sorunu oluşturabiliyor. Bu ilaçları kullanmak şart ise kabızlığın önlenmesi için ek olarak bu ilaçlarla etkileşime girmeyen laksatifleri de hekiminiz önerdiği takdirde kullanabilirsiniz.


Uzun süreli seyahatler

Uzun süreli seyahatler vücudun beslenme, uyku, hareket ve dışkılama düzenini bozabildiği için, kabızlığa neden olabiliyor. Bu gibi seyahatlerde mümkün olduğunca hareketi ve su tüketimini daha da artırmalı ve uygun laksatifler veya lif içeren takviye ilaçları seyahat boyunca, öncesinden verilmiş uzman tavsiyesi doğrultusunda kullanmalısınız.


Dışkılama ihtiyacını sürekli ertelemek

Kimi zaman mekandaki tuvaletin hijyenik olmaması, kimi zaman acil yetişilmesi gereken yerler nedeniyle tuvalet yapma ihtiyacımızı geciktiriyoruz. Ancak tuvalet yapma hissi geldiğinde, dışkılamak yerine bu eylemi ertelemek refleksler yoluyla bağırsak hareketlerini tersine çevirerek, dışkının bağırsağın son bölümü olan rektumdam, daha yukarısına gitmesine ve tuvalete gitme hissinin kaybolmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da dışkının kalın bağırsakta kalış süresi uzuyor, dışkıdan suyun geri emilimi artıyor ve dışkı daha da sertleşiyor . “Sert dışkının çıkartılabilmesi güç olduğu için de kabızlık gelişiyor.” uyarısında bulunan Yrd. Doç. Özdal Ersoy şu bilgiyi veriyor: “Dışkı bağırsakta bekledikçe, rektumun bir süre sonra genişliği artıyor, duyarlılığı kayboluyor ve tuvalete gitme hissi frekansı gittikçe azalıyor. Kabızlık sorunu oluşmaması için dışkılama ihtiyacı 5-10 dakikadan fazla ertelenmemeli. “


Bu hastalıklar da kabızlık yapıyor

  • Uzun süren kabızlıklar sonucunda anal fissür (makatta çatlak), hemoroid (basur), makat bölgesinde gelişen bağırsak fıtıkları ve makat sarkmaları gibi makat bölgesini ilgilendiren ve dışkılamayı önleyebilen yapısal bozukluklar/hastalıklar da gelişebiliyor. Bu durumların oluşması kabızlığı daha da tetikliyor. Kabızlığın devam etmesi de bu hastalıkların şiddetinin artmasına yol açıyor. Bu durum zamanla kısır döngü içine giriyor.

  • Diyabet, hipotiroidi, sinirleri tutan bazı nörolojik hastalıklar (alzheimer, multiple skleroz gibi), kaza ya da operasyonlar sonrası gelişmiş bel ve omurilik yaralanmaları, elektrolit dengesizlikleri (kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi) de kabızlık yapabiliyor.

  • Tümör veya kanser gibi nedenler de kabızlık yapabiliyor.



Kabızlığı hafife almayın

İnsan vücudunun ikinci beyni olarak nitelendirilen bağırsakların sağlıklı işleyişinin kişinin genel sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğuna dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, her beş kişiden birinde görülen kabızlığın depresyondan kolon kanserine pek çok hastalığı tetikleyebildiğini söyledi.


Dengeli beslenme, hareket, günde kilo başına 40 cc su içilmesi, lifli gıda tüketimi ve stresi gidermeye yönelik teknikler ile kabızlığın önlenebileceğini, bağırsak florasının sağlığı için ev yapımı yoğurt, sirke, turşu gibi probiyotiklerin hazine değerinde olduğunu vurguladı.


Kronik hale gelen kabızlık şikayetinin muhakkak doktora başvurmayı gerektirdiğinin altını çizen Dr. Sinan Akkurt, bağırsak sisteminin sağlığının genel sağlık üzerinde büyük etkisi olduğuna vurgu yaptı. Kabızlığın çok yaygın olduğuna, ancak hastalık olarak görülmeyip hafife alındığına dikkat çeken Dr. Akkurt, "Kabızlık bir göstergedir, amaç bunu geçiştirmek değil, nedenini bulmak ve tedavi etmek olmalıdır. Kabızlık pek çok çevresel faktöre bağlı olarak gelişebilir. Özellikle vücudumuzdaki zararlı toksinlerin temizliği, bağırsak sağlığını tehdit eden mantar, parazit gibi oluşumların tespiti ve tedavisi üzerinde durulmalı" dedi.


Bağırsakların düşmanı şeker

Dr. Akkurt, yetersiz su tüketimi, hareketsizlik, aşırı yemek, bağırsak hastalıkları, stres, hatalı diyetler ve bazı ilaçların yan etkilerine bağlı olarak da kabızlık gelişebileceğine işaret ederek bu konularda önlem alınmasını önerdi. Bağırsak şikayetlerinin başında gelen Candida mantarının şekerle beslendiğine dikkat çeken Dr. Akkurt, şekerli, yağlı, karbonhidrattan zengin bir beslenme şekli yerine lifli, posalı gıda tüketiminin artırılması gerektiğini söyledi. Çiğ sebze-meyve tüketimi başta olmak üzere lifli yiyeceklerin bağırsakların çalışmasını güçlendirdiğini kaydeden Dr. Akkurt, "Lifli yiyecekler, dışkının bağırsakta kalış süresini kısaltır; bağırsaktaki toksinlerin, maya mantarları ve hastalık yapıcı bakterilerin oluşma riskini azaltır" ifadelerini kullandı.


En etkili lif kaynakları elma, kayısı, muz ve baklagiller

Dr. Akkurt, kabızlık oluşmasını önlemek için en etkili önlemin lifli gıda ve su tüketimini artırmak olduğunu, kabızlık oluştuğunda da bunlardan destek alınabileceğini ancak süregelen kabızlık şikayetinin altında yatan nedenin araştırılıp tedavi edilmesinin daha büyük önem taşıdığını belirtti. Nadiren kabızlık şikayeti yaşandığında ise elma, kayısı, muz, avokado, pancar, lahana, kereviz, kızılcık, keten tohumu ve baklagillerin tüketimine ağırlık verilebileceğini önerdi.


Çocuklarda kabızlık ve tedavisi



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Benim babamda kabız oldu yaa.tuvalette oy oy oy oyy diyo.ona çok üzülüyorum. Nolur söyleyin ne yapayım?:-(
    CEVAPLA
  • Misafir envey ne kadar güvenilir marka
    CEVAPLA
  • Misafir iADE NEDENİ
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.