Bunu bilmiyor olabilirsiniz; ancak akıllı telefonunuz, günün en parlak saatinde bile, ekrandakileri okuyabilmenizi sağlayan parlak, mavi bir ışık salar. Ancak bu ışık, günün saatlerine uyum sağlamaz; yalnızca akıllı telefonlar tarafından değil, aynı zamanda da bilgisayarlardan, televizyondan ve diğer cihazlardan sürekli olarak yayılır. Güneşin parlaklığını taklit eden bu ışığın yarattığı sorun şu: telefonunuz gecenin bir yarısı elinizde de olsa, beyniniz kendini gün ortasında zanneder. Bu durum, beyninizin, uyku hormonu melatonini salgılamasını engelleyerek uykuya dalmanızı güçleştirir. Uzmanların, yatağa girmeden en az iki saat önce ekranlardan uzak durulması gerektiğini söylemelerinin sebebi budur.


Melatonin, uykudan birkaç saat önce, beyindeki pineal bez adındaki minik organ tarafından salgılanır. Mobil cihazlardan yayılan mavi ışığın insanları neden uyanık tuttuğu konusunda yapılan araştırmalar, melanopsin adındaki bir fotoreseptörün keşfini sağlamıştır. Görüşümüzü sağlayan çeşitli türde hücrelere uzun zamandır aşina olsak da, melanopsin, yakın zamanda, mavi ışığa hassas olan retinal gangliyon hücreler içerisinde keşfedildi. O zamandan beri, deneysel araştırmalar, yatmadan önce mobil cihaz kullanan ortalama bir insanın, uykuya dalmada ya da uyku halinde kalmada güçlük yaşayabileceğini ortaya kondu.


Mavi ışığın etkisi, yetişkinlere kıyasla ışığa karşı daha hassas olan gençlerde daha da kayda değer. Çünkü vücudun günlük ritmi, ergenlik dönemi boyunca doğal yollarla değişerek gençlerin gece kendilerini daha uyanık hissetmelerine sebep oluyor. Yatmadan hemen önce biraz bilgisayar oyunu oynamak ya da televizyon izlemek, uykuyu 1-2 saat daha öteye itmek için yeterlidir.



Tek sorun mavi ışık değil

Kolombiya Üniversitesi Fizyoloji ve Hücresel Biyofizik Departmanı’ndan Dr. Martin Blank, Birleşmiş Milletlere, çeşitli elektromanyetik cihazlarla ilişkili tehlikelere dair uluslararası bir çağrı yapan bir grup bilim insanına katıldı.


Bu cihazlara ilişkin çeşitli endişeler var – kanserle olan bağlantıları da dâhil olmak üzere. Bir çocuğun beyni, yetişkinlere kıyasla, dört kat daha fazla radyasyonu emebiliyor ve günümüz çocuklarının ellerinde bu cihazlarla büyüdükleri düşünüldüğünde, durum hiç iç açıcı değil.


Ekranlara olan sevgimizin kendisi bir problem. Çin’de, ekran bağımlılığı, klinik bir hastalık olarak kabul ediliyor ve sonuç olarak, ekranlara bağımlı hale gelmiş genç insanların medya araçlarından tamamıyla izole edildikleri rehabilitasyon merkezleri kuruldu. Bu tedavi merkezlerinin başarıları, henüz tam olarak görülmediyse de, gereklilikleri, içerisinde bulunduğumuz teknoloji çağının kara bir lekesi.



Ne yapabiliriz?

Yapmanız gereken ilk şey, yatmadan önce ekran başında geçirdiğiniz saatleri sınırlandırmak – yatmayı planladığınız saatten en az iki saat önce tüm ekranları kapamak. İşte size okuma listelerinizi tamamlayabilmeniz için harika bir vakit aralığı.


Bilgisayarınızın ekran rengini günün saatine göre ayarlayın – gece sıcak, gündüz parlak renkler gibi – ve yayılan mavi ışığı kesen ‘f.lux’ adlı uygulamayı da indirebilirsiniz. Telefonlar için de benzer uygulamalar var.


Uyku konusunda endişelenin ya da endişelenmeyin; akıllı telefonlarımızdan ve diğer cihazlardan her gün bir miktar uzak kalmaktan kesinlikle faydalanabiliriz.



(Bu yazının İngilizce orijinali collective-evolution.com sitesinde yayınlanmıştır.)


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.