Diyabetliler ramazanda ne yapacağını iyi bilmiyor. Nisan ayında İstanbul’da yaklaşık 15 ülkeden 100 civarında uzmanın katıldığı önemli bir toplantı vardı. İkincisi İstanbul’da yapılan “Uluslararası Diyabet ve Ramazan Sempozyumu” nda tüm İslam ülkelerini ilgilendiren diyabetli hastalarla ilgili çok önemli kararlar alındı. “Diyabetliler oruç tutmalı mı, kimlerin oruç tutması önerilmez, diyabetliler oruç tutmak isterse ne yapmalı?” gibi soruların cevapları üzerine konsensüs oluşturulmaya çalışıldı.

Diyabet ve ramazan


Sempozyumun eşbaşkanlığını birlikte yaptığımız Atlanta Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mahmoud Ibrahim, açılış konuşmasında “Dünyada yaklaşık 1.7 milyarın üzerinde Müslüman’ın yaşadığını, bu popülasyonun yaklaşık % 10’unun diyabetli olduğunu” vurguladı.


150 milyonun üzerinde diyabetlinin sağlığını ilgilendiren bu konuda az bilgi sahibi olduğumuzu ve tüm Müslüman ülkelerde benzer sorunların yaşandığını söyledi. Genel olarak diyabetlilerin, ramazanda nasıl davranmaları gerektiği konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıklarını ve oruç tutma konusunda bir görüş birliği bulunmadığını belirtti


Bu sempozyumda sunulan birçok İslam ülkesinin katıldığı çalışmada, Tip 2 diyabetlilerin yaklaşık % 75’inin, Tip 1 diyabetlilerin ise % 20’sinin oruç tuttuğu gözlendi. Bu araştırmada öne çıkan diğer bir bulgunun da hekim ile hasta arasında kopukluk olduğu, diyabetlilerin büyük çoğunluğunun oruç konusunda hekimlerine danışmadığı belirlendi.


Bu çalışmanın sonuçlarından iki gerçek ortaya çıkıyor: Hasta oruç konusunda doktora danışırsa nasıl olsa “Hayır” cevabını alacağını düşünüyor, doktorlarda da söylediklerinin diyabetliler üzerinde bir etkisi olmayacağı önyargısı var.


Bu sempozyumun asıl amaçlarından biri, diyabetli hasta ile hekim arasındaki işbirliğini artırmak oldu.



Kimler oruç tutabilir?

Diyabetli hastanın oruç konusunda yapacağı ilk işi, oruç tutma konusunda hekiminin görüşünü almak olmalı. Diyabetli, oruç tutmaya karar verdiyse beslenme ve tedavi programının yeniden düzenlenmesi gerekir, bu konuda neler yapacağını bilmesi çok önemli.


“Uluslararası Diyabet ve Ramazan Toplantısı” nda uzmanlar tarafından oluşturulan ortak kararda, oruç açısından diyabetli bir hastada risk değerlendirmesi yapılması öneriliyor. Diyabet tipinin ne olduğu, organ hasarları olup olmadığı, insülin kullanıp kullanmadığı, kullandıysa hangi protokolü uyguladığının araştırılması gerekiyor.



Peki diyabette risk değerlemesi nasıl yapılıyor?


Uzmanlar, oruç açısından diyabeti üç ayrı kategoride değerlendiriyor.

1. Grup: İnsülin direnci veya gizli şekeri olanlar ya da Tip 2 diyabet tanısı yeni konulmuş ama henüz şeker düşürücü ilaç kullanmayan diyabetliler bu grupta değerlendiriliyor. Bu gruba giren diyabetliler, hekim kontrolünde olmak kaydıyla eğer arzu ediyorlarsa oruç tutabilirler. Bu kişiler oruç süresince kan şekeri takibi ve beslenme programına devam etmelidir.

2. Grup: Tip 2 (ileri yaşta ortaya çıkan) diyabeti olan ve diyabete bağlı herhangi bir organ hasarı henüz bulunmayan, şeker düşürücü haplarla ya da bazal insülinle diyabeti kontrol altında olan diyabetliler bu kategoriye giriyor.

Uzmanlar kurulu kararına göre bu gruba giren diyabetlilere oruç tutması önerilmez, dini olarak da hastalığı nedeniyle oruç tutması caiz değildir. Ama hasta oruç tutmayı arzu ediyorsa mutlaka doktor kontrolü altında ve çok sık kan şekeri kontrolü altında tutulmalı.

3. Grup: Tip 1 (genç yaşta diyabeti olan ve insüline bağımlı) diyabetliler, Tip 2 diyabetin ileri döneminde olan, çoklu doz insülin kullanan, kan şeker kontrolü güç, gün içinde ani şeker düşmesi ve yükselmesi olan değişken seyirli diyabetliler ve diyabete bağlı organ hasarı olan hastalar bu grupta kabul ediliyor.

Bu gruptaki hastalara oruç tutması kesinlikle önerilmez, yaşamsal risk vardır ve ileri derecede hastalığı olduğu için dinen caiz değildir. Ramazan süresince tedavisini düzenli olarak sürdürmeli, beslenme planını uygulamalıdır.



Beslenme şekli

Oruç tutan diyabetliler asla sahuru atlamamalı. Sahurda kahvaltı tarzında beslenmeli, mutlaka iki dilim çavdar ya da kepekli, çok tahıllı ekmek, az tuzlu ya da tuzsuz peynir ve zeytin (tuz susatır) ve yumurta yenmelidir. Kahvaltıda mutlaka bol miktarda yeşillik, domates, salatalık, biber, havuç, turp gibi zengin bir salata mönüsü olmalı. Glisemik indeksi düşük, uzun süreli tok tutan kuruyemiş grubu besinler alınabilir, meyve kan şekerini yükseltebileceği için alınmamalı ya da sınırlı alınmalıdır. Bol su tüketmek çok önemlidir. İftarda bir anda yemeğe yüklenmemek çok önemli. Uzun süreli açlık döneminden sonra birden fazla yemek yemek kan şekerinde ani yükselme oluşturabilir, bu nedenle iftar önce bir dilim çavdar ya da kepekli ekmek, zeytin, hafif bir çorba, bir kâse salatayla açılmalı, biraz ara verildikten ve ilk açlık hissi kontrol altına alındıktan sonra ana yemeğe geçilmeli.


İftar sofralarında aşırı yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınılmalı. Salata, vücudun ihtiyacı olan mineral, vitamin ve sıvı desteği çok önemli. Meyve yerken çok dikkat edilmeli. Meyve mümkün olduğu kadar yavaş yenmeli. Hızlı ve fazla meyve yemek şekeri yükseltir.


İftardan 1 saat sonra 5-8 bin adım kadar (30- 60 dakika) bir yürüyüş yapmak ihmal edilmemeli. Yürüyüş yemek sonrası kan şekerinin düşmesine yardımcı olacaktır.


İlaçlarını nasıl kullanmalı


Her diyabetlinin tedavisi kendisine özeldir. Diyabetli eğer oruç tutmakta ısrarlıysa mutlaka hekimine danışmalı ve tedavi planı yeniden düzenlenmeli. Genel hatlarıyla diyabet tedavisinde kullanılan haplar üç gruba ayrılır. İnsülin direncini tedavi eden ilaçlar (metformin ve pioglitazon grubu), kan şekerini regüle edenler (inkretin grubu ilaçlar) ve kan şekerini düşürücü (silfonilüre, glinid grubu) ilaçlar. Diyabetli bir hastanın ramazanda insülin direnci ilaçlarını ve kan şekerini regüle eden ilaçların dozlarını ve saatlerini düzenlemeye gerek yok. Ancak kan şekeri düşürücü ilaçların ve uzun etkili insülinlerin dozlarının yeniden düzenlenmesi, doz ağırlığının iftara kaydırılması gerekir. Aksi takdirde ani kan şekeri düşmeleri olabilir.



Ne yapmalı?


- Diyabetli iseniz, oruç tutup tutmama konusunda hekiminizle konuşun.

- Uluslararası Ramazan ve Diyabet Çalışma Grubu’nun önerilerine göre risk değerlendirmesi yapın.

- Yüksek riskli 3. Grup’ta iseniz, çok dikkatli olun ve doktorunuzun önerilerini dikkate alın.

- Oruç tutmaya karar verdiyseniz kan şekeri ölçümlerini düzenli yapın.

- Beslenme programınıza dikkat edin, kilo almayın.

- Hipoglisemi için önleminizi alın.

- İlaç tedavisini atlamayın.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.