Yararlı Bakterileri Korumak Mümkün mü?

Antibiyotikler bakteriyel hastalıkları tedavi ediyorlar ama vücudumuzda yaşayan sağlığımıza faydalı bakterilere de zarar veriyorlar. Özellikle barsak florasında yaşayan bu yararlı bakteriler ömür boyu sağlığımız için çok önemli oyuncular. Hem onları korumak hem de antibiyotik direnci geliştirmemek için antibiyotikleri yalnızca etkili oldukları bakteriyel hastalıklara karşı kullanmak gerekiyor. Aksi halde azarları aryalarından daha büyük olabiliyor. Bu hafta başladığım antibiyotik direnci konusunun sonuncu yazısı da bugün. Sorularımı yanıtlayan Türk KLİMİK Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Üyelerine sonsuz teşekkürlerimle. Sonbahara sağlıkla adım atmak umuduyla…


Önceki yazılar için tıklayın:

Antibiyotikler her derde deva mı? -1

Antibiyotikler her derde deva mı? – 2

Antibiyotiklerin bağırsak florasında sebep oldukları tahribatı en aza indirgemek ya da antibiyotik kürü sonunda iyileştirmek için yapabileceğimiz bir şeyler var mı?

Sindirim sistemi mikrobiota adı verilen, hastalandırıcı bakterilerin yerleşmesine karşı koruyucu karmaşık yüksek sayıda bakteri topluluğuna sahiptir. Barsak florasının antibiyotiklerin etkisi altında değişmesi barsak koruyucu bakterilerinin azalmasına Clostridium difficile gibi patojen (hastalandırıcı) bakterilerin bunların yerini almasına neden olmaktadır. Clostridium difficile Amerika’da hastane kaynaklı enfeksiyonların temel nedenlerinden biridir. İshallere, ateş, kanlı ishal ve karın ağrısı hatta ölümle sonuçlanan enfeksiyonlara neden olabilirler. Amerika’da yılda 14.000 ölüme neden oldukları bildirilmiştir.

Birçok antibiyotik kullanımları sırasında barsak florasında değişikliğe neden olur. Bu penisilinler, sefalosporinler, klindamisin ve benzeri bazı antibiyotik gruplarında diğerlerinden daha fazla oranda görülmüştür. Antibiyotikler mikrobiota yapısı ve farklı bakterilerin buraya yerleşmesine karşı direnç ile farklı biçimde etkileşirler. Antibiyotiğin geniş kapsamlı olması, kullanma süresi, kullanma yolu yanı sıra kişisel faktörler de bu durumu etkiler.


“Bebeklerde Antibiyotik Kullanımına Dikkat!”

Yapılan çalışmalarda 0-18 aylar arasındaki bebeklerde antibiyotik kullanma oranları normal popülasyondan yüksek bulunmuştur. Bunun barsak florasının gelişimini değiştirerek, yaşam boyu sağlığa olumsuz etkisi olabileceği belirlenmiştir. Aynı sorun yaşlılarda, bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı olanlarda da önemlidir.

Hastayı gelişebilecek olan bu istenmeyen etkilere karşı korumanın en önemli yolu gereksiz antibiyotik başlamamaktır. Sadece bakteriyel enfeksiyon olduğu şiddetle düşünülen ya da bu durum kanıtlanan hastalarda antibiyotik başlanmalıdır. Başlanan antibiyotikler yakın izlenmeli, hastada tedavi yanıtı alındığında mümkün olan en kısa zamanda kullanılan antibiyotik kesilmelidir.

Eğer antibiyotik ilişkili hasar oluşmuş ise neden olan antibiyotikler mutlaka kesilmeli, gelişen hasarı tedavi amaçlı bazı antibiyotiklerin; verilmesi önerilmiştir. Bununla birlikte tekrarlar gözlenebilir.

Hasarı azaltma ya da iyileştirme amaçlı Probiyotikler (yoğurt ve diğer fermente süt içeren kefir v.b içecekler) barsak florasının düzenlenmesinde kullanılabilirler. Probiyotik, sindirim kanalındaki mikrop topluluğunun ekolojik dengesini düzene sokmak, olası zararlı mikropların zararlı duruma gelmesini önlemek üzere verilen Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium vb. canlı mikroorganizmaları, maya kültürlerini içeren biyolojik ürünler olarak tanımlanabilir, Probiyotikler bakteriyel patojenlerle ilişkiye geçerek barsak işlevlerini iyileştirmeye etkili olurlar.

Yanıtlayan: Prof. Dr. Neşe Saltoğlu, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Önceki yazılar için tıklayın:

Antibiyotikler her derde deva mı? -1

Antibiyotikler her derde deva mı? – 2



Antibiyotik direnci nedir?

‘Antibiyotik Direnci’ son yıllarda sağlık alanında tedavi açısından karşılaşılan en ciddi sorunlardan biridir. Sorun, yalnızca bir hastanenin ya da bir bölgenin sorunu olmayıp tüm dünyayı ilgilendiren global bir boyut sergilemektedir. Antibiyotik direnci enfeksiyon hastalıklarının tedavisi için kullanılan antibiyotiklerin etken olan mikroorganizmaya karşı daha önce etkili iken daha sonra etkinliğini kaybetmesi olarak tanımlanır. Bu durum tedavisi kolay olarak düşünülen birçok enfeksiyon hastalığının tedavi edilememesi, hastaların bu nedenle daha fazla antibiyotik kullanmak ve daha uzun süre hastanede yatmak zorunda kalmasına, daha ağır klinik tablolarla karşılaşmalarına neden olmaktadır. Bazen artan antibiyotik dirençleri nedeniyle enfeksiyon gelişen hastaları tedavi edebilecek etkili antibiyotik dahi bulunmamaktadır. Bu durum hastaların daha önce tedavi olabildikleri bu tür enfeksiyonlar nedeniyle hayatlarını kaybetme riskini de ortaya koymaktadır. Antibiyotik direncinin bakteriler arasında yayılabilmesi sorunun hemen her toplumda yayılması ile sonuçlanabilmektedir.

Cevap veren: Prof. Dr. Oral Öncül, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı


Antibiyotik Direnci Nasıl Ortaya Çıkar?

Bu durum enfeksiyon hastalıklarının tedavisi için uygun antibiyotik kullanılmadığı, gereksiz yere bu ilaçların kullanıldığı ya da hekim önerileri dışında bu ilaçların uygun süre ve dozda kullanılmaması sonucu ortaya çıkar. Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde asıl amaç hedefteki enfeksiyona neden olan bakterilerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu esnada ortamdaki diğer bakterilerin bu tedaviden zarar görmemeleri ya da en az zarar görmeleri planlanmalıdır. Aksi durumda bütün bakterileri ortadan kaldıracak güçlü tedaviler, oluşan boşluğu bu tedaviye dirençli olan ancak sayısal yetersizlik nedeniyle o zamana kadar tehdit oluşturamayan dirençli bakterilerin doldurmasıyla sonuçlanır. Bu durum ortamda sayısal gücü ele geçiren dirençli bakterilerin enfeksiyonları ile sonuçlanır. Dirençli bakteriler için en önemli sorun, direncin o güne kadar hiç antibiyotik kullanmamış olan kişileri de diğerleri kadar tehdit edebilmesidir. Bu nedenle antibiyotik direncinin hemen her yaş grubundan her insanı ilgilendiren global bir sorun olduğu unutulmamalı, bununla mücadele açısından antibiyotik kullanımından hekim önerisi dışında kesinlikle kaçınılmalıdır.

Cevap veren: Prof. Dr. Oral Öncül, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Bunlara Dikkat!

1- Antibiyotikler, sadece bakterilere etkilidir. Virüslere etkili değildir. Bugün bilmekteyiz ki, çoğu sık görülen hastalığın altında virüsler vardır. Grip, nezle, bronşit gibi…

2- Eğer bir antibiyotik kullanmaya başladıysanız, onu reçete edildiği gibi tüm ilacı bitirecek şekilde kullanmalısınız. Kendinizi iyi hissetmeye başladığınızda ilacı yarıda kesip bırakmamalısınız.

3- Antibiyotiklerin gereğinden fazla ve uygunsuz kullanımı yan etkilere sebep olabilir. Uzun vadede ilacın etkinin azalmasına sebep olabilir.

Önceki yazılar için tıklayın:

Antibiyotikler her derde deva mı? -1

Antibiyotikler her derde deva mı? – 2

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.