Çoğunlukla yaşlılarda görülmesine karşın, hiçbir kalp hastalığı olmayan gençlerde de ortaya çıkan atriyal fibrilasyon, kulakçıklarda normalin 5-7 katı fazla elektriksel uyarı görülmesinden kaynaklanıyor. Görülme sıklığı yaşla birlikte artıyor ve 80 yaşın üzerindeki her 10 kişiden birinde ortaya çıkıyor. Kalbin çalışması, ritim bozuklukları ve atriyal fibrilasyon hakkında sorularımızı yanıtlayan Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Enis Oğuz, “Nöroloji kliniklerinde yatan felçli hastaların dörtte üçü atriyal fibrilasyona bağlı inme geçirdikleri için oradalar” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.



Kalbin çalışma prensibinden hareketle, aritmiyi tarif edebilir misiniz?


Kalbin çalışması için kalp kasının kasılması gerekiyor, bu da elektrik uyarısı ile gerçekleşiyor. Elektrik ise, kalbin sağ kulakçığında sinüs düğümü adı verilen hücreler topluluğunda üretiliyor. Ardından özelleşmiş elektrik ileti hücreleri tarafından kalbin diğer üç boşluğuna yani sol kulakçık, sağ karıncık ve sol karıncığa ulaştırılarak, onların da kasılması sağlanıyor. Bu çalışma tablosu, kalbin elektrik ileti sistemini meydana getiriyor. Sistemde herhangi bir sorun meydana gelmesi durumunda ise ritim bozukluğu ortaya çıkıyor. Kalbin dakikada ortalama 60-80 kez atması bekleniyor. Bunun altındaki ya da üstündeki değerlerde ritim bozukluğu söz konusu olabiliyor.



Aritminin nedenleri neler?


Ritim bozukluğu, kalp içi elektriksel uyarı oluşturan ve ileten yapılarda veya kalp kasında bozukluk olması durumunda ortaya çıkıyor. Doğuştan gelen ritim bozukluklarının yanında; diğer kalp hastalıkları nedenleri de kalp ritim bozukluğuna yol açabiliyor. Örneğin ileti sistemini besleyen damarlar tıkandığı zaman, hayati ritim bozuklukları oluşabilir; tansiyon hastalığı, kalp yetersizliği, kalp kapak hastalığı ritim bozukluklarına yol açabilir. Bununla beraber kalbinde, hiçbir yapısal bozukluk saptanmayanlarda kalp ritim bozukluğu ortaya çıkabilir.



Aritminin çeşitleri var mı?


Çok sayıda türü olmasına karşın, aritmiler başlıca iki gruba ayrılıyor. Kalbin yavaşlamasıyla birlikte gelişen ritim bozuklukları yani elektrik oluşumu ve iletim akışında bir aksama ile ilgili durumlara "bradikardiler"; kalbi aşırı hızlandıran ritim bozukluklarına da "taşikardiler" deniyor.


Taşikardiler genelde dakikada 100’ün üzerinde kalp atışı hızı ile kendini gösteriyor. Ancak her taşikardi hastalık anlamına gelmiyor. Ani bir heyecanlanma ya da koşma eylemi sonrasında da taşikardi ortaya çıkabiliyor. Sinüs düğümünden fazla uyarı çıkmasına bağlı olarak gelişen bu tür taşikardilere “sinüs taşikardisi” deniyor.


Bradikardiler ise kalbin sinüs düğümünden az uyarı çıkmasına bağlı olabiliyor. Öte yandan, elektriği ileten yollarda blok olarak adlandırılan kesintiler olduğunda da kalbin belli boşluklarında yavaşlamalar görülüyor. Bu sorunlar da bradikardiye yol açabiliyor. Ayrıca, tiroit hormonunun az salgılandığı durumda metabolizmadaki yavaşlamayla beraber kalbe elektrik uyarısının az olduğu yönünde bir bilgi gidiyor. Bu da kalbin yavaşlamasına ve dolayısıyla bradikardi ortaya çıkabiliyor.



Aritminin yaşandığını gösteren belirtiler nelerdir?


En açık belirti çarpıntıdır. Bunun dışında kalp aşırı hızlandığında ya da çok yavaşladığında kişi bayılabiliyor. Bazen duraklamalar oluyor. Kalbin hızlanmasının yetersiz olduğu durumlarda çabuk yorulma bir diğer belirti olabiliyor. Aritmi bazen de hiçbir belirti vermeden de yaşanabiliyor. Böyle zamanlarda da ancak bir hekim muayenesi sırasında ortaya çıkıyor.



Tanı nasıl konuyor? Tanı koymada hangi testlerden yararlanılıyor?


En önemli tanı aracı, kalbin elektrik aktivitesini kaydeden elektrokardiyografi (EKG). Özellikle şikayet anında ritim bozukluğunun tanınması için EKG’lerin kaydedilmesi gerekiyor. Bazı hastaların şikayetleri anlık oluyor ve EKG çekilen ana denk gelemeyebiliyor. O durumda Holter adını verdiğimiz ve hastanın 48 saat boyunca kalp ritmini kaydeden MP3 çalar büyüklüğündeki daha özel cihazlar devreye giriyor. Bu cihazlar hasta göğsüne yapışan elektrotlara bağlanıyor ve hasta normal yaşamına dönüyor; cihaz sürekli kayıt yapıyor. Sürekli değil de istenildiği zaman kayıt alabilen, bir ay kadar kalabilen Holter cihazına benzer olay kayıt ediciler de var.


Bunun dışında ritim bozukluğu hissedildiğinde uzaktaki bir merkeze telefondan EKG kaydı yollayan cihazlar da bulunuyor. Ayrıca kalp pili gibi cilt altına yerleştirilen ve sürekli kalp ritmini kaydeden cihazlar kullanılmakta. EKG ve kayıt ediciler dışında "T dalga alternansı" diye adlandırılan, ritim bozukluğuna bağlı ani ölüm riski hakkında bilgi veren bir elektriksel testler de bulunuyor. Elektrofizyolojik çalışma (EFÇ) ise girişimsel bir tanı yöntemi. Genelde bacak damarlarından iletilen, kateter adı verilen tel elektrotlar ile kalp içinden elektriksel kayıtlar alınması ve bunların bilgisayar ortamında incelenmesi esasına dayanan bir test. Bu işlem sırasında nedeni ortaya konan ritim bozukluğu aynı anda katater ablasyon yöntemi ile ortadan kaldırılabiliyor.



Ritim bozuklarının hepsi tedavi ediliyor mu? Tedavi yöntemleri hakkında bilgi verebilir misiniz?


Eğer hayatı tehdit eden bir durum veya yaşam kalitesini bozan yakınmalar yoksa ritim bozukluklarının birçoğunda tedaviye gerek kalmıyor. Bazıları da hayati öneme sahip olabiliyor ve bunların tedavisi şart. Ritim bozukluklarının hepsinde farklı tedavi yöntemleri kullanılıyor. Kalp hızının yavaş olduğu durumlarda kalp pili takılıyor. Bazı aşırı hızlı ritim bozukluklarında da kalp pili takılabiliyor. Kriz geçiren ve kalbi büyük hasar alan kişilerde görülen bu aşırı hızlı ritim bozukluklarında kalp pilleri şok verip ritim bozukluğunu düzelterek hayat kurtarıyor.


Kalp hızının yavaşlaması ile seyreden ritim bozuklukları, yani ‘bradikardiler' kalp pilleri ile tedavi ediliyor. Kalp pilleri, genelde kalp hızı yavaşlaması, bayılma, baş dönmesi, göz kararması gibi hastanın yaşam kalitesini bozan durumlar söz konusu olduğunda kullanılıyor. Bu piller kalbin yavaşlamasını engelleyerek bayılma, baş dönmesi, göz kararması gibi şikayetleri ortadan kaldırıyor ve çok büyük bir rahatlık sağlıyor.


Diğer ritim bozukluklarında ise ilaç tedavisi kullanıyor. Ancak kalp ritim bozuklukların tedavisinde ilacın etkisi oldukça düşük. Dakikada atım hızı 100'ün üzerine çıkan taşikardiler için çok etkili bir tedavi yöntemi var. O da: ‘Kateter Ablasyon. Çekilen EKG’de, kalbin kasılması için üretilen elektriğin sinüs düğümünden başka bir yerden kaynaklandığı görüldüğünde, tıpkı anjiyoda olduğu gibi bacak damarından girilerek kateter denilen ince teller kalbin içine yollanıyor. Ritim bozukluğu tespit ediliyor;bozukluğa yol açan elektriğin nereden kaynaklandığı bulunuyor. Bölgeye radyofrekans dalgası verilerek bu elektriğe neden olan yapı tahrip ediliyor. Böylece ritim bozukluğu da ortadan kalkmış oluyor. Kateter ablasyon yöntemi, birçok ritim bozukluğu tedavisinde %95 başarıyla uygulanan bir yöntem olarak öne çıkıyor.



Yaş ve ritim bozuklukları arasındaki bağlantıyı açıklayabilirmisiniz?


Yaş arttıkça bazı ritim bozuklukları türlerinin görülme riski de yükseliyor. Burada çok büyük bir toplumsal sorun olarak, karşımıza artriyal fibrilasyon diye adlandırılan ritim bozukluğu çıkıyor.



Atriyal fibrilasyon neden bu kadar önem taşıyor?


Atriyal fibrilasyonunun görülme sıklığı %2 olduğu için toplumsal sağlık sorunu sınıflamasına giriyor. Diğer ritim bozuklukları ise nadir görülen hastalıklar olarak tanımlanıyor. Üstelik, atriyal fibrilasyonun görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artıyor. Amerikan istatistiklerine göre, 80 yaşın üstündeki her 10 kişiden birinde görülüyor. Öte yandan hiçbir kalp hastalığı olmayan gençlerde de ortaya çıkıyor. Hatta tüm atriyal fibrilasyon hastalarının %20’sini bu grup oluşturuyor.



Peki, bu ritim bozukluğu nasıl oluşuyor?


Atriyal fibrilasyon sırasında, atriyum adı verilen kalp kulakçıklarında elektriksel arklar oluşuyor ve dakikada 300-500 arası elektriksel uyarı oluyor. Ancak kulakçık kasılmıyor, sadece titreşiyor. Atak süresi uzadıkça, çok hızlı elektriksel uyarıya bağlı olarak kulakçıklarda yapısal bozukluk görülüyor. Elektrik üreten sinüs düğümü devre dışı kalıyor. Kan akımı yavaşladığı için kulakçıkların içindeki kese gibi bir bölgede pıhtı oluşuyor. Bu pıhtı beyne gidiyor, damarları tıkıyor ve inmeye neden oluyor. Her yıl 100 hastanın birinde ya da ikisinde bu şekilde inme görülüyor. Atriyal fibrilasyonla birlikte görülen başka bir kalp hastalığı varsa, bu risk daha da artıyor. Kapak hastalığı olan kişilerde atriyal fibrilasyona bağlı inme riski %10’a kadar çıkıyor. Bunun yanı sıra, nöroloji kliniklerindeki felç hastalarının yaklaşık dörtte üçündeki inme nedeni atriyal fibrilasyondur.



Atriyal fibrilasyonun nedenleri hakkında bilgi verir misiniz?


Kalp hastalıkları, özellikle de kalbin kulakçıklarını büyüten hastalıklar en önemli neden. Yüksek tansiyon ve hipertiroidi de atriyal fibrilasyona yol açıyor.



Bu durum ne tür belirtilerle ortaya çıkıyor?


En önemli belirti çarpıntı, ancak bazen sadece halsizlik ve çabuk yorulma şeklinde şikayetler de oluyor. Tansiyon ölçülürken kalp atışlarının düzensizliği fark ediliyor. Atriyal fibrilasyonda kalp hızı, zaman zaman artıyor, zaman zaman da azalıyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, atriyal fibrilasyonun ne zaman başladığı ve ne kadar sürdüğü. Çünkü bu ritim bozukluğu 48 saatten uzun sürerse, kalpte pıhtı oluşabiliyor. Bu da inme riskini yükseltiyor.



Atriyal fibrilasyonun tedavi yöntemleri neler?


Tedavide ilaçlardan ve kateter ablasyon yönteminden faydalanılıyor. İlaçlar da ritim düzenleyici ve kalp hızını kontrol eden ilaçlar olarak iki gruba ayrılıyor. Ritim bozukluğu ilaçları hastaların sadece hastaların %50’sinde başarılı sonuçlar veriyor. Atriyal fibrilasyonu kronikleşen hastalarda, kalbin çok hızlanmaması için kalp hızını düşüren ilaçlarla tedavi planlanıyor. İnme riskini azaltmak için de kan sulandırıcı ilaçlardan faydalanılıyor. Kateter ablasyon yöntemiyle tedavide başarı oranı %60-80 civarında oluyor.



Tedavi edilmediğinde ne tür sorunlar ortaya çıkıyor? Neden olduğu hastalıklar var mı?


Ritim bozukluklarının bazıları hiçbir tehdide veya sıkıntıya yol açmıyor. Ama bazıları hayatı tehdit ediyor. Ani ölüme neden olabiliyor. Bazıları da kalbin sürekli hızlı çalışması nedeniyle kalp yetersizliğine, kalbin büyümesine, kasılma gücünün azalmasına yol açıyor. Özellikle atriyal fibrilasyon varlığında zamanında önlem alınması ve tedaviye başlanması gerekiyor. Geç kalınırsa kronikleşiyor. Kronikleşirse tedavi ile düzeltilmesi zorlaşıyor. İnmenin engellenmesi için de mutlaka pıhtı eritici ilaçlar kullanılması gerekiyor. Farkına varılmaması durumunda hastalar inme riskiyle birlikte yaşamak durumunda kalabiliyor.



Korunma yöntemleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?


Birçok ritim bozukluğu için doğrudan korunma yöntemi yok. Normal kalp sağlığı için yapılması gereken şeyler ritim bozukluğundan korunmak için de geçerli. Doğru beslenme ve düzenli egzersiz gibi… Eğer yüksek tansiyon veya şeker hastalığı varsa bunları tedavi ettirmek şart. Çünkü bunlar çoğunlukla kalp hastalıklarına yol açan ön hastalıklar. Çay, kahve, enerji içecekleri ve bazı ilaçlar gibi kalbin elektriksel aktivasyonunu uyaran maddeler ritim bozukluklarını tetikleyebilir. Alkol, atriyal fibrilasyon oluşumu için güçlü bir uyarıcıdır.


“Bazen ilaçlarla kalp hızının kontrol edilmesi mümkün olmuyor. O zaman kalbin hızlanmasına neden olan elektrik ileti yollarından biri kateter ablasyon yöntemi ile yok ediliyor, kalbin ritmi tamamen yavaşlatılıyor ve kalp pili takılıyor.”



RİTİM BOZUKLUĞUNA YOL AÇAN FAKTÖRLER


Diğer kalp hastalıklarına yol açan her neden, kalbin elektriksel ileti sistemini de bozabiliyor. Kalp damarlarında daralmalar, tıkanıklıklar, kalp yetersizliği, kalp kapak hastalıkları, kalbin boşluklarını büyüterek yapısını ve elektrik ileti sistemindeki hücreleri bozuyor; aynı zamanda bir elektrik kablosu gibi dizili olan hücrelerin birbirinden kopmasına neden olabiliyor.



KALP PİLİ KULLANIMI


“Kalp hızının yavaş ya da aşırı hızlı olduğu durumlarda kalp pili takılıyor. Kriz geçiren ve kalbi büyük hasar alan kişilerde görülen ritim bozukluklarında da kalp pilleri hayat kurtarıyor.”

Anadolu Sağlık Merkezi


Doç. Dr. Enis Oğuz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Av
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.