Çocukken tuzlu tada alışmayan çocuklar, hayatları boyunca çok fazla tuz kullanmıyorlar. Aynı şeker gibi, çayı, kahveyi, sütü şekerli içen bir çocuk bunu normal kabul eder ve hep şekerli içmek ister. Ama bizim evde olduğu gibi önümüzde çay, kahve, süt, ıhlamur ve ne var ise... Onun tadına bakmak isteyen bir bebek şekersiz çayın veya sütün tadına bakarsa bu onun için normal olacak ve hep aynı tadı bulmak için içine bir şey ekleme ihtiyacı duymayacak. Çocuklarımıza tuzu da şekeri de öğreten bizleriz.


Kalp hastalıkları artıyor!

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünya genelinde kronik hastalıklardan ölen kişi sayısının giderek arttığı ve bu ölümlerinin %30’unun kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle olduğu tespit edilmiş. Bu durumda tuz ve hayat daha da anlamlı hale geliyor. Çünkü kalp hastalıklarından ölenler artıyor ama bununla birlikte hareket azalıyor. Her yediğimiz yemekte ve içecekte tuz oranı artıyor. Çok can sıkıcı olan bu rakam önümüzdeki yıllarda artacak demektir. Yapılan çeşitli çalışmalarla 1 g/gün diyette tuz alımının azaltılması felçlerde%5, kalp krizlerinde%3 azalma, diyette tuz alımının 9 g/gün azaltılmasının ise felçlerde%34, kalp krizlerinde ise %24’ lük bir azalma sağladığı tespit edilmiştir.


Olmalı mı olmamalı mı?

Peki, tuz hiç mi kullanılmamalı? Hayır, tuz mutlaka olmalı! Çünkü tuz sağlığımız için gerekli ama miktarı da çok önemli. Tuzun içinde bulunan sodyum (Na) vücutta sıvı dengesini korumak için gereklidir. Kan basıncında da rolü vardır. Sinir ve kalp kasının düzenli çalışması için de gereklidir. Sodyum, potasyum gibi mineraller bu dengeyi sağlamak için çok değerlidir. Bu sebeple özellikle bebeklere ishal gibi durumlarda tuz takviyesi yapılır. Ama kalp hastalıklarında, tansiyon problemlerinde tuz ve sodyum alımının sınırlandırılması çok önemlidir.


Tuz vücutta depolanır mı?

Aldığımız sodyumu böbreklerimiz dengede tutar. Alınan fazla sodyum depolanmaz, büyük bir kısmı idrarla ve terle atılır. Eğer böbreklerde bir sorun varsa, bazı hastalıklar sonucu yeterince çalışamıyorsa, fazla sodyumu dışarı atamaz ve vücutta ödem oluşur.


Tuzu eklemesek yeterli mi?

Kişinin yaşam tarzına göre miktar değişir. Çünkü artık neredeyse tükettiğimiz her şeyin içinde ilave tuz var. Tuzlu gıdalar veya tuz eklenmiş besinleri ne kadar tüketiyoruz? Eğer kahvaltıda peynir yiyorsanız zaten tuz alarak güne başlıyorsunuz. Ekmeğin içinden de artık azaltıldı ama biraz geliyor. Zeytinden de biraz gelsin. Bunlar zaten kahvaltının içinde doğal olarak aldığınız tuzlar. Demek ki burada önemli olan yanındaki domates, salatalık, biber, veya yumurtanın üzerine de ilave tuz koymamak. Evde pişirdiğiniz yemeklere de yavaş yavaş daha az tuz koymaya çalışın. Salatalarınıza ilave tuz ekmeyin. Cacık, yoğurt, ayranın az tuzlu olanlarını tercih edin.


Ne kadar tuz yeterlidir?

Sağlıklı bir bireyin günlük ihtiyacı 6 g tuzdur. Yani neredeyse yarım tatlı kaşığı tuz demek.


İngiltere’de SACN tarafından belirlenen günlük tuz tüketim önerileri (2003)

Tuzu-sodyumu azaltılmış olan ürünleri tercih edin. Artık her alışverişte etiket okumak bir zorunluluk. Ne alıyorsanız alın, kahvaltılık gevreklerden tutun da turşuya kadar hepsinin AZ tuzlu yazanını tercih edin.


  • 1-3 yaş için 2 g tuz/gün (0.8 g sodyum)
  • 4-6 yaş için 3 g tuz/gün (1.2 g sodyum)
  • 7-10 yaş için 5 g tuz/gün (2 g sodyum)
  • 11 ve yukarısı için 6 g tuz/gün (2.5 g sodyum)

Haber: Güneş Aksüs


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.