Tuzun zararları nelerdir?
Yemeklere tuz katmanın hiç gereği yok çünkü tuz ihtiyacımızın yüzde 90'ını yediklerimizden karşılarız. İşte bol bol kullandığımız tuzun zararları...
-
Uzmanlar günde yarım tutam tuz kullanmamız gerektiği konusunda uyarıyor. Ancak aşçılar bu duruma hiç dikkat etmiyor. Televizyonda yemek programı izlerken, her şey ölçülü kullanılır. Ama aşçılar besinin kendi tadını belirginleştirmek için bol tuz kullanılır. Tuz ihtiyacımızı %90 oranında yediklerimizden karşılarız. Bir de tabağımızdaki yemeğe tuz dökmenin hiç gereği yoktur.
1 / 7 -
Uzmanlar günde yarım tutam tuz kullanmamız gerektiği konusunda uyarıyor. Ancak aşçılar bu duruma hiç dikkat etmiyor. Televizyonda yemek programı izlerken, her şey ölçülü kullanılır. Ama aşçılar besinin kendi tadını belirginleştirmek için bol tuz kullanılır. Tuz ihtiyacımızı % 90 oranında yediklerimizden karşılarız. Bir de tabağımızdaki yemeğe tuz dökmenin hiç gereği yoktur.
2 / 7 -
Tuz damarlarınızı sertleştirir ve kan basıncını arttırır. Kalp krizi ve felce neden olur. Aynı zamanda bağışıklık sisteminizin de yavaş çalışmasına neden olur. MS hastalığına yol açar. Ancak tuz üreten firmalar, ısrarla daha fazla tüketmeniz için sizi ikna etmeye çalışıyor.
3 / 7 -
Tuz 6000 yıldır, insanların hayatta kalması için gerekli olan balığı ve eti korumak için kullanılmıştır. Ancak günümüz beslenmesinde, zaten yediklerimizden bütün tuzu aldığımız için gerçekten tehdit altındayız.
4 / 7 -
Üretilmiş gıdalar, çok yüksek tuz içerir. Ekmek, peynir, kurutulmuş domates, turşu gibi gıdalarda tuz oranı çok yüksektir. Hazır yiyeceklerden ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak, tuz alımınızı kendi kontrolünüzde olmasını sağlayabilirsiniz.
5 / 7 -
Fazla tuz kemik erimesini hızlandırıyor
Osteoporoz'un (kemik erimesi) her dönemde görülebilecek ama özellikle menopozda östrojenin azalması nedeniyle, kemik yoğunluğunun azalması ve kemiklerin kolay kırılabilir hale gelmesiyle karakterize bir durum olduğunu anlatan Uzman Diyetisyen Yasemin Batmaca, "Kalsiyum seviyesi azalan kemikler gözenekli yapı kazanırlar ve bu yüzden kırılmaları kolaylaşır. Bu sorun nedeniyle en fazla bel, kalça ve bilek kemikleri risk altındadır. Osteoporozda olan insanların bel kemiğinde kamburlaşma gelişir. Yavaş yavaş boy kısalır, sırt ağrıları ve hareket yetersizlikleri görülür. Osteoporozu önlemek için, çocukluktan itibaren beslenmeye dikkat edilmelidir" dedi.
6 / 7 -
Osteoporozda beslenme ilkeleri
Beslenme ile yeterli miktarlarda kalsiyum alımına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Uzman Diyetisyen Yasemin Batmaca, "Eğer takviye olarak da kullanmanız gerekiyorsa bunu mutlaka doktor kontrolünde kullanın. D vitamini kemiklerde kalsiyumun depolanmasını sağlar. Açık havaya çıkmıyor veya kapalı giyiniyorsanız, doktorunuza danışarak D vitamini desteği almanız gerekebilir. Menopozda jinekoloğunuz hormon tedavisi uygulamanızı öneriyorsa, bu durumun kemik sağlığını koruyan bir tedavi olduğunu bilmelisiniz. Hormon alınmıyorsa, tüketilmesi gereken kalsiyum miktarı biraz daha fazla olmalıdır. İdrarla kalsiyum atımını artırdığı için, aşırı tuz ve tuzlu besinleri sınırlı tüketin. Aşırı posa tüketiminden kaçının, orta düzeyde tüketim yeterli olacaktır. Sigara ve alkol tüketiminden kaçının. Bu dönemde aşırı kafein tüketiminden uzak durun. Dengeli beslenme gibi, yeterli egzersizi de yaşam şekliniz haline getirin. Egzersizin kemik yoğunluğunuzu korumaya destek olacağını unutmayın. Belirli aralıklarla, doktor kontrolünde kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmayı ihmal etmeyin" dedi.
7 / 7
YORUMLAR