Her şeyin tek bir yerde toplanacağını, kafenin, okulun, iş yerinin, sosyal aktivitelerin burada olacağını ve bu yerin evinizde bulunacağını biri size söylese inanır mıydınız? Bu ancak bir bilimkurgu senaryosunda olabilirdi ancak şu anda içinde bulunduğumuz dünya virüsten sonra bu hale geldi. Birçok şirket evden çalışma sistemine geçti çocuklar ise eğitimlerine online eğitimler ile evden devam ettiler. Eğitmen ve yazar Damla Kunç Koçman, bu süreçte öğrencilerin ve velilerin dikkat etmesi gerekenleri anlattı.


Online eğitim sürecinde çocuklar sınava nasıl hazırlandı?

Ev ortamı okul ortamı ile birleştiği için, evinin şartları ve çocuğun bireysel özellikleri sınava hazırlanmalarında etkili. Diğer taraftan, özellikle sınava hazırlanacak yaş gruplarına dışarı çıkma yasağının gelmesi sosyalleşme ve arkadaşlığın önemli olduğu bu yaş grubundaki stresi arttırdı. Sonuçta insan bir duygu varlığı, bir taraftan yıllardır hedeflediği eğitimin hayalini kuran çocuklarımız sınava hazırlanırken şu anda bir de virüs ile yaşamı sorguluyor. Evinde dört duvar arasında ebeveynlerinin ve uzmanların net olarak tanımlayamadığı bir sürecin içindeler. Eğer ebeveyn güven ortamını oluşturarak, gerekli tedbirleri alarak çocuğuna durumu bilinçli bir şekilde aktarabildiyse çocuk da yeni bir rutin ile sürece hazırlandı. Ancak, hastalığı geçiren hatta ailesinden ve ya çevresinden kayıp yaşayan çocuklar için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.


Sınavda soruları çözerken nelere dikkat etmeliler?

Yapabildikleri konulardan başlamaları kendilerine güvenmelerini sağlar. Sorulara takılmadan, soruları yargılamadan yola devam etmeliler. “Yapamadığını işaretle ve bir sonraki soruya geç”, sonra vakti kalırsa geri döner bakar klasik bir tavsiye. Çocuğun sınava hazırlanırken bir rutin alışkanlığı varsa örneğin hep matematikten başlıyorsa yine matematikten başlaması önemli çünkü sınav günü rutinini panikle bozan çocuk toparlamakta zorluk çekiyor. Çocuklara çalışırken şu iki konunun altını hep çizerim: “stratejini sınav günü değiştirme o gün bildiğin strateji ile elinden gelenin en iyisini yap. Ayrıca, sınav esnasında oldu da stresin arttı, kaygılandın ya da kilitlendin, yaşamda insanız ve her şey mümkün. O anda kalemini bırak, sırtını daya ve bir dakika boyunca sadece nefes alıp vererek nefesini düzenle. Bir dakika bırakmak sana bir şey kaybettirmez ama çok şey kazandırabilir”. Hayatta başarılı olanlara sorarsak, çok çalışmanın yanında kendilerini iyi tanıyarak yönetebildiklerini görürüz. Ancak günümüzde normal dışı bir sınava çocuklarımız ilk defa girecek. Yapılan açıklamalara göre çocuklara sınava girerken maske verilecek ve sınav esnasında çıkarma esnekliği de getirildi. Ama özellikle gözlük kullanan çocuklar maske taktıklarında gözlük camlarında buğulanma oluyor. Yanlarında gözlük bezlerini bulundurmaları iyi olabilir. Maskeli test çözmeye alışmak için evde maske takarak kısa süreli denemeler yapabilirler. Böylelikle ilk deneyimi sınav günü yaşamak yerine evde bir alışkanlık kazanmış olurlar. Son olarak da plasebo etkisinden bahsetmek istiyorum. Üniversite sınavına girerken çok heyecanlıydım ve komşumuz doktor amca bana şeftali tadında bir tablet verdi. “Bu sınav esnasında heyecanını azaltır ve beynin iyi çalışır” dedi. Sınavda, ilacı aldığımda doktor amcanın dediği etkiyi hissetmiştim. Sınav bittiğinde tablet çok işe yaradı dediğimde öğrendim ki aldığım bir C vitaminiymiş. Siz de çocuklarınız heyecanlı ise ilaca değil ama bir şekere anlam yükleyerek onu plasebo etkisiyle destekleyebilirsiniz.


Sınava giren çocuklara neler önerirsiniz?

Bu sınava zihni, bedeni ve ruhu ile bütün olarak gidecek. Bu bütün olan aracın yakıtı besinler ve uyku düzeni. Sınav günü aracın tam performans göstermesi kendine gösterdiği özen ile daha verimli olabilir. Artık maraton günü geliyor, bir maratoncu olmalı ve o disiplinle sadece odağa kendini koyarak hazırlanmalı. Kendi için ayırdığı vakti de doya doya sınavı düşünmeden yaşamalı ve sevdiği şeylerin listesini yaparak olumluya odaklanmalı. Günlük tutmak ve yazı yazmak insanı iyileştirir. Bu süreçte de rahatlamak için yazabilirler. Sınav bir hedef ve gelecekteki bir gün, sonuç odaklı çocuklar özellikle sürekli gelecekteki o günü yaşarlar. Bunun yerine sadece yaşadıkları ana odaklanmalılar. Günlük planlarına uyumu gözden geçirmeliler. Nefes alıştırmalarını ve 432 hertz müzik dinlemelerini de stres yönetimi açısından bedeni rahatlatmaları için öneriyorum. Ayrıca, evde spor ve hareket etmeleri de bedene iyi hissettir ve hormonlarını dengeler. Derslerini çalıştıysa ve rahat ise bu harika. Sınava iyi hazırlanmasına rağmen kaygılı ise burada kaygının düzeyi önemli. Biraz kaygı sınav esnasında zihnin tetikte olmasını sağlar, o gün zaten herkes heyecanlı olacak. Ancak, kendine “dersler ve sınavlarda mükemmel olmalısın” dediği için huzursuzsa o zaman şunu söyleyebilirim, “hayat bize ne sunacak bilmiyoruz ve mükemmel olman sıfır yanlış yapmana bağlı değil”. Gençler sınavdan çıktıkları zaman birilerinin onlara söyleyecekleri olumsuz sözlerden korkarlar, yargılanmak istemezler. Bu nedenle, başkası ne der diye düşünmeden, kendi için en iyisini yapmaya çalışabilirler. Bazen kendimiz için iyi gördüğümüz, hayatın akışı içinde bize hiç de uygun olmayan olabiliyor.


Anne babalar çocuklarını nasıl motive etmeliler?

Bu sınav dünyanın sonu değil. Kendi özlemleri ve çocuklarının sınırları arasında gerçekçi bir denge kurmalılar. Ne düşünürseniz, çocuğunuz bunu hisseder. Bu aralar , “eğer kazanamazsan, ...” gibi başlayan olumsuz senaryo cümleleri kurmamak iyi olur. Mümkünse kendi kaygı ve endişelerimizi çocuklarımızla paylaşmayalım, duyguların bulaşıcı etkisi var. Çocuğunuzun neler yaşadığını yorumlamadan, yargılamadan dinleyebilirsiniz. Dinlemeniz ve anlaşıldığını düşünmesi onu rahatlatacaktır. Empatik ilgi göstermek çok önemli. Örneğin “ne yapıyorsun?” yerine “nasılsın?” demek ya da “senin için ne yapabilirim?” sorusunu sormak bu etkiyi yaratır. Ayrıca bu aralar çocuğunuzun iyi yaptığı şeyleri abartmadan takdir etmeniz, özellikle onun değer verdiği konularda bunu yapabildiğine inanmasını desteklemeniz özgüvenini artıracaktır. Çocuğunuza sadece gözlerinin içine bakarak, tüm samimiyetinizle “Ne olursa olsun biz seni sevmeye devam edeceğiz” demeniz yeterli. Unutmayın! Siz nasılsanız çocuğunuz da öyle olacaktır. Sükunette ve sağlıkla kalın, bu da geçecek.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.