Oksitosin hormonu, “aşk hormonu” olarak tanıdığımız önemli bir kimyasal. Bu hormonun doğumda ve sonrasında da anne-bebek bağlanması üzerinde çok önemli etkileri olduğu biliniyor ancak, babaları nasıl etkilediğine dair soru işaretleri vardı.


Deney fareleri üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırma, oksitosinin etkisi ve babalardaki şefkat duygusuyla ilgili önemli bulgular elde etti. RIKEN Biyosistem Dinamikleri Araştırma Merkezi’nden nörobilim uzmanları, erkek farelerin kendi yavruları doğduktan sonra agresiflikten şefkatli olmaya doğru radikal bir değişim geçirdiklerini keşfettiler.


Çiftleşmemiş bir erkek farenin genellikle yavrulara saldırdığını ve hatta onları öldürdüğünü açıklayan araştırmacılar, aynı farenin kendi yavrularının doğumuyla birlikte şefkatli bir baba olabileceğini gördüler. Bu dönüşüm birçok başka hayvanda da görülmüş olsa da, davranışın nörolojik temeli, şimdiye kadar bir gizem olarak kalmıştı.



“Beynin değişme kapasitesi büyüleyici”

Araştırmanın yapıldığı merkezden Dr. Kazunari Miyamichi, beynin yeniden yapılanma (nöroplastisite) özelliğine ilgi duyan bir bilim insanı. Miyamichi bu ilgisini, "Beynin en büyüleyici yönlerinden biri, önceki deneyimlere ve yaşamdaki dönüşümlere yanıt olarak kendini değiştirebilme yeteneğidir" diyerek açıklıyor: “Bu nöroplastisite, beyindeki bağlantıların güçlerinin değişmesinden kaynaklanıyor, ancak hangi nöronların veya sinir devrelerinin bir biyolojik olay sonucunda değişikliğe uğradığını belirlemek genellikle zordur."


Araştırmada Miyamichi ve meslektaşları, beynin hipotalamus bölümündeki bir çekirdekte oksitosin salgılayan nöronların, eşleri doğum yapan erkeklerin babalık içgüdülerini harekete geçirmekten sorumlu olduğu ortaya kondu.


Araştırmacı Miyamichi için bu çalışma özellikle birçok anlam ifade ediyor. Öncesinde koku nörobilimi çalışan Miyamichi, baba olduğunda baba olmanın nörobilimine geçiş yaptı ve babalıkla ilgili sinirsel ve hormonal dönüşümleri incelemeye başladı.


Aşk hormonu cinsiyet ayırt etmiyor

Oksitosin gibi tek bir faktörün babalar üzerinde bu kadar güçlü bir etkisi olacağı beklenmiyordu. Miyamichi, "Dişiler, anne olduklarında bedenlerinde birçok fizyolojik ve hormonal değişiklik yaşadığı biliniyor. Erkeklerdeki nöro-endokrinolojik değişikliklerin ise hafif olacağı veya mevcut olmayacağı düşünülürdü" diyor: "Ancak biz, doğum ve emzirmeye ilişkin bir hormon olan oksitosinin erkek fareler üzerinde de çok güçlü bir etkisi olduğunu görmüş olduk."


Araştırma bulgularının en beklenmedik yönlerinden biri, beynin hipotalamus isimli bölümündeki nöron devrelerinin plastisitesi, yani değişme kapasitesiydi. Miyamichi, "Hipotalamusun fonksiyonları genellikle sabit sinir devreleri tarafından yönetilir ve bir kez kurulduktan sonra hiç değişmez" diye açıklıyor: "Çalışmamız, hipotalamustaki işlevsel ve yapısal plastisiteyi gösteren çok az sayıdaki son çalışmalardan biridir."


Ten tene temas babalar için de önemli

Bu durum, insan babaları için de önemli sonuçlar ifade ediyor. Miyamichi, "Bir çalışma, çocuklarıyla daha fazla ten tene temas yaşayan insan babalarının kanlarında oksitosin seviyelerinin arttığını bildiriyor, bu yüzden oksitosinin, insan babalarında da önemli roller oynadığını söyleyebiliriz.” Ebeveyn ve bebekler arasında erken yaşta gerçekleşen etkileşimlerin, ilerleyen yaşamları boyunca sağlıklı sosyal ilişkilerin temelini oluşturduğunu kanıtlayan birçok araştırma var.


“Oksitosin ve yeni bebek-ebeveyn etkileşimleri” başlıklı yeni bir araştırma, bağlanma hormonu olarak da bilinen oksitosin hormonunun bu süreçte ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.


Araştırma, annenin ve babanın bebekle olan etkileşimlerinin oksitosin hormonu üzerinde ne gibi etkileri olduğunu inceliyor. Araştırmaya göre, bebekle ebeveynin ten tene temas etmesi, oksitosin seviyelerinde artışa neden oluyor ve bu da daha güçlü bir ebeveyn-bebek bağı oluşturmayı tetikliyor.


Araştırmanın sonuçlarında, ten tene temas ve etkileşim sonrasında annelerin oksitosin seviyelerinde artış gözlemlenirken, annelerin bebeklere daha çok sevgi gösterdiği ve onlarla daha fazla etkileşime girdiği belirlendi. Benzer şekilde, babaların oksitosin seviyeleri de ten tene temas ve etkileşim sonrası artış gösterirken, babaların bebeklerle daha çok uyarıcı etkileşime girdiği gözlemlendi.


Dahası, ten tene temas sırasında bebeklerin, annelerin ve babaların oksitosin seviyelerinin önemli ölçüde arttığı ve yüksek oksitosin seviyelerine sahip ebeveynlerin bebeklerle etkileşimlerinde daha çok uyum ve duyarlılık sergilediği belirtildi.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.