Neden kıllarımızı istemiyoruz? Her kadının aklına en az bir kere düşmüştür bu soru. Erkeklerin bu konuda biraz daha rahat olduğu ama kadınların çok dikkat etmesi gerektiği düşünülen ve güzellik algısını yöneten bir konu...


Peki ilk kez kıl alma ihtiyacı nerede, neden, ne zaman doğru?

Kıl almanın tarihi Eski Mısır'a kadar dayanır. M.Ö. 3000'li yıllarda ilk kez Mısır'da saçlar temizlik ve moda amacıyla kesilmeye başladındı. Saçını tıraş etmek, yüksek sınıfa ait olduğunun göstergesiydi ve bir moda ifadesi olarak da kullanılıyordu. Kesilen saçın yerineyse daha kolay şekillendirilebilen peruk kullanılıyordu. Bunun yanında bir de bit istilasına karşı çözüm olarak vücutta ortaya çıkan kıllar ve saçlar kesilirdi. Bütün bu saç ve kıl alma işlemi ise iki yöntemle yapılırdı: kenarı düz ve keskin bir taşla tıraş etmek ya da balmumu ile ağda yapmak.


M.Ö. 6. yüzyılda ise Roma'da kadın erkek fark etmeksizin vücudun tamamen kılsız olması önemliydi, bu yüksek sınıfa ait olunduğunu gösterirdi. Tüy ve kıllardan kurtulmak için cımbız, ponza taşı ve tüy dökücüler kullanırlardı. Elizabeth dönemindeki kadınlar ise kaşlarını ve alınlarındaki ufak saçlarını alarak ya da keserek daha uzun bir surat görünümü elde etmeye çalışırlardı.


Epilasyonun modern dönemi ise Charles Darwin'in 1871'de yazdığı kitabı Descent of Man (İnsanın Türeyişi) kitabında doğal seleksiyon teorileri yaygınlaşmaya başladı. Bu teorilerden biri de homo sapiens öncüllerinin daha az kıla sahip olması onu cinsel açıdan daha çekici yaptığı yönündedir. Bu teorinin yaygınlaşması kılların daha da istenmemesine sebep olmuş olabilir.


1900'lerin başında üst ve orta sınıf beyaz Amerikalı kadınlarda pürüzsüz bir cilt feminen olarak nitelendirilmeye başlandı. Epilasyon üç farklı endüstrinin çabalarıyla teşvik edildi: kadınların moda endüstrisi, erkeklerin epilasyon endüstrisi ve her biri kadınların tüketici olarak yeni rolünü tanımış ve kâr elde etmeye çalışan kadın dergisi endüstrisi. İlk olarak modada etek boyu yükseldi ve bacaklardaki kılların istenmemesine sebep oldu. Sonra, kolsuz giysiler ortaya çıkarak koltuk altı kıllarının alınması gerektiği düşüncesi ortaya konuldu. Bütün bu yeni çıkmış moda akımları kadınların bacak ve koltuk altı kıllarının alınması gerektiği düşüncesine yol açtı.



Harper's Bazaar, 1914'te çıkış yapan bir kampanyada epilasyon reklamları yayınlayan ilk kadın dergisi oldu. Ardından Gillette, 1915'te koltuk altı kıllarına karşıt olan bir kampanya başlatan Milady Décolleté'yi yarattı. Özellikle "çirkin" ve "sakıncalı kıllar" ifadelerini kullanarak kadınları kıllarını kesmeye teşvik ettiler.


1940'ların modası, II. Dünya Savaşı ile birleştiğinde, Amerikalı kadınların bacaklarını tıraş etme olasılıklarının arttığı anlamına geliyordu. Savaş zamanı naylon kıtlığı, kadınların çorap giyememesine sebep oldu. Bu nedenle daha fazla kadın, 1960'larda etek giymek için bacak kıllarını almaya başladı. 1964 yılında, Amerikalı kadınların yüzde 98'i düzenli olarak bacaklarını tıraş ediyordu.


1946'da bikinilerin ortaya çıkmasıyla kadınlar bikini bölgesindeki kıllarını tıraş etmeye ya da almaya başladı. 1950'lerde ise Playboy dergisinde vücut kılları tamamen alınmış modeller tanıtılmaya başlandı ve bu sayede kadınlara kılsız olmak ideal görüntü olarak gösterildi.


1960-70'li yıllarda feminist kadınlar, tamamen kılsız vücut idealine karşı çıkmaya başladılar ama çok başarılı olduklarını söyleyemeyiz. Günümüzde ise durum biraz daha farklı, güzellik algısı değişiyor. Artık her kadın tamamen kılsız vücut düşüncesine sıcak bakmıyor ve hatta koltuk altı ya dabacak kıllarını almayı reddediyorlar.


İşin özü ise, kadın erkek fark etmeksizin, insan kendini nasıl rahat hissediyorsa öyle olabilmelidir...



Referanslar:

"The History of Female Hair Removal" (22 Kasım 2017) Şuradan alındı: https://womensmuseum.wordpress.com/2017/11/22/the-history-of-female-hair-removal/

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir İslam'da temizlik imandandır ve bu da temizliktir .yazıda bilmem kimin kimin baslattigi yaziyor ama müslümanlar dergilerden bilmem neyden ogernmemistir bunları bu sünnettir ve yeni bisey değil .
    CEVAPLA
  • Misafir Ben hiç bir yerimden çıkan kıllardan şikayetçi değilim ama yüzümde çıkıyor ve bu beni çok uzuyor ve rahatsız ediyor hiç bi çözümde bulamadım.
    CEVAPLA
  • Misafir Kılı almak temizlik degil
    CEVAPLA
  • Misafir Ayak ve kollarimda kil yok ama koltuk altimda var malesef
    CEVAPLA
  • Misafir Ben bir kadın olarak kıldan nefret ediyorum bazı kadınlar doğuştan kılsız olabiliyor ya ben yıllardır kollarımın hızlı uzamasından nefret ediyorum.. İğrenç bence temiz ten herşey den güzeldir kıllı olunca oran buran kokuyor.. Temizlik imandan geliyor derler bence insan herşey içinde olmalı..
    CEVAPLA
  • Misafir Kadinda da erkekte de kil pis görünüyor. Alınsın bence.
    CEVAPLA
  • Misafir Kadınların işi cidden zor maalesef.
    CEVAPLA
  • Misafir Kadinin kimisinde olmuyo komisinde oluyo sonucta herseyin cözümü var hormonal bozukluk yapacak bisey yok
    CEVAPLA
  • Misafir güzel
    CEVAPLA
  • Misafir Bende nefret ediyorum kıllardan imkanım olsa epilasyona gidicem ama param yok ne yapayım yokluğun gözü kör olsun
    CEVAPLA
  • Misafir Kadınlar erkeklerden daha çok dikkat etmeli
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.