Hiç düşündün mü? Her şey yerli yerindeyken bile, içini kemiren o eksiklik hissi neden geçmiyor?
Yıllar önce ben de tam olarak bu hissin içindeydim. Dışarıdan güçlü, üretken, ayakta görünen biri… Ama içimde bir yerde hep eksik kalan, tam oturmayan bir şeyler vardı. İşte o zaman anladım ki mesele dışarıyı tamamlamak değilmiş — mesele, kendinle bağ kurabilmekmiş.
Şimdi ise bu yolculuğun bana öğrettiklerini paylaşmak için buradayım. Artık bir eğitmen olarak, hayatın bir döneminde o “eksik” hissi yaşayanlara, iç sesini duymakta zorlananlara ışık tutmaya çalışıyorum. Çünkü bu duyguyu biliyorum. Yaşadım. Ve şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: İçsel barış, hayatın yönünü değiştiriyor.
Kendinle barışmak, kusursuz olmak değil. Asla “tamamlandım” diyemeyiz çünkü hayat devam ediyor. Her gün yeni deneyimler, yeni öğrenmeler, yeni yüzleşmeler getiriyor. Ama artık kendimle kavga etmiyorum. Eksiklerimi, geçmişimi, hatta kırıldığım anları seve seve kucaklıyorum. Çünkü orası büyüdüğüm yer.
Eğitimlerde bana en çok sorulan şey şu: “Nereden başlayacağım?”
Cevabım hep aynı: Kendinden. Sessizliğine, korkularına, hayallerine, iç sesine… Korkma, orada seni bekleyen çok değerli bir parça var.
Küçük ama etkili önerilerim:
Duygularını küçümseme: Ne hissediyorsan, onun geçerli bir sebebi vardır.
Sosyal medyadaki “mükemmel hayat”lara aldanma: Gerçeklik, senin içinde başlar.
Kendine sabır göster: Değişim zaman alır, ama her adım kıymetlidir.
Kendini sevmeyi “ego” sanma: En derin şefkat, önce kendine gösterdiğindir.
Destek almaktan çekinme: Birinin sana içtenlikle “yanındayım” demesi, çok şeyi değiştirir.
Sen eksik değilsin. Sadece belki biraz durmaya, dinlenmeye ve kendi iç sesini duymaya ihtiyacın var.
Sevgiyle kalın
YORUMLAR