2019’un son aylarından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsünde meydana geldiği tespit edilen bir mutasyonun, virüsün daha fazla insan hücresini enfekte etmesine yardım edeceği düşünülüyor.

ABD'nin Florida eyaletindeki Scripps Araştırma Enstitüsü'nde görevli uzmanlar, laboratuvarda yapılan çalışmada "D614G" ismi verilen mutasyonun, Kovid-19'un yüzeyindeki "fonksiyonel sivri uçların" sayısını büyük ölçüde artırdığını gözlemledi.

Virüsün bulaşıcılığı artabilir

Çalışma ekibinin lideri virolog Hyeryun Choe, kullandıkları hücre kültür sisteminde D614G mutasyonuna sahip virüslerin, bu mutasyona sahip olmayanlardan daha bulaşıcı olduğunu tespit ettiklerini söyledi.

Virüs üzerinde yapılan ilk araştırmalarda, taç görünümü veren sivri uçların virüsün insan hücrelerine bağlanmasını sağladığı keşfedilmişti. Yeni yapılan araştırmalarda keşfedildiğine göre mutasyon, bu sivri uçların sayısını ve yoğunluğunu 4-5 katına çıkararak, virüsün insan hücresine bağlanma kapasitesini artırıyor. “D614G mutasyonu” olarak adlandırılan mutasyon, aynı zamanda virüsün hücreye ulaşma yolculuğunda canlı kalmasına da yardımcı olduğu biliniyor. Scripps Araştırma Enstitüsü Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Bölümü yöneticilerinden Michael Farzan’ın açıklamalarına göre, virüsteki sivri uçlarının esnekliğinin artmasını sağlayan mutasyona bağlı olarak yaşanan değişimler, virüsün hayatta kalma süresini de artırabiliyor.

Uzmanlar D614G mutasyonunu taşıyan türlerin kişileri daha fazla hasta edip etmediğinin henüz bilinmediğine işaret ediyor.

Mutasyonlar normal kabul ediliyor

Normal şartlar altında tüm virüslerin yayılımını daha etkili hale getirebilmek, deyim yerindeyse ‘hayatta kalmak’ amacıyla bazı mutasyonlar geçirmesi tamamen doğal bir süreç. Ancak elbette insan sağlığını tehdit eden ve salgınlara neden olan virüslerin mutasyon kabiliyetleri, korkutucu ihtimalleri de beraberinde getirerek virüs ile mücadeleyi zorlaştırabiliyor. Dünya çapında viral örneklerin genetik çalışması için havuz niteliği taşıyan GenBank'tan edinilen verilere göre, Şubat ayında rastlanmayan bu mutasyon, Mart’ta dizilimlerin dörtte birinde, Mayıs’a kadar da yüzde 70'inde tespit edilmişti.