Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKHA) hastalığı, Hyalomma cinsi kenelerin hayvanlara ya da insanlara tutunması ile bulaşabiliyor ve vücut sıvıları ile bulaşan bir hastalık olduğundan, insanlar arasında da yayılabiliyor. Kanamalara ve vücutta yüksek ateşe neden olan hastalık, ilerleyen vakalarda ölümcül olabiliyor. Her kenenin bu hastalığı taşımayacağı konusuna da dikkat çeken uzmanlar, belirli önlemlere dikkat edildiği sürece hastalığın kontrol altına alınabileceği konusunda hemfikir.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada kenelerle ilgili yanlış bilinen bazı gerçeklere dikkat çekti.
1. Keneler zehirli değildir
Keneden zehirlenmek gibi bir durum söz konusu olamaz, çünkü uzmanların açıkladığı üzere, bir eklem bacaklı canlının başka bir canlıyı zehirleyebilmesi için, bünyesinde zehir bulundurması, örümcek, akrep ve arılarda olduğu gibi bu zehrin aktarılabileceği bir mekanizmaya da sahip olması gerekir. Kenelerde bu tür bir yapı bulunmaz ve dolayısıyla yapıştığı canlıyı zehirleyemez.
Keneler, yapıştıkları canlının kanını emerek beslenmeye başlarlar. KKHA virüsü taşıyan bir kene, kan emmeye başladıktan sonra virüsü 12 ila 24 saat arasında bulaştırabiliyor. Bu nedenle kenenin, yapıştıktan sonra mümkün olan en kısa sürede çıkartılması gerekiyor.
2. Yapışan keneyi herkes çıkarabilir
Keneyi çıkarmamak gerektiği ya da kenenin ancak bir uzman tarafından çıkarılması gerektiği bilgisi de yanlış. Kenenin neden olabileceği hastalıklardan korunmak için, keneyi basitçe bir ip, cımbız, hatta hiçbir şey bulunamazsa, bir yaprak yardımı ile çıkartmak gerekiyor. Keneyi mümkün olan en kısa sürede çıkarmak, neden olabileceği hastalıklardan korunmanın ilk adımı.
KKHA virüsü taşıyan keneler, çıkarılırken patladıklarında kan yolu ile virüsü iletirler. Bu kan eldeki yara veya çatlaklardan insanlara bulaşabiliyor, bu nedenle kene çıkarmaya çalışırken en çok dikkat edilmesi gereken şey, kenenin sıvılarının ellere, yüze, göze temas etmemesi.
Bir kene vücuda yapıştığında, yalnızca ağzının ucundaki bir yapı vücuda girmiş olur. Hastalık taşıması olası gövde kısmı vücuttan çıkarıldığında, virüsün neden olabileceği riskler büyük ölçüde azalmış oluyor.
3. Keneler avlanabilir
Uzmanlar, iki tür kene olduğunu vurguluyor. Birinin beslenme stratejisi, pusu kurarak beklemek. Bir hayvana veya insana temas ettiğinde, bu tür keneler tırmanarak vücuda yapışabiliyor. Diğer tür avcı keneler ise, insanı veya hayvanları metrelerce takip edebiliyor, yine vücuda tırmanarak yapışabiliyor. Bunların haricinde, uçabilen ya da ağaçlara tırmanabilen keneler de, yine şehir efsanelerinden ibaret.
Keneler çimenlik, otlarla kaplı, ormanlık alanlarda bulunabilirler. Bu tür yerlerde vakit geçirirken, özellikle sıcak yaz günlerinde, uzun bir pantolon giyip paçaları çorabın içine sokarak kapatmak, el bileklerini de benzer şekilde korumaya çalışmak en iyi önlemler. Ancak yine de, bir yolunu bulup vücudunuza tırmanmış ve yapışmış bir kene olup olmadığını kontrol etmeniz gerekir. Özellikle kol altları, ince deri olan bölgeler ve genital bölge dikkatlice kontrol edilmeli.
4. Keneler dışarıdan getirilmedi
Türkiye’de KKHA hastalığının daha önce bulunmadığını, biyolojik terör ile ülkemize getirildiğini savunan bazı şehir efsaneleri de yaygın. Doç. Dr. Ömer Orkun’un aktardığına göre: “Türkiye’de daha önce bu hastalığın görülmediği ve biyolojik terör sonucu buraya ulaştırıldığı iddiası yanlış. Hastalığı taşıyan kene çok uzun yıllardır Türkiye’de olan bir tür ve bu canlı için Anadolu habitatı çok uygun. Yani kenenin dışardan gelmiş olması söz konusu değil. Bu tür yanlış inançlar nedeniyle bazı bölgelerde hastalığın kabul edilmediğini görüyoruz. Bu yüzden insan ölümlerine neden olabilen ciddi ihmaller söz konusu.”
Kenelerle ilgili bir diğer şehir efsanesi de, Türkiye’de bir dönem korku uyandıran kuş gribi vakaları sırasında kanatlı hayvanların itlaf edilmesinin kene sorununa yol açmış olması. Bununla ilgili de herhangi bir bilimsel veri bulunmazken, uzmanlar en çok sığırlar ve yaban tavşanlarının KKHA virüsünün yayılmasına neden olabildiğini belirtiyor.
YORUMLAR