Evlilik de olsa yakın ilişki de olsa uzun süren her ilişki bir süre sonra yıpranmaya başlar. Partnerler arasında süregelen tutku ve aşk yangını sönmeye yüz tutar ve ilişki bir alışkanlık haline gelebilir. İşte bu esnada partnerler arasında “beyaz yalanlar” başlar ve yalanlar bir kere başladı mı arkası da gelir. Belki de masum bir amaç uğruna söylediğiniz beyaz yalanların bir gün gelip de ilişkinize onarılamaz zararlar verebileceğini hiç düşündünüz mü?
Beyaz yalanlar
Bu ilginç ve önemli konuyu masaya yatıran Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, beyaz yalanlar ve ilişkilerle ilgili önemli tespitlerde bulundu. Yalanı, kasıtlı veya kasıtsız olarak doğru olmayan bir şey söylemek olarak nitelendiren Keçe, yalanın günümüzde tüm bireyler için acı bir şekilde neredeyse vazgeçilmez bir hal aldığına dikkat çekti. “Hiç yalan söylemem” sözünün bile çoğu zaman bir yalan olduğunu ifade eden Keçe, kişilerin yalana çeşitli şekillerde ve koşullarda başvurabildiğini ama en çok ‘beyaz yalan’ söylendiğini kaydetti. Beyaz yalanın, adı yalan olsa da çoğu zaman masum bir niyet taşıdığını belirten Keçe, “Bu masum niyet de genellikle karşıdakini kırmamak ve üzmemektir. Beyaz yalanın en çok kullanıldığı durumların başında uzun süreli kadın erkek ilişkileri gelir. Üstelik bir de bu ilişki yıpranmış durumdaysa, partnerler beyaz yalanı can simidi olarak kullanırlar. Ama yalan beyaz da olsa yalancının mumunun yatsıya kadar yanar yanacağını unutmamak gerekir” dedi.
Neden yalan söylenir?
Peki partnerler neden beyaz yalanlara başvururlar? Psikoterapist Cem Keçe bunun temel sebebini, mevcut ilişkide süre giden düzenin devamının sağlanması olarak tarif etti. Keçe, uzun süreli ilişkilerde zamanla heyecan ve tutkunun yavaş yavaş sönmeye başladığını, partnerler arasındaki ilişkinin günlük hayatın sıradanlığında yaşandığını söyledi. Böyle olunca da bir süre sonra partnerlerin birbirlerinden sıkıldıklarını belirten Keçe, “Günlük hayatın monotonluğu ve iş-ev döngüsüne hapsolan, çoğunlukla evde birkaç saat bir araya gelen çiftler, birbirlerine ve ilişkilerine ilk zamanlarda gösterdikleri ilgi ve özeni göstermez olurlar. Günlük hayatın bir parçası haline gelen ilişkilerinde şehvet ve aşkın yerini alışkanlıklar alır. Bunun sonucunda da iletişimden cinselliğe kadar hemen her konuda sorunlar kaçınılmaz olarak kendini göstermeye başlar. Bu durumdaki çiftler genellikle sorunlarını masaya yatırıp çözüm aramak yerine, söyledikleri beyaz yalanlarla sorunlarından kaçarlar” dedi.
Söyleyene değil söyletene bak
Uzun süreli ilişkilerde partnerlerin birbirlerine açıkça söyleyemediklerini beyaz yalanların arkasına gizlediklerini belirten Psikoterapist Cem Keçe, beyaz yalanların aslında karşılanmayan beklentilerin, tatmin edilmeyen duyguların, çözülmeyen sorunların bir sonucu olduğunu ifade etti. Çiftlerin ilişkilerinde yaşadıkları boşluğu birbirlerini kırmak, üzmek, incitmek istemedikleri için kendilerini de kandırarak beyaz yalanlarla doldurmaya çalıştıklarını belirten Keçe, “Söyleyene değil söyletene bak” sözüne atıfta bulunarak, burada sadece yalan söyleyenin değil yalanla muhatap olan tarafın da mercek altına alınması gerektiğine dikkat çekti.
Çiftlerin birbirlerine en çok söyledikleri 10 beyaz yalan
Bu noktada, çiftlerin birbirlerine söylediği beyaz yalanları incelemekte yarar var. Psikoterapist Cem Keçe, uzun ve yıpranmış ilişkilerde en çok söylendiği tespit edilen 10 beyaz yalanı ve neden söylendiğini şu şekilde açıkladı:
Senden başka kimseyi düşünmüyorum: Özellikle erkeklerin en sık kullandığı beyaz yalanlardan biridir. Burada amaç bir şeylerden şüphelenmiş kıskanç partnerin nabzına şerbet vermek ve onu aslında şüphelerinin asılsız olduğuna inandırmaktır.
Sen benden daha iyilerine layıksın: Bu sözü söyleyen kişi karşı tarafa tam tersine ‘Benden iyisini bulamazsın’ mesajını vermektedir. Burada kişi partnerinden her şeyin yolunda gidip gitmediğine dair onay olmaya çalışmaktadır ve ‘Senden iyisi yok’ cevabını beklemektedir. Ayrıca bu söz ayrılmak isteyen tarafında ‘ayrılmaya bir kılıf bulması’ olarak da değerlendirilebilir.
Seni hâlâ ilk günkü gibi çok seviyorum: Bu sözün amacı partnere güven telkin etmek ve onu yok olduğu sanılan sevginin devam ettiğine dair motive etmektir. Çünkü doğası gereği uzun süreli ilişkilerde ilk günkü sevginin ve tutkunun yerini güçlü bir bağlılık duygusu alır.
Sana karşı her zaman dürüst oldum: Bu söz aslında ‘Sen de bana dürüst oldun mu?’ sorusunun başka bir ifadesidir. Amaç karşı tarafın dürüstlüğünden emin olmaktır. Ancak gerçekten dürüst davranmayanların da arkasına saklandığı bir söz olarak da değerlendirilebilir.
Sen benim ilk ve son aşkımsın: Bu da erkeklerin en ünlü beyaz yalanlarından biridir. Burada amaç mevcut durumun ve düzenin devamını sağlamaktır. Ayrıca karşı tarafa ‘Bana güven’ mesajını vermektir.
Her zaman önceliğim sensin: Hem kadınlar hem de erkekler tarafından başvurulan bu söz mevcut durumu koruma amacı taşır. Ancak bu söz kendi içinde çelişir çünkü bir kişi karşı taraf için önceliğinin hangi sırada olduğunu zaten bilir ama gerçekte olan ortada ilgi eksikliğinden kaynaklı bir rahatsızlığın varlığıdır. Kişi bunu söyleyerek partnerine güven vermeye çabalamaktadır.
Ben söyledikten sonra yapmanın hiçbir kıymeti yok: Genellikle kadınların kullandığı bir sözdür. Çünkü kadınlar akıllarından geçenin erkekler tarafından anlaşılmasını beklerler ancak böyle bir şey söz konusu değildir. Burada geçekte olan ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ dillerinin karşılıklı olarak anlaşılamaması, yani iletişim sorunudur.
Benim param senin paran: Erkeklerin sorumluluklarını üzerlerinden atmaya çalıştıkları ve üstüne üstlük kadınları da bu sorumlulukları üstlenmeleri için motive etmek amacıyla söyledikleri bir sözdür.
Sorun sende değil bende, kafam karışık, biraz zamana ihtiyacım var: Partnerlerden birinin, ilişkideki mevcut bir sorunu çözebilecek güce sahip olmadığında zaman kazanmak ve sorunu ötelemek için kullandığı bir bahanedir.
Bizi hiç kimse ayıramaz: Her çift ilişkilerine asla ayrılmayacaklarını, hiç kimsenin onları ayıramayacağını düşünerek başlar. Ancak günümüzde çeşitli nedenlerle erken ayrılıkların yaşandığını ve bu iddialı sözün gerçekçi olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir. Tipik bir erkek sözü olan bu meydan okumada amaç ilişkin kontrolünü elinde tutmak ve partnere güç gösterisinde bulunmaktır.”
Yalanı boş verin dürüst olun
Bu sözlerin bir kişi tarafından söyleniyor olmasının onun mutlaka yalan olduğu anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Cem Keçe, çiftlere bazı tavsiyelerde bulundu. Her şeyden önce bir ilişkide artık parterlerin yalan söylüyorsa, o ilişkide ciddi bir iletişim sorunu olduğunun altını çizen Keçe, “Dürüstlük ne olursa olsun, cezalandırılacağınızı düşünseniz bile elden bırakmamanız gereken bir olgu olmalı” dedi. Sorunların, ufak tefek yalanlarla halının altına süpürülmesinin asla kalıcı bir çözüm olmayacağını ve yaşanan sıkıntıların daha da büyüyerek ilişkiye büyük zararlar vereceğini vurgulayan Keçe, başta evlilik olmak üzere yıpranan uzun ilişkiler için tek çıkar yolun ‘Uzun yol bakımı’ olduğunu kaydetti.
Tutku ve şehveti geri çağırın
Keçe şunları söyledi: “Yalana başvurmak yerine, tıpkı belli bir yol kat ettikten sonra arabaya yapılacak periyodik bakımlar gibi, belli bir zaman kat ettikten sonra da evliliğinizi bakıma alın. Evliliğin de araba gibi zaman içinde yıpranması doğal bir süreçtir. Arabanın kullanım ömrünü uzatmak ve olası yol kazalarını önlemek için yapılan bakımlara gösterilen dikkat ve hassasiyet, evliliğin ömrünü uzatmak ve evlilik yolculuğundaki yol kazaları olan aldatma sorunu ile karşılaşmamak için de gösterilmelidir. Evliliğe de heyecan, ilgi ve şehvet katacak değişiklikler yapılması önemli ve gereklidir. Ancak eğer kendinizde evliliğinizin sıradanlığını bitirecek gücü bulamıyorsanız, bir evlilik terapistinden destek almayı seçenek olarak değerlendirmekten çekinmeyin.”
YORUMLAR