Aşağıdaki durumlarda hamileliğiniz ‘riskli gebelik’ olarak kabul edilebilir:

  • Yaşınız 35’in üzerindeyse ya da 18’in altındaysa
  • Baba adayının yaşı 40’ın üzerindeyse
  • Eşinizin ya da sizin mesleğiniz gebeliğiniz üzerinde olumsuz etki yaratacak bir durum oluşturuyorsa
  • Eşinizle aranızda akrabalık varsa

Hamileliğin riskli bir durum oluşturup oluşturmayacağını anlamak için ise şu bilgiler değerlendirilir:

  • Anne adayının kan grubu
  • Anne adayının gebelik öncesi vücut ağırlığı
  • Anne adayının boyu
  • Anne adayının jinekolojik hastalıkları
  • Anne adayının diğer hastalıkları
  • Baba adayının hastalıkları
  • Ailelerde kalıtsal hastalıklar
  • Anne adayının alışkanlıkları
  • Daha önceden yaşanmış gebelik(ler)
  • Yaşanmakta olan gebeliğe ait özellikler

Yukarıdaki risk faktörlerinden hiçbiri bulunmayan bir anne adayının gebeliği düşük riskli gebelik olarak takip edilir ve bu anne adayının sağlıklı bir gebelik, doğum ve doğum sonrası yaşama olasılığı ve bebeğinin de sağlıklı olma olasılığı oldukça yüksektir.



Anne adayının gebelikte düşük riskli gebelik kategorisinden yüksek riskli gebelik kategorisine alınmasını sağlayan durumlar oldukça fazla sayıdadır ve her birinin yaratacağı muhtemel sonuçlar eşit değildir. Bu yüzden risk oluşturan her durumun takibinde farklı yollar izlenir.


Amaç anne adayının ve/veya da bebeğin hayatını tehlikeye atabilecek durumların erken saptanması, tedavi edilebileceklerin tedavi edilmesi ve bazı durumlarda da erken doğum kararı verilmesidir.



Anne adayının yüksek riskli gebelik kategorisine alınmasını sağlayan durumlar:


1) Anne adayının kendisinin belirttiği yakınmalar:

Bunun en iyi örneği bebek hareketlerinde hissedilen azalmadır.


2) Doktor muayenesinde saptanan özellikler:

Ellerde ve yüzde belirgin şişme, tansiyon yükselmesi hiçbir şikayet olmasa da preeklampsi habercisi olabilir.

Anne adayının belirttiği ve muayenede uterustan geldiği gözlenen kanama her zaman daha yakın takip gerektirir ve çoğu durumda gebeliğin belli bir dönemlerinde kanama geçiren anne adayları gebeliklerinin geri kalan kısımlarında yüksek riskli gebelik olarak izlenirler.



3) Laboratuvar incelemelerinde saptanan durumlar:

İleri derecede anemi (kansızlık) veya diğer kan parametrelerinde "bozulma", kan uyuşmazlığı olan bir çiftte IDC titresinin yükselmesi, üçlü testte AFP'nin yüksek çıkması, şeker tarama testinde ya da şeker yükleme testinde patoloji saptanması bu açıdan en sık görülen durumlardır.


4) Ultrasonografide saptanan durumlar:

İkiz ve diğer çoğul gebelik şekilleri yaratabilecekleri muhtemel sorunlar nedeniyle her zaman yüksek riskli gebelikler olarak takip edilirler. Fetus sayısı arttıkça erken doğum yapma riski artar. Çoğul gebeliklerde diğer muhtemel sorunlar gebeliğe bağlı yaşanacak olağan sorunların daha şiddetli olması, preeklampsi ve gebelikte diğer normal dışı durumların çoğunun ortaya çıkma riskinin daha fazla olmasıdır.


Ultrasonografi ve/veya doppler incelemesinde fetus ve/veya plasentayla ilgili saptanan çeşitli durumlarda durumun niteliğine göre anne adayı, bebeğinde ve/veya kendisinde (doppler incelemesinin patolojik çıkması durumunda olduğu gibi) gelişebilecek muhtemel durumlar açısından yüksek riskli gruba alınabilir.


Rutin ultrasonografide bebekte makrozomi ("irilik") saptanması, gelişme geriliği saptanması, bebeğin sıvısında azalma (oligohidramnios), artma (polihidramnios) saptanması anne adayının yüksek riskli gebelik kategorisinde takip edilmesini gerekli kılar.


  • Makrozomi (bebeğin haftasına göre olması gereken ağırlığın üst sınırının üzerinde olması) çoğu durumda bir patolojiye işaret etmezken altta yatabilecek muhtemel bir gestasyonel diyabetin (gebelik şekerinin) araştırılmasını gerektirir.


  • Benzer bir şekilde gelişme geriliği (bebeğin haftasına göre olması gereken ağırlığın alt sınırının altında olması) çoğunlukla bir patolojiye işaret etmezken gerçek bir intrauterin gelişme geriliği (İUGG) beraberinde bazı sorunları getirebilir.


5)Gebeliğin doğal seyrinde ortaya çıkan durumlar:

Gebeliğin herhangi bir döneminde yaşanan normal dışı bir durum tedavi edilmiş olsa veya ilerleme göstermemiş olsa da aynı durumun tekrarının erken tanınabilmesi için anne adayları daha yakın takipte tutulurlar. Bu "normal dışı" durumlar arasında bu kurala uymayan tek durum erken gebelik döneminde görülen aşırı bulantı ve kusmadır. Başka bir nedene bağlanamayan hiperemezis durumunda gebeliğin ilerleyen dönemlerinde normal dışı durumların ortaya çıkma riskinde azalma olduğu dikkati çekmekle birlikte bunun nedeni henüz anlaşılabilmiş değildir. Yani geçirilmiş hiperemezis yüksek riskli bir durum olarak kabul edilmez.


Anne adayının gebeliği 42 haftayı tamamladığında (bu süre doktordan doktora değişebilir ve sıklıkla 40 hafta 10 gün sınırı kabul edilmektedir) gebelikte miat geçmesi söz konusu olduğundan bu gebelik doğuma kadar yüksek riskli olarak değerlendirilir ve bu şekilde takip edilir.




Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.