Bir zamanların efsanevi modeli, Yves Saint Laurent’in gözdesi, Fransa’da cumhuriyetin ve bağımsızlığın simgesi, L’Oréal Paris’in 15 yıldır güzellik elçisi...

Kameralarla dostsunuz yani?

Bir oyuncu olarak, kusursuz bir cilde sahip olmak sürekli kamera önünde olduğunuz için en gerekli şey. Yakın çekimlerin hiç acıması yok, her şeyi açık seçik gösteriyorlar.

Kremlerde aradığınız nedir?

L’Oréal Paris Skin Perfection’ın fabrikasını gezme ve kremi geliştiren bilim insanlarıyla konuşma fırsatım oldu. Doğallığı sevdiğim için bana uygun olduğunu gördüm. Bir zamanların efsanevi ismi Laetitia Casta’yı kısaca hatırlayalım. Çok değil, 17 yıl önce keşfedildi. 1996’da Vogue Paris’in eylül sayısında yer alınca Victoria’s Secret’ın kendisini keşfetmesi de zor olmadı. 1998’de Rolling Stones Dergisi tarafından “Yaşayan En Seksi Kadın” seçildi. Brigitte Bardot’yu andıran fiziğiyle; Jean Paul Gaultier, Yves Saint Laurent, Chanel gibi ünlümarkaların reklamlarında yer aldı. Hatta dedikodulara göre Yves Saint Laurent ona karşı boş değildi! Bardot’ya benzerliği israf edilmedi, zaten 2011’de Bardot’yu canlandıracağı “Gainsbourg: A Heroic Life” filminden önce 2000 yılında, Fransa’da cumhuriyetin simgesi olarak, “Marianne” seçildi. Ve evet, ilkMarianne Brigitte Bardot idi.

Neredeydin laetıtıa?

Uzun zamandır Casta’dan pek haber alamadık çünkü 2001’de Sahteene adını verdiği kızından sonra sinemaya ağırlık verdi. Casta, ilk olarak “Asterix ve Oburiks Sezar’a Karşı” filmindeki Falbala rolüyle kamera karşısına geçti. 2. Dünya Savaşı Fransa’sını anlatan “Mavi Bisiklet” adlı TV filminde rol almasıyla, oyunculuğunu kanıtladı. 2011’de, Brigitte Bardot’yu canlandırdığı “Gainsbourg: A Heroic Life” filmindeki rolüyle “Sezar” ödülüne aday gösterildi. İtalyan aktör Steffano Accorsi ile evli olan Casta, kariyerini ilerletmeye çalışırken 3 çocuk doğurdu. Yıllar, çekimler, evlilik ve çocuklar yüzüne olgunluk getirse de hâlâ güzel. Ancak bunun için çaba sarf ettiğini de gizlemiyor. Estetikten bahsetmiyoruz zira pek çok yıldızın ilk olarak dokunduğu dişlerine bile dokundurtmadı ünlü yıldız. Onlar doğallığının alametifarikasıydı... İlk günden bu yana yuvarlak hatları ve dişleriyle çokmutlu, hattamükemmelliğin sıkıcı olduğunu düşünüyor. “Kendimi bu endüstri için değiştirme fikrini sevmedim. Dişlerimi ve vücudumu değiştirmek için açlığamahkûm olmak gibi şeyler yapsaydımkendime olan saygımı yitirirdim. Birmodelin öne çıkmasını sağlayan, benimörneğimde dişlerimgibi küçük kusurlar. Mükemmellik sıkıcıdır” diyor. Belki de bu nedenle 1998’den beri L’Oréal Paris’in güzellik elçisi... Ancak herkes gibi o da yaşlanmaktan korkuyor. Bıçak altına yatmasa da güzelliğini korumak için bakın neler yapıyor?

30’larındaki kadınlar mükemmel bir cildin hayalini kuruyor. Güzel cilt tanımınız nedir?

Güzel bir cilt parlak, yumuşak ve doğal olmalı. Ama tabii ki bir kadının başkalarının yanında kendini rahat hissetmesiyle de alakalı. Cilt ruhun yansımasıdır. Güzel bir insan ışık saçar. Bir oyuncu olarak, gerçekten inandığınız, sizi derinden etkileyen ve sizde bir yankı uyandıran projelerde çalışmanız büyük önem taşır. Güzel bir cilt, dış etmenlerle sınırlı değil. İnsanların gerçek benliğini yansıtan birleşik bir oluşumdur.

Güzel bir cilde sahip olmanın püf noktaları nelerdir?

Cilde çok iyi bakmak elbette! Özellikle de cildiniz çok baskı altındaysa... Kendi adıma konuşmam gerekirse, her gün çekimlerde sürekli makyaj yapıp o makyajı çıkartmakla uğraştığım için cildim hep dış etkenlere maruz kalıyor. Her gün mutlaka mümkün olduğunca kendime vakit ayırıp cildime bakıyorum.

Nasıl?

Koruma amacıyla mutlaka temizliyorum ve ardından da nemlendiriyorum. Buna bir de sevdiğiniz insanlarla birlikte mutlu vakit geçirme eklenince, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. İnsan her istediğini yapma gücünü kendinde buluyor.