Bundan dört yıl önce müzisyen arkadaşlarımızla bir piknikteydik. Müzisyenler ile enstrümanları arasında belki de aşk diye ifade edilebilecek tutkulu bir bağlılık vardır. Enstrümanlarını yanlarından hiç ayırmazlar, her birinin oto bagajında çalgıları için özel bir yer ayrılmıştır. Akşam serinliği gelince piknikte şarkılar söylemeye başladılar. Derken bagajdan enstrümanlar çıktı. Hava pek güzeldi. Hepimiz şarkılara katılıyorduk. Müzisyenlerden biri, bir arkadaşımızın yeni emekli olan eşine “Hanımefendi ne güzel sesiniz, ne duyarlı kulağınız var. Ne kadar zamandan beri müzikle uğraşıyorsunuz?” diye sordu. Öğrendik ki lise ve üniversite yıllarında bir koroda çalışmış, iş yaşamı, evlilik ve çocuklar nedeniyle son 25 yılda evde mırıldanmaktan başka müziğe zaman ayıramamış. Müzisyen arkadaşlarımızın takdiri karşısında en büyük heyecanı hanımefendinin eşi duydu. Şarkılar bittikten sonra eşinin müzik çalışmalarına nasıl katılabileceği hakkında uzun uzun bilgiler aldı.


Bir yıl sonra bizi konsere davet etmişlerdi. Hanımefendi sahnede solo yapıyordu. İki yılda dört kez katıldığımız konserlerinde dört ayrı solosunu izledik. Bu yıl yine davet ettiler. Hocası hanımefendiye beş şarkılık özel bir solo bölümü ayırmış. Assolist edası ve başarısı içinde müthiş bir konser verdi. Uzun uzun alkışlandı. Eşinin gözlerinin içi gülüyor, çocuklarıyla birlikte fırlamış ayakta alkışlıyordu. Piknikte birlikte olduğumuz bir arkadaşım kulağıma eğildi “Görüyor musun? Takdirin, teşvikin ve sevginin yarattığı amatör bir sanatçı doğmuş” dedi. Konser sonrası arkadaşım bizleri çaya davet etmişti, “Son iki yılda yaşamımız değişti. Evimiz müzikle doldu. Emeklilikte eşimin yaşlılık kompleksine düşeceğinden korkuyordum. Şimdi her gün biraz daha tazeleniyor, daha gençleşiyor. Müzik coşkusunu, artırıyor yaşamdan daha çok zevk alıyor. Çalışmaya doymuyor. Evimiz daha huzurlu, düzenli, neşeli, süslü, cıvıl cıvıl” diye heyecanını aktarıyordu.


Hemen başka bir arkadaşımın eşi aklıma geldi. Zengin hobileri olan, her hobiyi profesyonellik düzeyine ulaştırabilen çok yetenekli bir hanımdı. Eşi geleneksel bir aile yapısı içinde yetişmişti. “Kadının yeri evinin içi, çocuklarının bakımı ve eşinin hizmetidir” derdi. Bu tutumuyla eşinin tüm yeteneklerini evin içine gömdü. Geliştirme olanağı tanımadı. Heyecan bırakmadı sürekli izledim, istekleri içinde gömülü kalan kadıncağız neredeyse her yıl iki yaş birden yaşlandı. Konser çıkışı baktım, yaklaşık her ikisi de aynı yaşta olmasına karşın sahnedeki hanımın ablası gibi görünüyordu. Gözlerindeki ışıltı ise mukayese edilemeyecek kadar azdı.


Herkes kendi eliyle, kendi takdir ve teşviki ile kendine başarılı, coşkulu, sevinçli, mutlu bir eş, bir çocuk, bir ortak veya arkadaş yetiştirebilir. Onları yüceltirken kendisi de onlarla birlikte gelişir, yücelir. Yaradan hepimize önemli güçler ve yetenekler vermiştir. Kimileri onu takdir edip birlikte geliştirecek, yol ve ufuk açacak insanlarla karşılaşır başarılı ve mutlu olur. Kimileri de yeteneklerinin farkında olmayan veya yeteneklerini kıskanan insanlarla karşılaşır, arzuları, yetenekleri gelişemeden, hatta ortaya dahi çıkamadan kalır.


Çevrenizde güçlü, özgüvenli, yetenekli, başarılı insanların yetişmesine olanak tanıyınız. Siz de güçlü ve güvenli yaşayınız.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.