Egomuz sağlıklı bir dengeye kavuşmak için çalışır ancak zorlu deneyimler ve durumlarda bazı sağlıksız durumlar gelişebilir. Günlük hayatta kullandığımız ancak sıklaştıkları ve sürekli hale geldikleri zaman problem yaratan savunma mekanizmalarını yakından tanıyalım.
Bugüne kadar en az bir tanesini duyduğumuz ancak çoğunlukla fark etmeden kullandığımız savunma mekanizmalarını tanımak sağlıklı bir psikolojik duruma kavuşmak iyi bir başlangıç. Egonun kullandığı savunma mekanizmaları çoğunlukla psikologlar tarafından tespit edilseler de bunlar hakkında kendi kendinize farkındalık başlatmanız da mümkün. Savunma mekanizması biçimlerini uygun ölçüde kullanmadığınızı görüyorsanız, bir terapist yardımı alma zamanı gelmiş olabilir.
Egonun savunma mekanizması ne demektir?
Savunma mekanizması kısaca, kişinin kendini kabul edilmesi zor duygu ve düşüncelerden korumasına yarayan ve bilinçsizce ortaya çıkan psikolojik stratejiler olarak tanımlanır. Örneğin sinirlilik halinin nedenlerini araştırıyorsanız bunun bir hormon veya fizyolojik sebebi olduğunu farz etmeden önce temelde yatan asıl sebebe inebilir, bunun için günlük hayatta sık kullandığınız bazı davranışlara göz atabilirsiniz.
Stresli veya üzücü durumlarda yaşanan savunma mekanizmalarının temelini, ilk olarak Sigmund Freud’un bahsettiği ego savunmaları oluşturuyor. Freud, çalışmalarında bir dizi ego savunmasına dikkat çekmişti. Kızı Anna ilerleyen yıllarda bunları derledi ve takip eden yıllarda başka psikanalistlerin de eklediği bazı savunma mekanizmaları ile liste genişledi.
Neden savunma mekanizması geliştiririz?
Tehdit altında hissettiğimiz zaman kaygı veya suçluluk gibi duygular gelişir. Ayrıca Freud’un bahsettiği şekilde ego, id ve süperegomuz arasında çatışma meydana geldiğinde ortaya çıkan duygulardan korunmak için savunma mekanizmaları geliştiririz ve duygularla baş etmek zor olduğunda bunları farkında olmadan kullanırız. Başka bir deyişle ego, kendi dengesini kurabilmek için çeşitli savunma mekanizmaları üretir.
Savunma mekanizmaları bilinçdışı seviyede çalışır ve kaygı ağırlıklı rahatsız edici duyguların ortadan kaldırılmasına veya iyi şeylerin daha iyi hissettirmesine yardımcı olmaya yarar. Egoya ait savunma mekanizmaları aslında doğal ve normal kabul edilebilir ancak orantısız şekilde kullanılmaya başlandıklarında anksiyete, fobi, takıntı, histeri veya nevroz gelişir. Örneğin “Sinirlilik” olarak tabir edilen birçok durum aslında psikologların depresyon ve bazı psikolojik bozuklukların işareti olarak ele aldıkları, yüzeydeki sebep olarak görünür.
Egonun savunma mekanizmaları hangileridir?
Çok sayıda savunma mekanizması bulunur ancak günlük hayatta en çok rastlanılanlar şunlardır:
Bastırma
Rahatsız edici, kaygı uyandırıcı, tehlikeli olabilecek düşüncelerin, anı ve deneyimlerin bilinç düzeyine çıkmasını önlemek için ego tarafından kullanılan bilinçdışı bir mekanizmadır. Bastırma, sıkça kullandığımız bir mekanizma olsa da uzun vadede çok başarılı bir savunma şekli değildir çünkü rahatsız edici istekleri, fikirleri veya anıları bilindışına itmek anksiyete yaşamaya sebep olur. Bastırılmış duygular, düşünce ve istekler bilinçaltı yollarla, örneğin dil sürçmeleriyle açığa çıkar. Bilinçli olarak bastırma davranışları da günlük hayatımızda bulunur ancak farkında olmadan başvurduğumuz bir savunma mekanizması olarak bastırmanın çok tipik bir örneği vardır. Freud’un teorisindeki, karşı cins ebeveyne yakınlık ve diğer ebeveyni safdışı etme dürtüsü olarak özetlenebilecek Odipus kompleksinden dolayı, hemcins olan ebeveyne karşı gelişen öfkeli düşünceler bastırılabilir.
Ret / İnkâr
Dış olaylara farkındalıkla bakılmasını engeller. Eğer bazı durumlar halledilemeyecek kadar ağır bir duygusal yük getirirse, kişi o deneyimi reddeder. Örneğin sigara içen kişiler sigara içmenin kendi sağlıkları için zararlı olduğunu kabul etmeyi reddedebilir. Ölmüş bir yakını halen ölmemiş gibi davranmak da buna örnektir. Tehlikeli veya üzüntü, kaygı yaratacak bir gerçeğin ağır gelmesi durumunda görülen bir savunma mekanizmasıdır.
Yansıtma
Kişinin kendinde bulunan ve onu rahatsız eden özelliklerini başka kişiye aitmiş gibi yansıtmasıdır. Kişinin kendine olan ama benliğinin kabul edemediği özellik, duygu, motif ve düşünceleri başka bir kişiye atfetmesi ve o kişiye yüklemesidir. Örneğin bir yakınınızdan nefret ediyor olabilirsiniz ancak süperegonuz böyle bir nefretin kabul edilemez bir duygu olduğunu söylüyorsa, sizden nefret edildiğine inanarak problemi bilinçdışınız aracılığıyla “çözüyor” olabilirsiniz. Eşini aldatan birinin başka biriyle tartışması esnasında o kişiye konudan bağımsız olarak “ahlaksız!” diyerek tepki göstermesi buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Yer değiştirme
Bir dürtünün, örneğin saldırganlığın güçsüz bir ikame hedefine doğru yönlendirilmesidir. Hedef, sembolik olarak asıl kaynağın yerine geçen bir kişi veya nesne olabilir. Örneğin iş yerinde patronu tarafından azarlanmış biri eve geldiğinde köpeğine karşı sert davranabilir. Benlik için tehlikeli olabilecek bir dürtü, kabul görebilecek bir alana kaydığında da yer değiştirme yapılmış olabilir. Spor salonunda kum torbasına yumruk atmak buna bir örnektir ve duygusal yönden dengelenmeye yarayabilir.
Gerileme
Stresle karşı karşıya kaldığınızda fizyolojik olarak sizi zamanda geriye götüren bir hareket/durumdur. Örneğin herhangi bir durumda strese giren bir çocuk, bunun stresiyle parmağını emmeye veya yatağını ıslatmaya başlayabilir. Kardeşi doğan ve ihmal edildiğini hisseden çocuk, tekrar daha küçük yaşta yaptığı şeyleri yapmaya başlayabilir.
Yüceltme
Saldırganlık gibi bir dürtüyü, ikame bir nesne ile tatmin etmek olarak tanımlanır. Cinsel dürtüler, bazı duygular ve dürtüleri yararlı ya da kabul edilebilir bir alanda kullanmak, bilince bir başarı duygusu yaşatır. Örneğin enerjiyi spora yönlendirmek ve sporda başarılı olmak için çalışmak, duyguları yapıcı bir şeye yerleştirmenin bir örneğidir.
Rasyonalizasyon
Duyguları bir mantığa oturtma çabası veya kabul edilemez davranışların belli bir mantıkla ilişkilendirilmesi rasyonalizasyon örneğidir. Hatalı kabul edilebilecek veya anlamsız davranışları başka bir sebebe bağlarken görülür. Akla yatkın hale getirme, ussallaştırma olarak da isimlendirilir.
Tüm bunların yanı sıra başka birçok savunma mekanizması da bulunur. İçe yansıtma-bürünme, hayal kurma, ayrıca unutma ve bayılma nöbetleriyle ilişkili gösterilen çözülme-ayrıştırma yani dissosiasyon, saplanma, kendinizi bir yakınınızla özdeşleştirerek benimseme-model alma-örnek edinme, güçlü kişilerin boyunduruğu altına girerek ve kurallara körü körüne bağlı kalarak boyun eğme, bastırılmış duyguların fiziksel bedende bayılma, ağrı gibi yansımaları olarak çevirme-döndürme şeklinde görünen çeşitli savunma mekanizmaları sık tekrarlandığında veya sürekli hale geldiğinde bir psikoterapist yardımı almak ve psikolojik iyi oluş hali üzerinde çalışmak gerekir.
Savunma mekanizmaları olumlu şekilde de kullanılabilir
Hayal kurma, yerini doldurma, yer değiştirme, yüceltme, örnek alma, sembolleştirme gibi savunma mekanizmaları ise uygun şekilde kullanılmaları halinde kişiyi olumlu şekilde dönüştüren mekanizmalar olarak tanımlanır.
Birey, içinde bulunduğu durumun farkında olmayabilir ancak yaşamda meydana gelen zorlanmalar, psikolojik durum üzerinde çalışmaya başlamak için yeterince iyi bir sebeptir. Örneğin gerçek ya da hayali eksikliklerinizi başka bir konudaki yeteneklerinizi çok fazla ön plana çıkararak yerini doldurma-telafi etme yani kompanse etme mekanizmasını kullanıyor olabilirsiniz. Savunma mekanizmaları bilinçli ve yararlı şekilde kullanılmak yerine dış dünyayla ilişkileri ve günlük yaşamı zorlaştıran hale geldiğinde bir problem olduğunu düşünmek yerinde olur.
Savunma mekanizmalarını fark etmeniz önemli bir başlangıçtır. Bunların yarattığı sıkıntılar konusunda yardım almak ise önemli bir dönüşüm başlatabilir.
Derleyen ve çeviren: Senem Tahmaz
Referanslar: “Defense Mechanisms” (2019) Şuradan alındı: https://www.simplypsychology.org/defense-mechanisms.html
YORUMLAR