"Çocuklarımızı eleştirdiğimizde bizi sevmekten vazgeçmezler, kendilerini sevmekten vazgeçerler."

Travma konusunda dünyanın en önde gelen uzmanları arasında yer alan Gabor Mate’ye ait bu sözler. Çocuklarımızla olumsuz birşey yaşadığımızda ilişkimizin zarar gördüğünü, aramızdaki bağın zedelendiğini ve bizi sevmekten vazgeçeceklerini düşünürüz. Oysa bir çocuk anne/babası ile ne kadar olumsuzluk yaşarsa yaşasın, anne/baba çocuğuna nasıl davranırsa davransın, o çocuk aslında anne/babasını sevmekten vazgeçmiyor, daha da acısı, kendisini sevmekten vazgeçiyor.

Tıpkı bizim de çocukken yaptığımız gibi.


Çocuklarımızı eleştiriyoruz, onlara zaman zaman kızıyoruz. Çünkü onlara baktığımızda olanı görmüyoruz, olmasını istediğimize odaklanıyoruz.

Tıpkı çocukken bize yapıldığı gibi.

Tıpkı şu an yani yetişkin halimizle kendi kendimize yaptığımız gibi.


Çocuklarımıza baktığımızda, çoğu zaman "burası tamam, ok, bu haliyle hersey yerli yerinde’" diye hissetmiyoruz. Hep düzeltilecek birşey buluyoruz. Oysa şunu unutmamak gerekir ki düzeltmeye çalıştığımız herşey ve herkes tarafından tehdit olarak algılanırız, kendimizi düzeltmeye çalıştığımızda bile kendimiz kendimizi tehdit olarak algılarız.


Çocuklarımızı da kendimizi de kafamızda yarattığımız ideal bir şeylere çekip duruyoruz. Çünkü kendimizi bu dünyada güvende ve ait hissetmiyoruz. Baktığımız gördüğümüz her şeyde; yüzümüzde, bedenimizde, işimizde, evimizde, arkadaşımızda, çevremizde, dünyamızda sürekli düzeltilecek, eleştirilecek bir şey aramak, sürekli daha iyisi için koşmak, çoğu zaman farkında olmadan otomatik yaptığımız bir davranış kalıbı. İnsanoğluna doğuştan gelen ve bu dünya düzeninde çokca pekiştirilen eksiklik ve yetersizlik hissi kökenli güven arayışına dayalı, atalarımızdan bize miras bir otomatik davranış kalıbı bu. Hayatta kalabilmek için böyle davranmaya evrilmişiz.


Fakat ne var ki o TAMAM olma hissini bu yolla elde edemeyiz, bize dünyaları verseler fark etmez, bu koşturmacanın hiçbir zaman sonu gelmez. Peki ne yapmalı, nasıl güvende ve ait hissetmeli, çocuklarımıza da bunu geçirmeli?


Belki ilk adım hep bir şeyleri düzeltmeye çalışmak yerine yargısız, yorumsuz, telaşsız bir yerden sadece izlemek olabilir. Şunu düşünün bir an için; olanı, onları, kendimizi, dünyayı olmasını istediğimiz değil de olduğu haliyle görmek ve kabul etmek nasıl olurdu?


Çocuklarımız için hep en iyisi peşindeyiz. Oysa onlar için en iyi tek birşey var bizim iyi oluş halimiz! Çocuğa anne/babası nasıl harika bir yaşam sunarsa sunsun, ne söylerse söylesin, ne alırsa alsın, o anne/baba eğer kendi içinde tamam değilse, bu dünyada kendini olduğu haliyle güvende ve tamam hissetmiyorsa çocuğa bu direkt geçiyor. Sunulan hiçbir şey çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamıyor. Önce biz iyi olmalıyız. Önce biz içimizdeki o bitmek bilmeyen telaşa bir bakmalıyız. Önce biz kendimize dünyaya ve çocuklarımıza bakarken, olmasını istediğimizin yıkıcı etkisinde kalmadan, onları olduğu halleri ile görmeliyiz.


Bu, anı yok eden, telaşlı tüketen ve sonu olmayan koşturmacayı görüp, bu döngüyü farkedip dur demezsek çocuğumuz da kendine ve kendi çocuğuna bunu yapacak.


Güvenli bir anne/baba-çocuk bağlanması, sağlıklı bir anne/baba çocuk ilişkisi, ancak kendiyle sağlıklı bağlanabilmiş, kendini seven, dışarıya değil kendi iç dünyasına hizalı bir yaşam süren, yetişkin bir anne ve olduğu haliyle kabul gören bir çocuk arasında olabilir.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yazısının ana konusu çocuk-ebeveyn ilişkisi ile ilgili olmasına rağmen, çocuksuz birisini kendiyle ilgili farkındalığını arttıracak kadar etkileyen bir hocadır Kader hoca. Elinize sağlık, çok güzel olmuş Kader hocam ????
    CEVAPLA
  • Misafir Bunu bizzat yaşayan anne olarak eğitiminiz sayesinde bu sorunumu gördüm, ben iyileştikçe çocuğumla ilişkim değişti doyumu yaşadım ne büyük mucize benim için❤️
    CEVAPLA
  • Misafir Çok anlamlı bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.