İstatistiklere göre Türkiye’de bir yılda evli insan sayısı yüzde 5,2 azalmış. Böyle sürerse 10 yıl sonra evli insan sayısı yüzde 52 azalacak demektir.


Son yıllarda en çok yapılan ve satılan konut tipi tek odalı daireler. Hatta hiç odasız daireler bile var. Bir kapıdan giriyorsunuz; mutfak, banyo oturma ve yatak bölümü hepsi 30–40 metrekarelik tek bir bölüm içinde, ancak yalnız bir insanın tek başına yaşayabileceği büyüklükte. Kiracıyı en hızlı tek odalı veya odasız konutlar buluyor. Nedeni: Boşanmaların ve bekârların artışı… İnsanlarda yalnız yaşama isteği her gün biraz daha çoğalıyor. İşi az, temizliği kolay küçük daireleri tercih ediyorlar.


Bekârlık kolay değildir. En zor yanı ise yalnızlıktır. Yalnızlık insanı zorlar; bunalım, stres ve korku yaratır. Biraz daha ileri giderse insanları depresyona düşürür. 45 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir işkadını ile görüşmem gerekiyordu. Onu yakından tanıyan bir arkadaşı beni uyardı. “Bekârlık canına tak etti. Yalnızlık nedeniyle depresyona düşmüş gibi bir hali var. Hele doğurganlık dönemlerinin sonuna geldiğini hissetmek onu çok asabileştirdi, görüşürken dikkatli ve sakin ol” dedi.


Çok başarılı bir işkadını görüntüsü vardı ama biraz dikkat edince gerginliği her halinden belli oluyordu. Arkadaşının ifadesine göre psikolojik destek alıyormuş. Tüm gençliğini başarı ve bulunduğu yere ulaşabilmek için gece-gündüz çalışarak geçirmiş. Bu denli güzel bir yüz ve fizik ile neden bir eş bulamadığını arkadaşıma sordum. “Önünde hedefleri vardı. Onlara ulaşmadan evlilik sorumluluğu altına girmek istemedi. Çok teklifler aldı fakat başarıya giden yolunu kesmek istemedi” dedi. Geçen hafta 58 yaşında olan ve eşini kaybeden ünlü bir işadamından evlilik teklifi almış. Şoka uğramış. Onun gönlünden 35–40, en fazla 45 yaşında bir adam geçiyormuş. Bu şok üzerine arkadaşına bir itirafta bulunmuş. “20’li yaşlardan sonra elde ettiğim her şeyi iade edip o yaşlarda peşimde koşan gençlerden birisiyle evlenmek için ulaştığım tüm başarılardan vazgeçebilirim. Başka hangi özverilerde bulunabileceğimi bir bilsen…” demiş. Bu şok üzerine depresyonu daha derinlere inmiş. Geçmişini hatırlıyor, sürekli kendini suçluyor ve yargılıyormuş. Hatta suçlaması öyle ilerilere gitmiş ki, “Yaşamıma ve çocuk sahibi olmama engel olan işimi artık eskisi kadar sevmiyorum” bile diyebilmiş. Gördüğünüz gibi hanımefendide yalnızlığın yarattığı sorunlar her gün biraz daha büyüyor, yalnızlık ve depresyon problemine bir de kendini ve işini sevmemek dâhil oluyor.


İnsan aşkla her zaman karşılaşamaz. Yaşam, hayata hazırlanma dönemi, başarılara ulaşma dönemi, evlilik dönemi gibi kesin çizgilerle ayrılamaz. Yaşam su gibi akar gider. Sizin fırsatları yakalamanız ve bardağınızı doldurmanız gerekir.


Yaşamınızı düzene koymak ve ulaşabilecek bazı hedefler belirlemek ile yaşamınızı paylaşacak karşı cinsten birini bulmak ayrı ayrı şeyler değildir. Hepsi de yaşamın gerekleri ve gerçekleridir. Birbirlerini tamamlarlar. Ayrıca şunu iyi bilmeniz gerekir ki, ne koyduğunuz hedefler, ne de kurduğunuz düzenler aşkta pek bir işe yaramaz. Aşkın kendine özgü kuralları vardır. Bekârlıktan kurtulmanın tek koşulu bu yolda istekli olmak ve aşkı aramak için kararlı bir şekilde yola çıkmaktır.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.