Solunum yolu enfeksiyonları dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalıkları arasındadır. Grip ani başlayan, ateşli bir solunum yolu hastalığı yapan ve influenza virüslerinin etken olduğu viral bir hastalıktır.Virüs hemen bütün yaş gruplarını etkiler. Sağlıklı çocuklarda genellikle kendi kendini sınırlayabilen, basit ateşli enfeksiyon olsa da bazen akciğer, kalp, beyin, karaciğer ve kas gibi birçok organı etkileyen bozukluklara, özellikle iki yaş altı çocuklarda ciddi yaşamı tehdit eden viral ya da ikincil bakteriyel enfeksiyonlara sebep olmaktadır.
Grip nedeniyle hastaneye yatış oranı en sık iki yaş altında, özellikle altı ay altı çocuklarda fazla olması hastalığın önemini öne çıkarır. İnfluenza enfeksiyonunun etkeni, influenza A, B ve C olmak üzere üç ayrı tipte sınıflandırılan virüslerdir. İnsanlarda en sık hastalık yapan tipler influenza A ve B’dir.
Florence Nightingale Hastanesi, Kadıköy Tıp Merkezinden çocuk sağlığı ve hastalıkları Uzmanı Dr. Lale Seren, bulaşmaları önleyebilmek için hasta olan çocuk ateşli olduğu dönemde kreşe veya okula gönderilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Türkiye gibi ılıman iklim kuşağında bulunan ülkelerde kış mevsiminde salgınlar meydana getirir. Enfeksiyon sıklıkla kasım ile mayıs ayları arasında görülür. Kış mevsiminde, soğuklarda gözlenenin ismi 'mevsimsel grip' iken beklenmedik zamanda çıkan ve dünyanın farklı bölgelerinde yaygın olursa 'pandemik influenza'dan bahsedilir. İnfluenza virüsleri antijenik yapılarını sık değiştirme özelliğinde olduğundan kişiler defalarca Influenza enfeksiyonu geçirebilir.
İnfluenza: İki-üç günlük bir kuluçka döneminden sonra aniden başlar.Klinik bulguları değişken olup, sıklıkla ani gelişen ateş, baş ağrısı, kas ağrısına eşlik eden öksürük ve boğaz ağrısı ile seyretmektedir. Daha önce virüs ile karşılaşmamış olduklarından çocuklarda erişkinlere göre daha yüksek ateş, ateşli nöbet, lenf bezi büyümesi, daha fazla sindirim sistemi tutulumu (bulantı,kusma ,ishal ) ve daha az solunum sistemi bulguları (kuru öksürük ,burun akıntısı,boğazda yanma) gözlenebilir. Bu durum, tanıda güçlüklere neden olmakta ve gereksiz antibiyotik kullanımını artırabilmektedir. Yenidoğanlarda, küçük çocuklarda ve bağışıklığı baskılanmış bireylerde klinik tablo değişik olabilir ve tanı güçlüğü yaratabilir.
Ateş, genellikle üç gün sürer…
Ateş düştükten sonra tekrar bir yükselme saptanabilir. Öksürük ve halsizlik haftalarca sürebilir. Oluşabilecek problemler mutlaka yakından izlenmelidir. Hastalık belirtilerinin uzun sürmesi, ateşin 3 günden fazla devam etmesi, iyileşme belirtileri olduktan sonra tekrar ateşin ortaya çıkması, solunum sıkıntısı belirtilerinin olması, bilinç durumunda değişiklik ve yeterli sıvı alamama ve beslenme güçlüğü olduğu durumlarda mutlakadoktora başvurulmalıdır. İnfluenza enfeksiyonu, kişiden kişiye damlacık yoluyla bulaşır ancak bulaşmada yüzeylerin rolü büyüktür. Kişi virüs barındıran masa, kapı kulpu, oyuncak gibi yüzeylere temas ettikten sonra temasta bulunan elini gözüne veya ağız mukozasına değdirirse bulaşma olur. Bu yol, özellikle çocukların enfekte olması açısından çok önemlidir. Bulaştırıcılık belirtilerin başlamasından bir-iki gün önce ve ateş düşmesini takip eden birkaç güne kadar olmaktadır. Tanısı için; burun sürüntüsünden yapılacak basit bir test ile tanı doğrulanabilirse de testin negatif kalması hastalığı dışlamaz. Gerekli durumlarda daha detaylı testler uygulanabilir.
Hastalık belirtileri geçene kadar evde istirahat etmek önemlidir
Grip, çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır. İki hastalıkta viral bir infeksiyon olmakla birlikte, farklı hastalıklardır ve farklı virüslerle oluşmaktadır.
Grip olmamak için neler yapılmalıdır?
- Özellikle el temizliğine dikkat edilmelidir, eller sık sık yıkanmalı
- Maske kullanımı (cerrahi maske yeterlidir.)
- Hasta kişilerle temastan kaçınmak
- Kalabalık mekanlardan uzak durulmalı
Bağışıklık sisteminizi güçlendirin!
Vücudun doğal savunma sistemini korumak ve güçlendirmek için sağlıklı yaşam kurallarının temelini oluşturan besinler önemli rol oynar:
Anne sütü: Çocukları enfeksiyonlara karşı koruma anne sütü vermekle artar. Doğumdan itibaren ilk 6 ay tek başına daha sonra tamamlayıcı gıdalarla beraber 2 yaşına kadar anne sütü verilmesi bebeğin hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlayacaktır. Anne sütü yanında bebek ve çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi vücut direncinin sağlanması açısından çok önemlidir. Bebek ve çocuk beslenmesinde yağ, protein, karbonhidrat ve vitamin-mineral ve eser elementler yönünden her yaşa uygun beslenme yapılmalıdır.
Uygun yaş grubuna göre; çocuk için her gün süt –süt ürünleri (yogurt-ayran ve kefir gibi fermente ürünler) tüketimi, yumurta, et, meyve-sebze, tahıllar ve baklagillerin tüketilmesi dengeli olmalıdır. Vücudun yapıtaşı protein kaynaklarını almak çok önemlidir özellikle yumurta en değerli protein kaynağı olup çocuk beslenmesindeki yeri önemlidir. Et ürünlerinden kırmızı et ve balık vazgeçilmezdir. Özellikle balıklardan somon, hamsi, mezgit, uskumru bol miktarda omega 3 balık yağı içerdiklerinden çocuklarda vücut direncini artırmanın yanı sıra beyin ve göz gelişimi için de çok önemlidir.
D Vitamini: Son yıllarda D vitamininin sadece kemik ve diş yapısını güçlendirmediği aynı zamanda eksikliğinde üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı saptanmıştır. Ülkemizde 2 yaşa kadar olan çocuklara düzenli D vitamini verilmesine karşın daha sonra D vitamini kullanılmamaktadır. Özellikle kış aylarında ortaya çıkan D vitamini eksikliği için doktor kontrolunde uygun desteğin verilmesi gerekir.
Ayrıca çocuk ve bebekleri sİgaradan korumalı, evde sigara içilmemeli ve çocuklar sigara içilen ortamlardan uzak tutulmalıdır. Gripten korunmada en etkin yol aşının yapılmasıdır. Grip aşısı koruyucudur.Özellikle her yıl riskli kişilerin aşılanması oldukça önemlidir.
Hasta olanlar dikkat!
- Evde istirahat edin,
- Öksürme ve hapşırma sırasında ağzın ve burnun tek kullanımlık bir mendil mutlaka kullanın,
- Ellerin sık sık yıkanması gerektiğini unutmayın…
- Bulaşmaları önleyebilmek için hasta olan çocuk ateşli olduğu dönemde kreşe veya okula gönderilmemelidir.
YORUMLAR