Uzmanlar, eğer çocuk 3 yaşındayken konuştuklarının yüzde 50’si anlaşılmıyorsa profesyonel destek alınmalıdır diyor.


İlk iletişim ağlamak

Çocuklar çevrelerindeki sesleri, konuşmaları dinleyerek dili ve konuşmayı öğrenir. Doğumdaki ilk ağlama konuşmanın başlangıcı olarak kabul edilebilir. Ağlama, konuşmayı edininceye dek onun can simidi. Acıktığını, uykusunun geldiğini, altının ıslandığını, yorulduğunu söylemek için bu sesi kullanır. Kendini ifade etmek için de başka hiçbir şeye ihtiyaç duymaz.


Zamanla ağlama dışında başka sesler de çıkarabildiğini keşfeder, seslerle oynamaya başlar. Böylece onun için gelişimin ilk adımları atılmış olur. Bebekler, seslere karşı çok duyarlıdır.


Sizin cümleleriniz doğru olsun

Aslında çok çeşitli sesler çıkarabilme yetisiyle doğan bebekler, giderek sadece çevrelerinde kullanılan sesleri taklit etmeye başlar, yetişkinlerin tepkisiz kaldığı diğer sesleri kullanmaz. Seslerden hecelere, sözcüklere ve cümle yapılarına doğru hızlı bir gelişme olur. Siz de onun bir anda konuşmaya başlamasına şaşırabilirsiniz. Bir de bakmışsınız ki ilk kelimesi ‘anne’ olmuş. Bazen de kimi çocuklarda konuşmaya başlama süreci zorlu geçiyor. Bu durumda anne-babalara düşen görevler büyük. Telaş yapmayın tedavisi var. Onun rahat konuşabilmesi için sadece sizin doğru cümlelerinize ihtiyacı var.


Konuşun konuşabildiğiniz kadar!

Sizler çocuklarınızla konuşurken basit sözcükler ve kısa cümlelerle konuşmaya dikkat edin. Çocuklar söyleyemedikleri bazı sözcükler için kendileri yeni sözcükler uydurabilir. Bu gibi durumlarda çocuğunuzun uydurduğu sözcüğü tekrar etmeyin. Asıl sözcüğü söyleyerek ona doğru sözcüğü öğretin. Bazı durumlarda çocuğunuz size tepki vermese dahi iletişimi kesmeyin. Farklı yollarla onunla iletişimi sürdürün.


Onunla iletişim kurmak için çocuk şarkılarından, kuklalardan, oyuncaklardan yardım alabilirsiniz. Sizin olabildiğince açık olmanız, onunla iletişime önem vermeniz çocuğunuzun ergenlik döneminde kendini daha iyi ifade edebilmesini sağlayacaktır. Çocuğunuzun konuşmasının düzelmesinde siz ailesine önemli görevler düşüyor. Öncelikle sabırlı olmanız gerekiyor. Bazı çocuklar her duyduğunu tekrarlamaya çalışır, bazılarıysa ebeveynin ısrarlı çabalarına karşı kayıtsız görünebilir.


Yanlışlarını düzeltin

Anne-baba olarak çocukları onlara tepki vermese dahi iletişimi kesmeyin. Farklı yollarla çocuğunuzla iletişimi sürdürün. Örneğin, 2 yaşında bir çocuk ‘araba’ yerine ‘düt’ diyorsa ‘Evet düt diye ses çıkarıyor, o bir araba.’ diyerek model olun. Böylece araba sözcüğü onun dilinde yer etmeye başlayacaktır.


Asla ‘Beni dinlemiyor, çok ilgisiz, anlamıyor’ gibi yorumlarda bulunup onunla iletişimi azaltmayın. Çocuğunuzun sosyal çevresi, ona sağlanan sözel uyaranların niteliği ve miktarı, özellikle de anne-babası olarak sizin çocuğunuzla olan iletişiminiz, onun dil edinim sürecini önemli ölçüde etkiler. Zaten ona kendini ifade etme fırsatı tanıdığınızda rahatlayacak ve gerilmeyecektir.


Geleceğini etkiliyor

İyi düzeyde konuşma ve dil becerisine, iletişim gücüne sahip olan çocuklar hayata daha kolay başlayabilir. Bu yetiler onların arkadaşlıklar kurmalarına, kendilerini kolayca ifade edebilmelerine, sosyal bir varlık olarak gelişebilmelerine ve daha iyi öğrenebilmelerine yardım eder. İletişim problemine sahip çocuklarsa sıkıntı, sosyalleşememe ve kapasitelerinin altında bir akademik başarı gösterme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.


Araştırmalara göre bakım evlerinde büyüyen, sık sık bakıcı değiştiren, çok kalabalık ev ortamında büyüyen çocukların dil gelişimi daha yavaş, kendisiyle konuşulan, kitap okunan, farklı sosyal ortamlarda büyüyen çocuklarınsa daha hızlı olduğu belirtiliyor.


Unutmayın ki, konuşma ve dil becerilerinin okuma, yazma ve okul başarısıyla olan ilişkisi birbirinden ayrılamaz. İleriki yaşlarında heyecanlandığında, telaş yaptığında tutuk kalmasını, kendini ifade edememesini istemiyorsanız ve çocuğunuzun konuşmasında bir farklılık olduğunu hissediyorsanız onun için çalışmaya şimdiden başlayın.


Cesaretlendirin

İşte size; çocuğunuzu konuşmaya cesaretlendirmek için birkaç kolay yöntem: Miniğinize sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlayın, yaşına uygun bir şekilde onun ile oyun oynayın. 3-4 aylık bebek olsa bile eline bir şey aldığında onunla ilgili bir şeyler anlatın, yaşına uygun olarak size hikaye, masal anlatmasını isteyin, sık sık sosyal ortamlarda bulunmasını sağlayın. Kalabalık içinde onun konuşmasını teşvik edin, dengeli ve çeşitli beslenmesini sağlayın, günlük belli bir zaman ayırarak çocuğunuzla resimler üzerinde bol bol konuşun.


Uzmana danışın

Çocuğunuzun konuşmasında şu belirtiler varsa konuşma probleminin olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz:

  • Eğer, 3 aylıkken çevredeki seslere ya da insan sesine tepki vermiyorsa,
  • 3-5 aylıkken agulamalar, ‘ah-ah’ gibi sesler çıkarmıyorsa,
  • Yüzünüzü görmediği halde sesinizi duyduğunda tepki vermiyorsa,
  • 10-11 aylıkken ‘hayır-yok’ dendiğinde anlamıyor sizin çıkardığınız sesleri taklit edemiyorsa,
  • 12 aylıkken öpücük, el şaklatma gibi sesleri taklit etmiyorsa,
  • İsteklerini elde etmek için ağlama dışında ses çıkartmıyorsa bir uzmana hiç vakit geçirmeden başvurun.

Erken teşhis önemli

Konuşma, dil ve sosyal iletişim sorunlarının temeli ne olursa olsun erken tanı ve tedavinin önemi artık tüm dünyada kabul edildi ve tedavisi mümkün. Bazen konuşma bozukluğunun nedeni işitme engeli, zeka geriliği gibi durumlardan da kaynaklanabilir. Zaten bu durumlar çocuğunuzda rahatlıkla fark edebileceğiniz durumlar olduğundan vakit geçirmeden uzman doktora gidin.


İletişim sorunlarının iyileştirilmesi ve mümkünse giderilebilmesi için çocuk, aile ve okula verilecek destek, 0-5 yaş dönemi arasında büyük önem taşıyor. Çocukların konuşma ve dil becerilerinin bu yaş dönemi içinde hızla gelişebildiği gözlemlenmiştir.


Çocuğunu en iyi tanıyan, onunla en çok zamanı geçiren kişilerdir. Eğer çocuğunuzda bir konuşma problemi olduğunu gözlemliyorsanız, konuşma ve dil terapisinden olumlu sonuçlar almak için siz, anaokuluna gidiyorsa öğretmeni, konuşma ve dil terapisti ve gerekli diğer profesyoneller tarafından oluşturulacak bir ekip çalışması vazgeçilmezdir.


Tedavisi var

Uzmanlar bu tedavi sürecinde çocuğunuzun alıcı ve ifade edici dil becerilerini değerlendirir ve ne yapılması gerektiği konusunda sizi bilinçlendirir, ya aile destek programı uygulanır ya da çocuğunuzla düzenli terapilere başlanır. Siz belki sürekli çocuğunuzun yanında olduğunuzdan ondaki problemleri fark edemeyebilirsiniz. Size bazı kelimeleri söyleyişi sevimli bile gelebilir, üzerinde durmayabilirsiniz. Ailesi olarak yapabileceğiniz en büyük hata ‘Büyüdükçe düzelir ya da babası da konuşmaya geç başlamış.’ düşüncesine kapılmaktır. Ama zaman geçtikte konuşma bozukluğu çocuğunuzda yer edeceğinden erken teşhis çok tedavinin kalitesi açısından çok önemli.


İlk iletişim

Bebeğinizle kuracağınız göz temasının bile bir iletişim yolu olduğunu unutmayın. Bebeğinizi emzirirken göz teması kurmaya ve konuşmaya özen gösterin. Bebekleriyle konuşan anneler, bebeğin bir süre sonra çeşitli sesler çıkararak karşılık verdiklerini gözlemlemiştir. Bu bebeğin dil ediniminde çok önemli bir tepkidir. Yedirme, giydirme, altını değiştirme gibi günlük aktivitelerde, o anda yapılan aktivite hakkında konuşmak, çocuğun sözcük dağarcığını artırmak için kullanılabilecek en doğal yöntem.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.