İlköğretim 7’nci sınıf ta okuyan 22 öğrencisini günümüz şairleriyle buluşturan Bahariye Ortaokulu Türkçe öğretmeni Filiz Çelik Doğru, şiir sevdasını, öğrencilerine aşılıyor. Aylardır bu proje üzerinde çalışan İstanbul Kadıköy’deki Bahariye Ortaokulu 7B sınıfı öğrencileri; öğretmenleri Doğru’nun organizasyonuyla 16 Mayıs’ta, Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nın 100’üncü yılı anısına bir şiir dinletisi düzenleyecek. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki “Bahariye Ortaokulu Şairlerle Buluşuyor”isimli projenin dinletisinin yanı sıra öğrencilerin yaptığı röportajlar, bir dergi haline getirilecek.


Yayımlanmış üç şiir kitabı bulunan Filiz Çelik Doğru, öğrencileri, şiiri ve edebiyatı sevsin istiyor. “Yaşamla kavgaya tutuştuklarında, insanlardan umutlarını kestiklerinde, şiirin diriltici soluğuyla ayağa kalkabilsinler istiyorum. Çünkü şiirin gücüne inanıyorum” diyor. Şiir, Filiz Öğretme’nin çocukluğundan bu yana en güvenli sığınağı olmuş. Şiirin “dokunduğu her şeyi derinleştiren, sığlıktan kurtaran; insanı güzelliklerle, güzel insanlarla buluşturan, insanı daha insan yapan zenginleştiren bir sihir” olduğuna inanıyor. Öğrencileri arasında oğlum Çınar’ın da yer aldığı Filiz Öğretmen, şiirin ne elzem olduğunu hatırlatıyor bizlere:


“Toplumun hızla değiştiği, bencilleştiği bu çağda, farkındalık düzeyi yüksek, bilmenin yüküyle eğilen her insanın nefes aldığı bir alandır şiir.”


Filiz Çelik Doğru’nun sorularıma verdiği yanıtlar şöyle:


Kendinizden söz eder misiniz? Kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsunuz? Şiir kitaplarınız, öğretmenlik yaşamınız ve şiir sevdanızın kesişmesi olarak yorumlanabilir mi?

25 yıllık öğretmenim. Mesleğe edebiyat öğretmeni olarak başladım. O zamanlar Türkçe ve edebiyat ayrımı yoktu, tayinimiz hangi kuruma çıkarsa orada çalışıyorduk. Şimdi Türkçe ve edebiyat ayrımı var. Branşınız Türkçe ise lisede çalışamıyorsunuz; edebiyat ise, ortaokulda çalışamıyorsunuz. Ben de bir şekilde ortaokulda Türkçe öğretmeni olarak kaldım gitti. Liseden ortaokula ilk geçtiğim zamanlarda alışmakta güçlük çekmiştim. Sonradan alışılıyor tabii.


Şairlik güç iş; Cam Köprü (2010), İpek Tende Kadife Sıyrıklar (2012), Filiz Veren Şarkılar (2013, çocuk şiirleri) adlarıyla yayımlanmış üç şiir kitabım, basıma hazır çocuk öykü dosyam var. Yine de kendimi şair sayamıyorum.


Şiir, çocukluğumdan beri benim en güvenli sığınağım oldu. Dünyanın yıkıcılığına, insanın yoruculuğuna karşı direncim. Hayatın kiriyle, pasıyla duran kalbimi yeniden çalıştıran bir şey şiir. Kırıklarımı onaran; beni koruyan, kollayan, dahası yaşamla baş etmemi sağlayan bir güç şiir. Dokunduğu her şeyi derinleştiren, sığlıktan kurtaran; insanı güzelliklerle, güzel insanlarla buluşturan, insanı daha insan yapan zenginleştiren bir sihir. Toplumun hızla değiştiği, bencilleştiği bu çağda, farkındalık düzeyi yüksek, bilmenin yüküyle eğilen her insanın nefes aldığı bir alandır şiir.


"Şiirin gücüne inanıyorum”

Bahariye Ortaokulu 7B sınıfı öğrencileriyle birlikte yürüttüğünüz bu projeyle neler hedefliyorsunuz?

Ben 7B’nin aynı zamanda sınıf öğretmeniyim. Tüm öğrencilerimi çok seviyorum. Çalışkan ve daha bu yaşta duruşları olan çiçekleri, hangi öğretmen sevmez! Hangi öğretmen yeni projeler için bu pırıl pırıl çocuklardan ilham almaz! Onları yetiştiren annelerine babalarına teşekkür etmeliyiz. Elbette ben de onlara böyle projelere verdikleri destek için ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum.




Öyle sanıyorum ki daha önce böyle bir proje düşünülmemiş. 22 öğrencim, yaşayan 22 şairimizle iletişime geçti. Her öğrenci iletişime geçtiği şairle ilgili bir dosya hazırlıyor. Bu dosyada şairlerin biyografileri, eserleri, gazete ve dergilerde onlarla ilgili çıkan haber kupürleri birikiyor. Çocuklarım bunlarla da yetinmiyor, şairin bir yerlerde etkinliği varsa o etkinlikte bulunmaya çalışıyor. Şairlerle ilgili tüm biriktirdiklerini daha sonra slayt haline getirecekler.


Bu projeyle sahici bir şeyler yapmayı hedefledim. Şiir de öğrencilerim gibi sahici çünkü. “Miş” gibi yapılanların yanında hiç olmadım. İnandığım işleri hayata geçirmeyi seviyorum. Öğrencilerim, şiiri sevsin, edebiyatı sevsin, yaşamla kavgaya tutuştuklarında, insanlardan umutlarını kestiklerinde, şiirin diriltici soluğuyla ayağa kalkabilsinler istiyorum. Çünkü şiirin gücüne inanıyorum.


Bu proje sadece öğrencilerimle de sınırlı değil. Öğrencilerimin çok değerli anneleri, babaları, yakınları; öğretmen arkadaşlarım, okul çalışanları; uzaktan yakından projemizi duyan, bilen, destek veren, vermeyen, herkese şiiri sevdirmek, yaşayan şairlerimizi tanıtmak. Gençleri edebiyata yöneltmek, şiire yöneltmek, onları güzel işlerle meşgul etmek.


Şairlerle güçlü bağlar kuruyorlar


Hangi şairlerle görüştünüz?

Projedeki 22 öğrencimiz, 22 şairle görüştü. Salih Bolat, Arife Kalender, Çiğdem Sezer, Ataol Behramoğlu, Hakan Güzeldere, Yaprak Öz, Betül Dünder, Gonca Özmen, Nur Saka, Şeref Bilsel, Bâki Ayhan, Oya Uysal, Nilay Özer, Metin Fındıkçı, Dilruba Nuray Erenler, Haydar Ergülen, Şükrü Erbaş, Lâle Müldür, Kadir Aydemir, Ömer Erdem, Barış Erdoğan ile görüşüldü. Bir öğrencim de benim bir şiirimi okuyor.


Bu proje ile günümüz şairlerinin şiire dair tavırlarını yakından görmüş olduk. Şunu anladık ki, hepsi çok değerli insanlar. Ucundan kıyısından şiirle ilgili olan işlere “hayır” demiyorlar, bu çok güzel! Kime ulaştıysam ve kime çalışmamızı açıklayıp yardım istediysem “vaktim yok” diyen olmadı, bu çok sevindirici oldu bizim için. Şimdiye kadar görüştüğümüz şairler projemizi çok özgün bulduklarını ifade ettiler. “Nereden geldi aklınıza, ne güzel düşünülmüş bir proje” ve benzeri sözler, bizi daha da motive etti.


Öğrencilerimle şairleri arasında güçlü bir bağ kuruluyor. “Ömrüm boyunca takipçiniz olacağım, ömrüm boyunca okuyucunuz olacağım.” diyorlar, daha ne olsun!..





Geçen yıl da proje yaptılar


Geçen yıl da aynı sınıf öğrencileriyle yine bir şiir dinletisi düzenlemiştiniz.

Evet, hayatta olmayan şairlerimizin şiirlerini okumuştuk. Orhan Veli, Nazım Hikmet, Bedri Rahmi, Cahit Külebi, Ümit Yaşar, Attila İlhan, Ahmet Muhip, Ahmet Kutsi, Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü, Can Yücel, İlhan Berk, Özdemir Âsaf, şairlerimizdi. Çok zevkli, çok güzel, çok başarılı bir dinletiydi. Dinletimizi önce okul konferans salonumuzda gerçekleştirmiştik. Öylesine beğenilmişti ki Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde bir kez daha sunmuştuk.


Haftada iki, üç gün çalışıyorduk. Solo okumalarımız, toplu okumalarımız, şiirlere uygun fon müzikleri seçmemiz, şiirlere uygun dramatik bir hava arayışlarımız, çok yorucu ama bir o kadar da keyifli çalışmalar oldu. Geçen yıl, hayatta olmayan şairlerin şiirlerini okumuştuk, bu yıl yaşayan şairlerimizin şiirlerini okuyacağız. Bu yılki çalışmamız, geçen yılkinin devamı aslında.




Bilgili canavarlara panzehir: Şiir


Bu projelerle çocukların günlük yaşamına, edebiyat ve şiiri etkili bir biçimde katıyorsunuz. Bu konudaki gözlemleriniz neler? Birlikte çalıştığınız öğrencilerden edebiyat dünyasına yönelen var mı?


Birlikte çalıştığım çocuklarda şiire ve yazmaya yönelenler var tabii ki. Bazı şiir ve kompozisyon yarışmalarında öne çıkan, ilçe çapında dereceye girenler var. Bunlar olacaktır. Türkçe öğretmenlerinin görevi zaten bu değil midir? Daha önceki yıllarda bir öğrencim, şiir yazma yarışmasında Türkiye birincisi olmuştu. Belki de bu çocuklardan bazıları ileride tanınmış bir şair, tanınmış bir yazar olacak, bilemeyiz. Ama ne olursa olsun; doktor, mühendis, öğretmen… Yüreği şiirle eğitilmiş bir doktor, işini diğerlerinden çok daha iyi yapacaktır. Yüreği şiirle eğitilmiş bir mühendis, bambaşka projelere imza atacaktır. Yüreği şiirle eğitilmiş bir öğretmen de hiç değilse benim yaptıklarımı yapacak, güzel çocuklarla güzel yollarda yürüyecektir.


Edebiyat, başkalarının hayatlarını anlamak demektir. Başka hayatlarla çoğalmaktır, başka hayatlarla büyümektir. Ruhsal bir büyümedir bu. Şiir, gerçekten büyülü bir alandır. Dört dize, yüreğinizi alt üst edebilir. Şiir, müthiş bir hayal gücü kazandırır insana. İçinde hayal gücü olmayan hiçbir şey tam değildir, eksiktir. Sigmund Freud, “Nereye gidersem gideyim, benden önce bir şairin oraya gittiğini görüyorum.” der. Şairin geçtiği yerlerden geçmiş olan çocukların kuracağı dünyayı hayal edebiliyor musunuz? Bambaşka güzellikte olacaktır.


Şunu da eklemeliyim ki, insanı sevmenin bir yoludur şiir. İnsanı sevmeyen, yüreğinde bir şiir ateşi bulunmayan, sadece ders çalışarak, formül ezberleyerek kariyer yapmış gençler, bazen bilgili birer canavara dönüşebilir.


Şiir özel sayısı hazırlanıyor


Röportajları, hazırlayacağınız bir dergide yayımlamayı planlıyorsunuz, bu çalışmayla neyi amaçlıyorsunuz?


Baktık ki güzel bir şeyler ortaya çıkarıyoruz, tüm bunlar zamanın unutkanlığına bırakılmamalı, güzel bir şiir dergisiyle ölümsüzleştirilmeli, diye düşündük. “Bahariye Ortaokulu Şiir Özel Sayısı” adı altında tüm çalışmalarımızı çıkaracağımız dergide toplamayı düşünüyoruz. Çok kıymetli insanlarla şiir hâllerini söyleştik. Şiire dair güzel bilgiler derledik. Dergi sayesinde daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz. Yaptığımız söyleşiler, edebiyatı seven herkes tarafından okunmalı. Sorularımızı çok özenerek hazırladık, mümkün olduğunca farklı sorular üretmeye çalıştık.


Röportaj: Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.