Bahar üzerimize olsun

Cumartesi sabahına kadar ömrümün ağırlığını omuzlarıma yükleyen, içinde yaşarken kendimi çiğnenmiş sakız gibi hissettiğim şehre adım atmak içimden gelmiyordu.


Şimdi hiç olmadığı kadar doğduğum yerde olmak istiyorum. Gelip “Buralar benim, hop, ne oluyor, az çekilin bakalım, sahipsiz mi sandınız?” diye kafa tutmak, onu korumak istiyorum.


Hayalet halini görünce kederleniyorum, içimdeki öfke kabarıyor. Beni yoğuran, sahip olduğum ne varsa veren, istediğim ne varsa aldığım yeri bu hale getirenlere meydan okuyasım, bomboş sokaklarında başım dönene kadar dönesim var.


Ölümle yaşam arasında kalmanın ne olduğunu insan demek böyle öğreniyor. Başkasının acısına sırtını dönmüyorsan, bir kendi arkanı kollamıyorsan yaşamaktan da utanmıyorsun. Bütün sevdiklerimi kucağında taşıyan İstanbul’da ne olacağı belli değil ve Beşiktaş Çarşı’da Gara Guzu tokuşturasım, Yare’nin kaldırıma atılmış masalarından birine çökesim, Kadıköy’ün tarçınlı lokma kokan sokaklarında güzelim, canım gençlerin kahkahalarını duyarak Moda’ya çıkasım var. İlk defa İstanbul’un leş kokusunu içime çekesim var.


İnsan doğduğu yeri çamurdan da olsa seviyormuş. Hayat kimseyi toprağından, yuvasından temelli etmesin. Doğduğun yer ana rahmin, ona ne oluyorsa annene olmuş gibi hissediyorsun.


Seni ne çok seviyormuşum İstanbul. Dinozorların, hamam böceklerinin, farelerin dünyaya neden geldiğini anladım, seni bu hale getirenin neden doğduğunu ve neden bizim buralara geldiğini hâlâ anlayamadım. Seni senin kabahatin olmayan şeylerden suçladığım için affet.


Şimdi bizi öldürüyorlar. Hepimizi sokaklarına serseler de sen bizi unutur musun?


Onca çocuk doğurduk, onlara insan kötü olabilse de insanlığın güzel bir şey olduğunu anlattık. Onca şarkı şiir söyledik, hikâye roman yazdık, film çektik, resim yaptık bunlar ölür mü? Hiçbirini yapmadıysak birbirimizde seslerimiz, sözlerimiz kaldı. Gazla, ateşle, yasakla hepsi yok olur biter gider mi?


Bilmiyorum, biz öldürmekle biter miyiz?


İnsan nefes almak için unutmaya, alışmaya programlı ama biz gördüklerimizi, yaşadıklarımızı unutabilir miyiz? Bu kadar parçalandıktan, parçalarımızı eteklerimize toplayıp taşıdıktan sonra aynı biz kalabilir miyiz? Bunca ölüm bize elbet bir şeyler öğretecek.


Hava kapalı ama açacak, yollar kapalı ama açılacak. Kim ki kana susamış, dünyaya kazık çakamayacağını anlayacak.


Günler uzamaya, geceler kısalmaya başladı.


Her gecenin bir sabahı var.


Günümüz aydınlık olsun.


Bahar üzerimize olsun.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Insanin vatani gibi yok.sevgiler
    CEVAPLA
  • Misafir Yurdumuza bahar geldigi zaman kışımiz bile bahar olacak .sevgi ve barista üzerimize olsun
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.