Haluk Piyes’in yeni filmi ‘Ateş’ 15 Nisan’da sinemalarda. Ünlü oyuncuyla oyunculuktan yönetmenliğe ve yapımcılığa geçişini, sosyal danışman rolüyle yaptığı çalışmaları konuştuk.


‘Ateş’i çekmeye ne zaman karar verdiniz?

‘Ateş’in hikâyesi çok eskiye dayanıyor. Filmlerimde genel olarak kendi çerçevemden baktığım sorunları anlatmaya çalışıyorum. Teknik olarak 2 yıl önce yazmaya başladım ama hikâye yıllardır yaptığım gözlemler sonucunda ortaya çıktı. Konuda madde bağımlılığı var ama film akıllara sosyal sorumluluk projelerini getirmesin. İçinde komedinin, aksiyonun ve aşkın olduğu bir film. ‘filmde herkesin bir sıkıntısı var’


Filmde nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Filmde canlandırdığım Ateş, Cihangir’de yaşayan, annesi sahne sanatçısı olan bir Rum. Tophaneli eski kulağı kesiklerden Yavuz isminde bir arkadaşı var. Yavuz muhafazakâr bir ailenin çocuğu, Ateş tam tersi olsa da çok iyi arkadaşlar. Ateş’in ailesiyle ilgili bir sırrı var. Bununla hayatına bir aşk yani Aleyna girince yüzleşiyor. Filmde herkesin bir sıkıntısı var. Sadece hiç derdi olmayan bir Çingene kızımız var. O da sevdiği mutlu olunca mutlu olabilecek özel biri.


Filmde sosyal danışmanlık yanınız devreye giriyor mu?

Tabii ki hikâyenin içinde gençlere vermek istediğim mesajlar da var. Yeşilçam filmleri de böyleydi. Biz komedi veya aşk filmi seyrederdik ama içinden bize doğru mesajlar ulaşırdı. Sinema kültürümüzde bu azaldı. Sanki mesaj verince film sosyal sorumluluk projesi veya sanat filmi gibi algılanıyor.



‘Aksiyon Bekliyorlar’

Filmde aksiyon ve dövüş sahneleri var. Bu tarzı seviyorsunuz sanırım...

Gençler benden genelde aksiyon bekliyorlar ama bir önceki filmim ‘Bizim Hikâye’ sakin ve aksiyonun olmadığı bir işti. Orada gördüm ki duygusal sahneler de beğeniliyor. Bu filmde onlar da var. Ruhun gıdası sevgidir, birçok sorunun tek çözümü sevgiyi göstermektir. Sevgiyi hayatımızda çok az gösteriyoruz. Filmlerde insanlara bu duyguları hatırlatmaya çalışıyoruz.


Son dönemde toplumda şiddetin bu kadar artmasının sebebi de bu sevgisizlik olabilir mi? Bazı şiddet türleri hep vardı. Günümüzde bunlar sosyal medya aracılığıyla görünür hale geldi. Sürekli yükselme, daha iyisine sahip olma tarzı kaygılar insanları daha sinirli, şiddete meyilli, hoşgörüsüz kılı- yor. Şiddetin panzehiri sevgidir. Sevginin olmadığı yerde madde veya makam bağımlılıkları ortaya çıkıyor.



‘Fast food komediyle kalıcı olamazsın’


Komedi filmi yapmayı düşünüyor musunuz?

Aslında Almanya’daki ilk filmim ‘Kanak Attack’ trajikomik bir filmdi. O film 4 milyon seyirciye ulaştı. Demek ki komedide daha başarılıyım ama komedi yapmamın vakti var daha. Amaç iki küfürle insanları güldürmekse, bu kolay. Ben o tarz işlere ‘fast food komedi’ diyorum. Ve sinemamızda bu işler çok fazla olmaya başladı. Ama bu tarz işler kalıcı olmuyor. Amaç ağlamak veya güldürüp para kazanmaksa hedefe ulaşırsın ama kalıcı olamazsın.





‘Benim gibi dobra adamlar evde kalıyor’


Evliliğe sıcak bakıyor musunuz?

Evlenmeyi istiyorum. Kızını alıp anneme gelen de var, dizileri seyredip “Oyuncuyla işim olmaz” diyen de. Madem sevmiyorsun destekleme. Bu tezatları çok görüyorum. Benim gibi dobra adamlar evde kalıyor.


Birçok sorunlu ailenin dertlerini dinliyorsunuz. Bu, evliliğe karşı bir önyargı oluşturdu mu?

18 yaşından beri evlenmeye çalışıyorum, olmadı. Şimdi “İyi ki erken evlenmemişim” diyorum. Çünkü eşim beni sürekli mutlu etsin isterdim. Yeni yeni “Ben eşimi mutlu etmeliyim” diyorum. Evlilikte tek menfaat eşinizin mutluluğu olmalı.




Röportaj: Neziha Kartal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.